Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1562 E. 2023/1965 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL BAM
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1562
KARAR NO: 2023/1965
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/03/2020
NUMARASI: 2018/56 Esas – 2020/226 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/11/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın davalı …’ün sevk ve idaresinde iken meydana gelen 28/06/2017 günlü tek taraflı trafik kazasında; araç içinde sağ ön koltukta yolculuk etmekte olan ve vekil edenlerinin oğlu bulunan … hayatını kaybettiğini, direksiyon hakimiyetinin yitirilmesiyle meydana gelen trafik kazasının oluşumunda davalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu ve müvekkillerinin uğradığı destek zararlarının giderilmesi için davalı sigorta şirketine yapılan başvurudan da herhangi bir sonuç alınamadığını beyanla; fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 10.000,00-TL maddi tazminatın her iki davalıdan, 100.000,00-TL manevi tazminatında davalı araç sürücüsü … kaza tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş; 24/12/2019 günlü bedel arttırım dilekçesi ile de davacı … için olan maddi tazminat talep miktarını 88.346,15-TL’ye, davacı … için olan maddi tazminat talep miktarının da 87.946,26-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müteveffanın kaza anında emniyet kemeri takmaması nedeniyle müterafik kusurlu sayılmasını ve yine müteveffanın araçta hatır için taşınmasıyla nedeniyle belirlenecek tazminattan hatır taşıması indirimi yapılmasını istediklerini, ayrıca talep edilen manevi tazminat miktarlarının çok fazla olduğunu ileri sürerek, davaya karşı koymuştur. Davalı … AŞ.ye usulüne uygun davetiye tebliğinden sonra 19/04/2018 tarihinde dosyaya vekaletname ibraz edilmiş ise de vekilin duruşmalara katılmadığı ve davanın esasına ilişkin olarak herhangi bir savunmada bulunulmadığı görülmüştür. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek; “… davacıların murisinin yolcu olarak bulunduğu aracın karıştığı tek taraflı kaza sonucu muris … öldüğü, maddi tazminat yönünden araç sürücüsü davalı … kazanın hazırlanması ve sonuçlanmasında yüzde yüz kusurlu bulunduğu, aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı … Anonim Şirketi’nin maddi zarardan sorumlu olduğu, aktüerya ve doktor bilirkişileri raporuyla davacıların destekten yoksun kalma zararı ile murisin ölümünde emniyet kemeri takmamasının etkisinin tespit edildiği, davacılar vekilinin davasını ıslah ettiği, davalı tarafın hatır taşıması sebebiyle indirim ayrıca müterafik kusur sebebiyle de indirim talep ettiği, davacıların murisi araçta karşılıksız taşındığından hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği, Yargıtay yerleşik uygulaması gereği bulunan tazminattan %20 indirim yapılmasına, davacıların murisinin araçta emniyet kemeri takmadan yolculuk yapması sebebiyle müterafik kusuru bulunduğu, Yargıtay yerleşik uygulaması gereği bulunan tazminattan %20 indirim yapılmasına, davalı … Anonim Şirketi’ne dava açılmadan önce başvuruda bulunulduğu ispat edilemediğinden temerrüt tarihinin davalı … Anonim Şirketi yönünden dava tarihi olan 16/01/2018 tarihi olduğuna ilişkin maddi tazminata yönelik davanın kısmen kabulüne, manevi tazminat yönünden kaza sonucu davacıların murisinin öldüğü, Türk Borçlar Kanunu’nun 56 ncı maddesinin “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmünü düzenlediği, işbu kazada davalı sürücü … murisin ölümünde yüzde seksen kusurlu bulunduğu, tarafların kusur oranı, sosyal ve ekonomik durumları ile murisin yaşı göz önünde bulundurulduğunda manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle;-Davanın KISMEN KABULÜ ile, Davacı … için 66.259,61 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Anonim Şirketi yönünden 16/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek faiz, davalı … yönünden 28/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müşteren ve müteselsilen tahsili ile davacı … verilmesine,Davacı … için 65.959,70 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı …Anonim Şirketi yönünden 16/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek faiz, davalı … yönünden 28/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müşteren ve müteselsilen tahsili ile davacı … verilmesine, Davacı … için 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı … 28/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsili ile davacı … verilmesine, Davacı … için 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı … 28/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsili ile davacı … verilmesine, Davacı tarafın diğer ve fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE, karar verilmiştir.Karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; davalı … süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmadığı halde mahkemece süresinden sonra sunulan cevap dilekçesindeki talepler dikkate alınarak müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılmak suretiyle karar verilmiş