Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1587 E. 2023/1755 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1587
KARAR NO: 2023/1755
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/03/2020
NUMARASI: 2018/71 Esas – 2020/235 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Destekten Yoksun Kalma ve Manevi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/10/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacılar vekili dava dilekçesi ile; 03.12.2017 günü, müvekkillerinin oğlu, kardeşi …’ın sevk ve idaresindeki motosiklet ile seyir halinde iken davalıların maliki, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın çarpması neticesinde vefat ettiğini, kaza tespit tutanağına göre davalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, müteveffanın anne ve babası olan müvekkillerinin destekten yoksun kaldıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davacı baba … için 30.000,00-TL, anne … için 30.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tüm davalılardan, müvekkillerinin manevi zararına karşılık, anne ve baba için 100.000,00-TL, kardeşler için 50.000,00’er-TL olmak üzere toplam 550.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılar … ve …’tan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında sunduğu 07.12.2019 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini davacı baba için 47.374,18-TL’ye davacı anne için 54.583,80-TL’ye artırdıklarını, 03.02.2020 tarihli dilekçe ile de: davalı sigorta şirketi ile anlaşmaya varılması nedeni ile maddi tazminata ilişkin yargılama gideri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere taleplerden feragat ettiklerini bildirmiştir. Davalı … davaya ilişkin cevap dilekçesi sunmamış ancak yargılama sırasında alınan beyanında; kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığını, davacıların desteğinin hızının fazla olduğunu ve koruyucu ekipman takmadığını ifade etmiştir. Davalı sigorta şirketi davaya ilişkin cevap dilekçesi sunmamış ancak yargılama sırasında vekili tarafından sunulan 07.02.2020 tarihli dilekçe ile; davacı taraf ile sulh olduklarını, yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığını beyan etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; araç sürücüsü …’a yüklenen kusuru kabul etmediklerini, ceza yargılamasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiğini, geçiş üstünlüğünü ihlal ettiği gerekçesi ile davalı araç sürücüsü …’a kusur izafe edilmiş ise de davacıların desteğinin seyir halinde olduğu sokağa göre davalı …’ın seyir halinde olduğu sokağın ana yol konumunda olduğunu, istenilen manevi tazminat miktarını müvekkilinin ödeyebilecek ekonomik gücü olmadığını, kaza sonrasında taraflar arasında husumet oluşmaması ve manen tatmin adına davacılara müvekkili tarafından 20.000,00-TL ödendiğini, müteveffanın çalıştığı iş yeri sahibi tarafından da 170.000,00-TL ödemede bulunulduğunu savunarak, tazminata hükmedilmesi halinde yapılan ödemenin dikkate alınmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davacılar vekili tarafından maddi tazminat taleplerinden feragat edildiği, tarafların sosyo ekonomik durumları, kazanın oluş şekli, kusur oranları, davacıların müteveffa ile olan yakınlıkları, kaza tarihindeki paranın alım gücü göz önünde bulundurulduğunda manevi tazminat talebinin kısmen kabulü gerektiği kanaati ile; “Davacıların maddi tazminata ilişkin davalarının vaki feragat nedeniyle reddine, Davacıların manevi tazminat davalarının kısmen kabulü ile davacı … ve davacı … için 30,000,00’er TL; diğer davacılar …, …, …, …, …, … ve … için ise 15,000,00’er TL olmak üzere toplam 165.000,00 TL manevi tazminatın 03/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar … ile …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, Maddi tazminat yönünden yürülükteki AAÜT gereğince hesap edilen 8.600,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalılar … ve davalı sigorta şirketine verilmesine” karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ve davalılar … ve … vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekilinin istinaf nedenleri; hükmedilen manevi tazminat miktarının müvekkillerinin acı ve ızdırabını gidermeye ve kusurlu taraf üzerinde caydırıcılığa neden olacak düzeyde olmadığını, maddi tazminat yönünden davalı sigorta şirketi ile sulh olunması nedeni ile vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. Davalılar … ve … vekilinin istinaf nedenleri; müteveffanın ölüm nedeninin kafa tası kırılması olması nedeni ile mahkemece kask takılmamasına yönelik müterafik kusurun ağırlığı dikkate alındığında takdir edilen manevi tazminatların fazla olduğu, müvekkiline yüklenen kusur oranını kabul etmedikleri, müvekkili …’ın kaza anında geçiş üstünlüğü bulunduğu, kusur durumunun ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından belirlenmesi gerekirken kazanın oluş şekline uygun olarak düzenlenmeyen kusur raporuna göre manevi tazminatın miktarının belirlenmesinin müvekkillerinin sosyo-ekonomik durumlarının dikkate alınmamasının hatalı olduğu, müvekkillerinin takdir edilen tazminatı ödeme güçleri bulunmadığı hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazasından kaynaklı ölüm nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. (1) Davalılar … ve … vekilinin kusura ilişkin istinaf nedenleri;Davaya konu kazaya ilişkin kaza tespit tutanağında, davalı araç sürücüsü …’ın geçiş hakkı olan araçlara ilk geçiş hakkını vermediği, kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadığı için kusurlu olduğu, ceza soruşturması aşamasında alınan 22.12.2017 tarihli bilirkişi raporu, ceza yargılaması sırasında ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 25.04.2018 tarihli rapor ve ilk derece mahkemesince Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim üyelerinden oluşan üçlü bilirkişi heyetinden alınan 24.06.2018 tarihli raporlarda; kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün geçiş önceliğine uymaması nedeni asli ve %75 oranında, müteveffa …’ın ise yola gereken dikkatini yeterince vermemesi, kavşak yaklaşımında hızını azaltmaması nedeniyle tali ve %25 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği