Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/159 E. 2023/612 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/159
KARAR NO: 2023/612
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/10/2019
NUMARASI: 2016/1048 Esas – 2019/872 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/04/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 04/08/2016 tarihinde, davalıların sürücüsü ve ZMM sigortacısı olduğu … plakalı aracın, müvekkilinin sürücüsü olduğu … plakalı araca kusurlu olarak çarpması sonucunda meydana gelen kazada müvekkilinin yaralandığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik sürekli/kalıcı iş gücü kaybı nedeniyle 100-TL, gelir kaybına uğraması nedeniyle 100-Tl olmak üzere toplam 200 TL belirsiz alacağın davalılardan ve 50.000 TL manevi tazminatın davalı …’ndan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 18/06/2019 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini toplam 63.925,15-TL olarak artırmıştır. Davalı sigorta şirketi vekili, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve zarar görenin gerçek zararı ile sınırlı olduğunu, davacının sürekli maluliyetinin oluşup oluşmadığına dair ATK’dan rapor alınması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza tespit tutanağında olayın oluş şeklinin yanlış anlatıldığını, kusuru kabul etmediklerini, davacı sürücünün motorsiklet kullanırken takması gereken kaskı takmadığını, davacının öğrenci olması nedeniyle gelir kaybına uğramasının mümkün olmadığını, manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”… davacı tarafından trafik kazasından kaynaklı olarak davalı sigorta şirketi ve karşı araç sürücüsü … aleyhine maddi tazminat davası açılmışsa da, davacının maddi zararının davalı sigorta şirketi ile imzalamış olduğu 02/04/2018 tarihli sulh protokolü ve ibraname ile karşılanmış olduğu, protokole göre davacının sigorta aleyhine açmış olduğu davadan feragat etmesi nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerektiği, davalı sigorta şirketi vekilinin vekilinin vermiş olduğu dilekçe ile yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediğinin görüldüğü, davacının maddi tazminat talebinin yargılama sırasında karşılanmış olması nedeniyle davalı … açısından ise davanın konusuz kaldığı, yargılama giderleri açısından davanın açılış tarihindeki haklılık durumuna göre davacı lehine hüküm kurulması gerekir ise de sulh protokolü ile davacının bu taleplerinin de karşılanmış olduğu görülmekle, davalı … aleyhine hüküm kurulmadığı; Manevi tazminat açısından ise somut olayın özellikleri, yaralanmanın mahiyeti, kaza tarihi, kusur durumu, ekonomik, sosyal durumları ve olayın oluş şekli kapsamında manevi tazminat isteminin kısmen kabulü gerektiği” gerekçesiyle, 1-Davacı ile davalı … Sigorta AŞ yargılama sırasında sulh olduklarından sigorta açısıdan açılan davadan davacı feragat ettiğinden feragat nedeni ile davanın reddine, 2-Yargılama sırasında davacının maddi tazminat talebi sigorta tarafından karşılandığından diğer davalı … aleyhine açılan davanın kosunuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına, 3-Davalı … aleyhine açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine, olay tarihi olan 04/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL manevi tazminatın bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; maddi tazminatta davalı sigorta şirketi yönünden kaza tarihindeki limit olan 310.000-TL dahilinde sulh olduklarını ve davalı sigorta şirketi yönünden davadan feragat ettiklerini, diğer davalıya karşı davaya devam ettiklerini beyan ettiklerini, hesaplanan tazminattan 310.000-TL tenzil edilerek bakiye 63.925,15-TL yönünden bedel artırım dilekçesi verdiklerini, artırılan bedelin diğer davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiğini, diğer davalı yönünden verilen kararın hatalı olduğunu, hükmedilen manevi tazminatın ise az olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 1-Davacı tarafça, kaza nedeniyle yaralandığı iddiası ile açılan davada, yargılama sırasında davalı sigorta şirketi ile aralarında düzenlenen 02.04.2018 tarihli “Sulh Protokolü ve İbraname” başlıklı belge ile, eldeki davaya konu maddi tazminat alacağı yönünden, 252.900-TL asıl alacak ve fer’ileri karşılığı olmak üzere toplam 288.900- TL’nin ödenmesiyle davalı sigorta şirketinin poliçeden kaynaklı sorumlu olduğu tüm alacaklar yönünden sigorta şirketinin ve sigortalısının gayrikabili rücu ibra edildiğinin belirtildiği görülmüştür. Davacı vekili tarafından sunulan 02.10.2018 tarihli dilekçe ile de davalı sigorta şirketi yönünden maddi tazminat davalarından feragat ettiklerini, herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığını, davalı … yönünden ise maddi ve manevi tazminat taleplerinin devam ettiğini belirttikleri anlaşılmıştır. Akabinde, davacı vekilince 15.05.2019 tarihli aktüer raporu doğrultusunda davacı için hesaplanan toplam 373.925-10-TL maddi tazminattan kaza tarihindeki poliçe limiti olan 310.000-TL nin tenzili ile bakiye 63.925,15-TL için bedel artırımı yapılarak bu rakamın davalı sürücü …’ndan tahsili talep edilmiştir. ( Bkz. Yargıtay 17.HD’nin 2016/5887 Esas, 2019/1576 Karar sayılı ilamı) Davacı taraf tam teselsülde olduğu gibi, zararının tümünün tazminini müteselsil borçluların hepsinden isteyebileceği gibi, birisinden de isteyebilir. Davaya konu kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 166. maddesi hükmüne göre, sorumlulardan birinin zararı ödemesi halinde, diğerleri bu oranda borçtan kurtulurlar. Ancak müteselsil borçluların borçtan tamamen veya kısmen kurtulabilmeleri, alacaklının bilfiil tatmin edilmiş olması halinde söz