olmasının hatalı olduğu, kaldı ki somut olayda hatır taşıması indirimi yapılmasını gerektiren bir durumunda olmadığı zira müteveffanın araçta bulunma nedeninin araç sürücüsüne ikinci şoför olarak yardım etme amacı taşıdığının, dosya kapsamından anlaşıldığı, bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerektiğine yönelik olup; 11/06/2020 ek istinaf dilekçesi ile de hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının son derece yetersiz bulunduğuna ilişkindir. Dava, trafik kazası neticesinde meydana gelen ölüm olayına dayanılarak açılmış, maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkin olup; davacılar vekilinin istinaf yasa yoluna başvuru dilekçelerinde açıkça ileri sürülen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde diğer bir ifadeyle zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya zarar sorumlusunun durumunu ağırlaştırmış ise kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nun 52.maddesi (benzer düzenleme 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 44. Maddesinde de mevcuttur) uyarınca hakim tazminat miktarını hafifletebilir. Hatır taşımaları da bir menfaat karşılığı olmadığı hallerde bu gibi taşımalarda kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 51.madde hükmü uyarınca (benzer düzenleme 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 43.maddesinde de mevcuttur) tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından söz edebilmek için de yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olmasının saptanması önemli olduğu gibi yarar ekonomik olabileceği gibi ortak toplumsal yararları da ilgilendirilebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişinin (sürücü) bir çıkarı veya yararı bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Somut olayda davalı …’ün sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın direksiyon hakimiyetinin yitirilmesi sonucunda meydana gelen tek taraflı trafik kazasında, araç içinde yolculuk eden ve davacıların oğlu olan …’in araçtan fırlayarak olay yerinde hayatını kaybettiği, kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsünün tam kusurlu bulunduğu, müteveffa ile davalı araç sürücüsünün arkadaş olduğu ve bayram gezmesi-ziyareti için birlikte gittikleri Samsun’dan dönerken kazanın gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar kaza tespit tutanağında müteveffanın kaza anında emniyet kemerinin takılı olup olmadığı konusunda bir belirleme mevcut değil ise de; aynı kazada yaralanan sürücünün hayatını kaybetmediği, müteveffanın araç dışına düştüğü olgusuyla, müteveffanın ölüm nedeni (-28/06/2017 günlü ölüm muayene ve otopsi tutanağındaki belirlemelere göre müteveffa ölüm nedeni yaygın kafa tası ve yüz kemikleri ile birlikte iç organ yaralanması ve ağır beyin doku harabiyetidir.) birlikte gözetildiğinde, mahkemece müteveffanın müterafik kusurlu olduğunun kabul edilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik tespit edilemediği gibi, müterafik kusur durumunun TBK’nın 52.maddesinde ayrıca ve açıkça düzenlendiğinden ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın mevcut ise mahkemece sonuç tazminat miktarı belirlenirken gözetilebileceği konusunda bir duraksama bulunmadığından, davacılar vekilinin müterafik kusura ilişkin istinaf itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.Buna karşılık hatır taşımasına ilişkin durum değerlendirildiğinde; müteveffa ile araç sürücüsünün arkadaş oldukları ve birlikte gezmek-bayram ziyareti yapmak amacıyla Samsun’a gittikleri ve kazanında bayram ziyaretinden sonra Gaziantep İline gidiş sırasında Pazarcık İlçesi sınırları içerisinde meydana geldiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.Ne var ki davacı araç sürücüsü, olayla ilgili olarak Pazarcık Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sırasında Cumhuriyet Savcısına verdiği 29/06/2017 günlü”… ile birlikte İstanbul’dan Samsun’daki akrabalarına bayram ziyaretinde bulunarak süpriz yapmak için yola çıktıklarını, 2gün Samsun’ da kaldıktan sonra salı akşam 23.00 sularında tekrar … ile beraber G.antep’te ipotekli bir evle alakalı görüşmek için yola çıktık. Her ikimizinde ehliyeti olduğu için yolda değişmeli olarak aracı kullanıyorduk.” şeklindeki ifadesi dikkate alındığında söz konusu taşımanın, sadece müteveffa yararına yapılan bir taşıma olduğundan söz etmek mümkün değildir.Hal böyle olunca ilk derece mahkemesince; somut olayda şartları oluşmadığı halde hatır taşıması indirimi yapılarak karar verilmesi isabetsiz olmuştur.Tüm bunlardan ayrı; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı, adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Kazanın meydana geldiği tarih (-28/06/2017), kusur durumu (-davalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda tam kusurlu oluşu, müteveffanın ise müterafik kusurlu bulunuşu), ölümün karşılaşılabilecek en ağır sonuç oluşu, ölenin davacılarla yakınlığı, müteveffanın kaza tarihindeki yaşı (-21), davacıların böyle bir ölüme bağlı olarak yaşam tecrübelerine göre duydukları elem ve ızdırabın ağırlığı, paranın alım