Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1537 E. 2022/1889 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1537
KARAR NO: 2022/1889
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/12/2019
NUMARASI: 2019/327 Esas – 2019/1268 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/12/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalıya ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı motosikletin 08/08/2018 günü … sevk ve idaresinde iken karıştığı trafik kazası neticesinde müvekkiline ait … plaka sayılı araçta hasar meydana geldiğini, davalıya sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğunu, müvekkiline de %50 oranında kusur izafe edildiğini, bu nedenle davalı sigorta şirketinin, sigortalı araç sürücüsünün %50 kusuruna denk gelen hasardan sorumlu olduğunu, ekspertiz raporuna göre onarım masrafının 6.742,51 Euro olduğunu, ekspertiz işlemi için 985,92 Euro ödendiğini, davalının %50 oranında kusura denk gelen 3.864,21 Euro’luk zarardan sorumlu olduğunu, ancak davalı tarafça 1.454,61- Euro tutarında kısmi ödeme yapıldığını, bakiye kalan 1.916,34 Euro maddi hasar ve 492,96 Euro ekspertiz ücretinin ise ödenmediğini, davalının zorunlu arabuluculuk görüşmelerine de katılmadığını ileri sürerek müvekkilinin bakiye maddi zararının 1.916,34 Euro olduğunun tespiti ile davalı sigorta şirketinden poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere aynen tahsiline, aynen tahsilinin mümkün olmaması halinde fiili ödeme günündeki döviz satış kuru üzerinden hesaplanarak tazminine, tazminat miktarına kaza tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince faiz yürütülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; sigortalı ara sürücüsünün kusurlu olduğu iddiasını kabul etmediklerini, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ispat edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin gerçek zarar miktarından poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile sorumlu olduğunu, müvekkil tarafından alınan ekspertiz raporu ile 18.251,00 TL olduğunun tespit edildiğini, talep edilen hasar tutarının fahiş olduğunu, Türkiye’de meydana gelen haksız fiilden kaynaklanan zararın ancak haksız fiil tarihinde ve memleket parası ile gerçekleştiğinin kabulü gerektiğini, müvekkili şirketin usulüne uygun şekilde temerrüde düşürülmemesi nedeniyle kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesi talebinin yersiz olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; denetime uygun, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre davalıya sigortalı … plakalı motosiklet sürücüsü …’nın %20, davacının %80 oranında kusurlu olduğu,kaza nedeniyle davacının aracında meydana gelen hasarın 4.415,36 EURO olduğu, kusur dağılımına göre davalının 883,07 EURO zarardan sorumlu olduğu ve dava dilekçesine göre davalı tarafça 1.454,91 EURO ödemede bulunulduğu, davacının talep edebileceği bakiye tazminatın bulunmadığı gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilince karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf nedenleri; hükme esas alınan bilirkişi raporunun kaza tespit tutanağı dikkate alınmaksızın düzenlendiği, kaza tespit tutanağına göre davalıya sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlardan olan KTK’nın 84/1-e maddesini, müvekkilinin ise 57/1-b maddesini ihlal ettiği için kusurlu bulunduğu, müvekkilinin garajdan çıkacağı esnada davalıya sigortalı araç sürücüsünün önünde bekleyen araçları yasağa rağmen geçmesi nedeniyle kazanın meydana geldiği, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmadığı, rapora itirazlarının dikkate alınmadığı, 6325 sayılı Kanun’un 18/A maddesi gereğince davalı tarafın arabuluculuk toplantısına katılmaması nedeniyle lehine vekalet ücreti verilmesinin, yargılama giderine hükmedilmemesinin hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. 6100 sayılı HMK m. 355 gereğince istinaf edenin sıfatı, istinaf neden ve gerekçeleri ile kamu düzeni ile ilgili hususlarla sınırlı olarak yapılan incelemede; Dava, trafik kazası nedeniyle doğan maddi hasarın tazmini istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, dosya kapsamına uygun, denetime ve hüküm vermeye elverişli konusunda uzman makine mühendisi tarafından düzenlenen raporda kaza tespit tutanağındaki hususların değerlendirilmiş olmasına, kazanın meydana geliş şekline göre, kazanın meydana geldiği mahalde geçiş yasağı olduğuna dair herhangi bir trafik levhasının bulunmadığı dikkate alınarak geçiş hakkı önceliğine uymayan davacının kusurunun, sevk ve idaresindeki aracın hızını yol şartlarına göre ayarlayamayan davalıya sigortalı araç sürücüsüne göre daha ağır olduğunun kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun “Dava şartı olarak arabuluculuk” başılığını taşıyan 18/A maddesinin 11. fıkrasında “Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez.” düzenlemesine ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin “Dava şartı olarak arabuluculukta arabuluculuk faaliyeti” başlığında 25. maddesinde de “Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez.” düzenlemesine yer verilmiştir. Dosya kapsamında yer alan arabuluculuk son tutanağına göre davalı sigorta şirketinin davete rağmen mazeret bildirmeksizin arabuluculuk ilk toplantısına katılmadığı anlaşılmakla, davanın reddine karar verilmesi durumunda dahi davalı, lehine vekalet ücretine hak kazanamayacak ve yargılama giderinden sorumlu olacak olup ilk derece mahkemesince davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi ve davalının, davacı tarafça yapılan yargılama giderinden sorumlu tutulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi ve yargılama giderinin davacı yan üzerinde bırakılması hatalıdır. Davacı vekilinin bu hususa isabet eden istinaf talebi yerinde olduğundan kabulü ile, tespit edilen hukuka aykırılık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HMK m. 353/1-b/2 gereğince ilk derece mahkemesinin kararının davalı lehine takdir edilen vekalet ücreti ve davacı tarafça yapılan yargılama gideri yönünden kaldırılmasına ve taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış haklar da dikkate alınarak yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
K A R AR/ Gerekçe uyarınca, A)Yukarıda başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KISMEN KABULÜNE ve KISMEN REDDİNE1/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafça peşin yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatırana İADESİNE,2/İstinaf eden tarafından, istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin davaya ilişkin yeniden kurulacak hükümde dikkate alınmasına,3/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,B)İstinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 09/12/2019 gün ve 2019/327 Esas – 2019/1268 Karar sayılı kararının HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, kaldırılan hükmün yerine geçmek üzere;1-Davanın REDDİNE, 2-Alınması gereken maktu karar ve ilam harcı 80,70-TL’nin peşin alınan 220,91-TL harçtan mahsubu ile arta kalan 140,21-TL peşin karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,3-Davacı tarafından iş bu dava için yapılan 44,40TL başvurma harcı, 80,70-TL karar harcı, 148,60-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 800,00-TL bilirkişi ücreti ile 141,60-TL tebligat ve posta giderinden ibaret toplam 1.215,30-TL yargılama giderinin 6325 sayılı Kanun’un 18/A maddesinin 11.fıkrası gereğince davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş ise de, 6325 sayılı Kanun’un 18/A maddesinin 11.fıkrası gereğince davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın iadesine, HMK’nın 353/1-b maddesi hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 22/12/2022