konusudur. Bunun aksinin kabul edilebilmesi için ya alacaklının teselsülden açıkça feragat etmiş olması yahut da böyle bir feragatin durumdan kesin olarak anlaşılması lazımdır. Yine, Türk Borçlar Kanunu’nun 168. maddesi hükmüne göre, rücu hakkından yararlanan müteselsil borçlulardan her birinin ödediği miktar oranında alacaklının haklarına halef olacağı ve alacaklının diğerleri zararına, müteselsil borçlulardan birinin durumunu iyileştirdiği takdirde bu fiilin neticelerini şahsen tahammül edeceği açıktır. Somut olayda; davacı vekili tarafından, zarardan müteselsilen sorumlu olan araç sürücüsü ve araç trafik sigortacısına karşı dava açılmış; dava devam ederken davacı vekili tarafından davalı sigorta şirketi ve dava dışı sigortalı …AŞ borçtan tamamen ibra edilmiş ve davalı sigorta şirketi yönünden davadan feragat edilmiş, ancak sürücü davalı … yönünden maddi ve manevi tazminat davasına devam edilmiştir. Bu halde, 02.04.2018 tarihli ibraname, davacı vekilinin davalı sigorta şirketi hakkındaki feragati ve bedel artırım dilekçesi dikkate alındığında, davacı tarafça davalı sigorta şirketi yönünden kaza tarihindeki poliçe limitince (310.000-TL) tam ibra ve feragat gerçekleştiğinden, aleyhine açılan davadan feragat edilmeyen ve dahi borçtan ibra edilmeyen müteselsil borçlu konumundaki davalı sürücü … ancak bu oranda sorumluluktan kurtulur. Başka bir deyişle, davacının bu rakamın (310.000-TL) üstünde olan zararından (63.925,15-TL ‘den) davalı …’nun sorumluluğu devam etmekte olup, yerel mahkemece davacının maddi tazminat talebinin yargılama sırasında karşılanmış olduğu, davalı … açısından davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. 2-Kaza tarihi, kusur durumu, davacının yaşı, yaralanmasının mahiyeti ve ağırlığı, maluliyet oranı, kazanın meydana geliş biçimi, somut olayın özellikleri ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları hep birlikte nazara alındığında; manevi tazminatın amacının, zarara uğrayan kişinin duyduğu manevi acıyı bir dereceye kadar yumuşatmak, bozulan manevi dengeyi onarıp düzeltmek, bir teselli, bir savunma ve ruhu tatmin etmek olduğu, Hakimin manevi tazminat miktarını tarafların kusur oranlarına, sosyal ve ekonomik durumlarına ve adalete uygun olarak takdir etmesi gerektiği, takdir edilecek miktarın, manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da göz önünde tutularak, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olması gerektiği gibi davacı lehine anılan ilkeler de dikkate alınarak manevi tazminatın takdir edilmesi gerekirken mahkemece somut olaya uygun düşmeyecek şekilde manevi tazminatın bir miktar az takdir edilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla, davacı vekilinin istinaf itirazlarının yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle kabulüne, ancak bu yanılgılar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle kaldırılıp, HMK 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, I-İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/10/2019 tarih ve 2016/1048 Esas, 2019/872 Karar sayılı kararına karşı, davacı vekilinin istinaf itirazlarının yukarıda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle KABULÜNE; a-)Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar ve ilam harcının istek halinde kendisine iadesine, b-)İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan diğer giderlerin ise takdiren üzerinde bırakılmasına, c-)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, II-İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/10/2019 tarih ve 2016/1048 Esas, 2019/872 sayılı kararının KALDIRILMASINA,HMK’nın 353/(1)-b-2 maddesi uyarınca, KALDIRILIP DÜZELTİLEN HÜKMÜN YERİNE GEÇMEK ÜZERE; 1/Davacı ile davalı … Sigorta AŞ yargılama sırasında sulh olduklarından ve davacı tarafça sigorta şirketi yönünden davadan feragat edildiğinden maddi tazminat davasının davalı … Sigorta AŞ yönünden feragat nedeniyle REDDİNE, 2/Maddi tazminat davasının davalı … yönünden ıslah gibi KABULÜ ile 63.925,15-TL maddi tazminatın davalı …ndan tahsili ile davacıya verilmesine, 3/Manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 04/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ndan alınarak davacıya verilmesine, 4/Davalı … Sigorta AŞ yönünden vekalet ücreti talep edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 5/Maddi tazminat yönünden alınması gerekli 4.366,72-TL harçtan, davacı tarafından başlangıçta maddi tazminata ilişkin yatırılan 54,64-TL peşin harç ve 219,00-TL ıslah harcı toplamı 273,64-TL nin mahsubu ile bakiye 4.093,08-TL harcın davalı …’ndan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 6/Maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesap ve takdir olunan 10.228,02-TL vekalet ücretinin davalı …’ndan alınarak davacıya verilmesine, 7/Manevi tazminat yönünden alınması gereken 2.732,40-TL harçtan, davacı tarafça manevi tazminata ilişkin olarak başlangıçta yatırılan 116,82-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.615,58-TL nin davalı …’ndan alınarak hazineye gelir kaydına, 8/Manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesap ve takdir olunan 9.200- TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, 9/Manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesap ve takdir olunan 9.200-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …na verilmesine, 10/Davacı tarafından yapılan toplam 2.216,90 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 1.773,52-TL sinin davalı Nazım Balayoğlu’ndan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, 11/Gider avansından arda kalanın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.12/04/2023