gücü, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında, ölümle sonuçlanan taksirli eylem nedeniyle davacılar yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının yukarıda açıklanan ilkelere ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanmasına ilişkin kurala göre yetersiz bulunduğu, daha yüksek bir manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği sonucuna varıldığından, mahkemenin bu konudaki değerlendirmesi de doğru olmamıştır. Ancak, manevi tazminatın miktarına ve hatır taşımasına ilişkin olarak yapılan hatalı uygulamaların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacılar vekilinin sadece açıklanan bu hususlara yönelik istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK.m.3531-b/2 hükmü uyarınca davacılar yararına kaldırılmasına ve istinaf yasa yoluna başvuru konusu yapılmayan hususlar ile reddedilen istinaf itirazları nedeniyle taraflar yararına oluşan usuli kazanılmış haklar ve harcın da kamu düzeninden olduğu gözetilerek; her bir davacı yararına ayrı ayrı 20.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmek ve hüküm altına alınan maddi tazminatlar bakımında da hatır taşıması indirimi cihetine gidilmeksizin ilk derece mahkemesince hükme esas alındığı anlaşılan ve müterafik kusur indirimi yapılarak düzenlendiği tespit edilen 29/10/2019 günlü bilirkişi heyet raporunda belirlenen ve buna göre bedel arttırım talebine konu edilen davacı taraf maddi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmek suretiyle yeniden esas hakkında hüküm tesis edilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/03/2020 tarih ve 2018/56 Esas 2020/226 Karar sayılı kararına karşı davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun az yukarıda açıklanan nedenlerle KISMEN KABULÜNE ve KISMEN REDDİNE,a-)İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından yatırıldığı anlaşılan maktu istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,b-)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,c-)İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan diğer yargılama giderlerinin ise, takdiren davacılar üzerinde bırakılmasına, 2-)İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/03/2020 tarih ve 2018/56 Esas – 2020/226 Karar sayılı kararının HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, a-)Davacıların maddi tazminata ilişkin davalarının KABULÜ ile, -Davacı … için 88.346,15-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Anonim Şirketi yönünden 16/01/2018 tarihinden, davalı … yönünden ise 28/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşteren ve müteselsilen alınarak davacı … verilmesine, -Davacı … için 87.946.26-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Anonim Şirketi yönünden 16/01/2018 tarihinden, davalı … yönünden ise 28/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşteren ve müteselsilen alanarak davacı … verilmesine, b-)Davacıların manevi tazminata ilişkin davalarının KSMEN KABULÜ ile; -Davacı … için 20.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’den 28/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı … verilmesine, -Davacı … için 20.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’den 28/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı … verilmesine, -Davacıların fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE, c-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 14.774,93-TL karar ve ilam harcından, davacılar tarafından peşin yatırılan 943,71-TL (375,71-TL peşin harç + 568,00-TL ıslah harcı toplamı) harcın düşümü ile kalan 13.831,22-TL bakiye harcın 11.098,82-TL’sinin davalılar … Anonim Şirketi ve … müştereken ve müteselsilen, 2.732,40 -TL’sinin ise davalı …’den alınarak Hazineye irat kaydına, d-)Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan toplam 943,71-TL (375,71-TL peşin harç + 568,00-TL ıslah harcı toplamı) harcın davalılar … Anonim Şirketi ve … müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, e-)Maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca belirlenen 28.206,79-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … Anonim Şirketi ve … müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, f-)Manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca belirlenen 17.900-TL vekalet ücretinin davalı … alınarak davacılara; 17.900-TL vekalet ücretinin de davacılardan alınarak davalı …’e verilmesine, g-)Davacılar tarafından yapılan 2.250,00-TL bilirkişi ücreti ve 234,50-TL posta gideri olmak üzere toplam 2.484,50-TL yargılama giderinin; davacıların manevi tazminata ilişkin taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmesine karşılık, maddi tazminata ilişkin taleplerinin tamamen kabul edildiği ve yapılan yargılama giderinin her iki talep bakımından birlikte yapıldığı, ayrıştırılamayacağı gözetildiğinde, davalılar … Anonim Şirketi ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, h-)Yatırılan gider avanslarından arka kalanın ilgilisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a madde hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.30/11/2023