Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1552 E. 2023/908 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1552
KARAR NO: 2023/908
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/12/2019
NUMARASI: 2019/206 Esas – 2019/1438 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/05/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı bulunan … plaka sayılı araç ile müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın karıştığı 25/07/2014 günlü trafik kazasında davacının ağır bir biçimde yaralandığını, kazadan sonra düzenlenen trafik kazası tespit tutanağında her iki araç sürücüsünün de kusurlu olduğunun belirtildiğini, vekil edenin kazadan sonra uzun bir süre tedavi görmesine rağmen eski sağlığına kavuşamadığını, ayrıca müvekkilinin mesleğinin gemi mühendisliği olup, aylık gelirinin de 4.450 USD (12.900,00-TL) bulunduğunu, yapılacak tazminat hesaplanmasına bu gelirin dikkate alınması gerektiğin beyanla fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla ( belirsiz alacak) şimdilik geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatına ilişkin olarak 3.000,00-TL maddi tazminatın avans faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiş, 14/05/2018 günlü bedel arttırım dilekçesi ile de müvekkilin uğramış olduğu geçici ve kalıcı iş göremezlik zarar miktarının 341.093,31-TL olduğunu bilirkişi raporu ile belirlendiğini, ancak davalı yanın sorumlu olduğu poliçe üst limitinin 268.000,00-TL olması nedeniyle maddi tazminata ilişkin istek miktarının 268.000,00-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; iddia , savunma ,toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek;”… dava konusu kazanın meydana gelmesinde davacının %50 oranında, davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS ile sigortalanan … plaka numaralı çekicinin sürücüsünün %25 oranında, … plaka numaralı aracın sürücüsünün %25 oranında kusurlu olduğu kanaati oluşmuştur. Dava konusu kaza nedeniyle davacıda %17,2 oranında maluliyet meydana geldiği, geçici iş görmezlik süresinin 24 ay olduğu yönündeki maluliyet raporunun dosya kapsamı ile uyumlu olduğu anlaşılmış, dava konusu kazadaki kusur oranları, aktüerya konusunda uzman bilirkişi tarafından tanzim edilen rapor ve talep arttırım dilekçesi birlikte değerlendirildiğinde, davacının toplam 268.000,00-TL maddi tazminat talep edebileceği sonucuna varılmış, zarara sebep olan aracın ticari araç olması göz önünde bulundurularak avans faizine hükmedilmiş, geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı olarak toplam 268.000,00-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte teminat limiti ile sınırlı olmak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki özet gerekçeyle; -Davanın KABULÜNE, geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı olarak toplam 268.000,00-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte teminat limiti ile sınırlı olmak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Karara karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; davacının ifa ettiği mesleğin ne olduğunun usulüne uygun şekilde tespit edilmediği ayrıca dava dilekçesinde gelirin 4.450 USD olduğu açıkça bildirildiği halde, davacı yan gelirinin 5.300-USD olduğu varsayımından hareketle yapılan aktüer bilirkişi hesaplamasının hatalı olduğu ve dava konusu olay haksız fiilden kaynaklandığı ticari iş niteliği taşımadığı halde hüküm altına alınan tazminat bakımından avans faizine hükmedilmiş olmasının isabetsiz bulunduğu, faiz başlangıcının da dava tarihinden başlatılmaması gerektiği hususlarına yöneliktir. Dava trafik kazası neticesinde meydana gelen bedensel zarara dayanılarak açılmış maddi tazminat isteğine ilişkindir. Yargılamaya hakim olan ilkelerden biri “taleple bağlılık ilkesi” olup, 6100 sayılı HMK’nın 26.maddesinde düzenlenmiştir. Anılan madde hükmünden de anlaşılacağı üzere hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Dosya içerisinde bilgi ve belgelere göre kaza tarihinden önce uzak yol gemi mühendisi olarak çalıştığını ileri süren davacı, dava dilekçesinde kaza tarihi itibariyle almakta olduğu ücretinin 4.450 USD olduğunu açıklayarak, tazminat hesaplamasının bu ücrete göre yapılmasını talep ederek kendisini sınırlandırmıştır. Diğer bir ifade ile böyle bir beyanın davacı tarafı bağlayacağı ve davalı taraf için usuli kazanılmış hak oluşturacağı konusunda duraksamamak gerekir.Hal böyle olunca emsal ücretlerin ortalamasının alındığından bahisle, talebin aşılması suretiyle 5.300 USD gelir üzerinden aktuer hesaplama yapılması ve mahkemece bu raporun hükme esas alınması sonucunda buna göre tazminata hükmedilmesi doğru olmamıştır.(Bkn; Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/18980 Esas- 2022/15536 Karar sayılı ilamı) Bu durumda mahkemece yapılacak iş; davacının gelire ilişkin beyanıyla kendisini bağladığı dikkate alınarak, davacının kaza neticesinde uğradığı maddi zararın 4.450 USD gelir üzerinden ( ilk derece mahkemesince verilen karar sadece davalı vekilince istinaf edildiğinden, davacının bedel arttırım talebine esas aldığı 28/02/2018 günlü rapordaki diğer veriler aynı kalmak suretiyle) hesaplama yapılması için aynı aktüer bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak duruma ve usuli kazanılmış haklara halel gelmemek kaydıyla yeniden bir karar vermekten ibarettir. Açıklanan nedenle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve Dairece verilen kaldırma kararının gerekçesine göre davalı vekilinin diğer istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1-Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/12/2019 tarih ve 2019/206 Esas 2019/1438 K. sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem, araştırma ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı sigorta şirketi tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde davalıya İADESİNE, 4-İstinaf incelemesinin dosya üzerinden yapılması nedeniyle, avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından, istinaf aşamasında yapılan diğer yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek müteakip kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a madde hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/05/2023