görülmüştür. Bu hali ile, kaza tespit tutanağı, kazanın oluş şekli ve ceza yargılaması sırasında ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalılar vekilinin kusur raporuna ilişkin istinaf nedenleri yerinde değildir. (2) Davacılar vekili ve davalılar … ve … vekilinin manevi tazminat miktarına yönelik istinaf taleplerinin incelenmesinde; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu kazanın meydana geldiği tarih, kazanın oluş şekli, tarafların kusur durumu (ayrıca müteveffa …’ın ölüm nedenine göre kask takmayarak kendi can güvenliğini tehlikeye attığı da hususu da dahil olmak üzere) ölümün karşılaşılacak en ağır sonuç olması, hayatını kaybeden …’ın yaşı, davacılar yakınlık durumu, tarafların dosyaya yansıyan sosyo ekonomik durumları, paranın alım gücü dikkate alındığında, ölümle sonuçlanan taksirli eylem nedeniyle hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının yukarıda açıklanan ilkelere ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanmasına ilişkin kurala göre müteveffanın anne ve babası olan davacılar … ve … yönünden az olduğu, müteveffanın kardeşleri olan diğer davacılar yönünden ise az veya fazla olmadığı anlaşılmakla davacılar … ve … vekilinin bu hususa isabet eden istinaf talebinin yerinde olduğu, diğer davacılar ve davalılar … ve … vekilinin bu yöne ilişkin istinaf taleplerinin ise yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. (3) Davacılar vekilinin, reddedilen maddi tazminat yönünden davalı taraf yararına hükmedilen vekalet ücretine yönelik istinaf talebi bakımından yapılan incelemede; Davacılar ile davalı sigorta şirketinin yapılan ödeme karşılığında sulh olmaları nedeni ile davacılar vekilinin maddi tazminat talebinden feragat ettiğini bildirdiği, söz konusu feragatin haktan feragat olmadığı göz önünde bulundurularak davalı taraf yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken maddi tazminat talebi yönünden kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olup, davacılar vekilinin bu hususa isabet eden istinaf nedeni yerindedir. Yukarıda (2) ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar … ve … vekilinin vekilinin yerinde görülen istinaf isteminin kabulüne, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar …, …, …, …, …, … ve … vekilinin istinaf istemlerinin kısmen kabulüne, (1) ve (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar … ve … vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine, davacılar … ve … vekilinin yerinde görülen istinaf istemine ilişkin eksiklikler yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK m.353/1-b/2 gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak taraflar yararına oluşan usuli kazanılmış haklara riayet edilerek davacılar … ve … yararına bir miktar daha fazla manevi tazminata hükmetmek ve maddi tazminat talebi yönünden davadan ödeme nedeniyle feragatin haktan feragat olmadığı göz önünde bulundurularak davalı tarafa vekalet ücreti hükmedilmemesi suretiyle yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1- Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 11/03/2020 tarih ve 2018/71 Esas 2020/235 Karar sayılı kararına karşı davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince davacılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, davacılar …, …, …, …, …, … ve … vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜNE, a-)İstinaf yasa yoluna başvuran davacı … tarafından peşin yatırıldığı anlaşılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının talep halinde yatıran davacıya iadesine, b-)İstinaf yasa yoluna başvuran davalılar … ve … tarafından yatırılması gereken 11.271,15 harçtan peşin yatırılan 2.818,40-TL harcın düşümü ile bakiye 8.452,75-TL harcın davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına, c-)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, d-)İstinaf yasa yoluna başvuran taraflar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin takdiren kendi üzerilerinde bırakılmasına, 2- Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 11/03/2020 tarih ve 2018/71 2020/235 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, a-)Davacıların maddi tazminata ilişkin davalarının vaki feragat nedeniyle reddine, b-)Davacıların manevi tazminat davalarının kısmen kabulü ile davacı … ve davacı … için 45,000,00’er TL; diğer davacılar …, …, …, …, …, … ve … için ise 15,000,00’er TL olmak üzere toplam 195.000,00-TL manevi tazminatın 03/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar … ile …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, c-)Alınması gereken 13.320,45-TL karar harcından peşin yatırılan 2.083,46-TL ile 714,00-TL ıslah harcının mahsubu ile eksik kalan 10.522,99-TL harcın davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irad kaydına, ç-) Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 31.200,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’tan müşterek ve müteselsilen alınıp davacılara verilmesine, d-)Davalılar … ve … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 2/3 ve 10/2.maddelerine göre belirlenen 31.200,00-TL vekalet ücretinin davacılardan (davacılar …, …, …, …, …, … ve … yönünden davacı taraf yararına oluşan usuli kazanılmış haklara riayet edilmek suretiyle 19.625,00-TL’sinden sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalılara ödenmesine, e-)Her ne kadar davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirmişler ise de maddi tazminat talebi yönünden feragat beyanının haktan feragat olmadığı dikkate alınarak davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, f-)Davacı tarafça yapılan 2.841,50-TL yargılama giderinden taraflar yararına oluşan usuli kazanılmış haklara riayet edilmek üzere ilk derece mahkemesince belirlenen 296,00-TL’sinin davalılar … ve …’tan tahsili ile davacılara verilmesine, bakiyesinin davacılar üzerinde bırakılmasına, g-) Davalılar … tarafından yapılan yargılama giderinin taraflar yararına oluşan usuli kazanılmış haklara riayet edilmek üzere ilk derece mahkemesince takdir edildiği üzere davalı … üzerinde bırakılmasına, h-)Kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a madde hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 26/10/2023