Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1517 E. 2022/1997 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1517
KARAR NO: 2022/1997
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/02/2020
NUMARASI: 2018/996 Esas – 2020/195 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/12/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı …’nun maliki, davalı …’nun sürücüsü, davalı sigorta şirketinin ise ZMM sigortacısı olduğu … plaka sayılı aracın, müvekkili şirkete kasko poliçeli … plaka sayılı araç ile 27.04.2017 tarihinde karıştığı trafik kazası neticesinde sigortalı aracın hasarlandığını, 9.011,11-TL hasar bedelinin 29/05/2017 tarihinde sigortalıya ödendiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı tarafın kusurlu olduğunu, takip öncesinde davalı sigorta şirketine başvurulmasına rağmen hasar bedelinin ödenmemesi nedeniyle tahsili için davalılar aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına davalıların haksız olarak itiraz ettiğini, davalı sigorta şirketinin merkezinin bulunduğu Sarıyer ilçesi itibariyle İstanbul icra dairelerinin yetkili olduğunu, yetkiye ve borca yapılan itirazın yersiz olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamı ile icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesi ile; kaza tarihi ile poliçe tanzim tarihinin aynı olduğunu, poliçe tanzim saatinin kaza saatinden sonra olduğunu, kaza anı itibariyle geçerli sigorta poliçesi bulunmadığından müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını savunarak davanın reddine ve davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar … ve … birlikte verdikleri cevap dilekçeleri ile; davanın zamanaşımına uğradığını, yerleşim yerleri itibariyle Fatsa icra dairelerinin ve mahkemelerinin yetkili olduğunu, istenilen hasar miktarının fazla olduğunu, hasar ve kusur tespiti yapılması gerektiğini savunarak davanın reddine, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; alınan bilirkişi raporuna göre davalı sürücü …’nun kazanın meydana gelmesinde tamamen kusurlu olduğu, davacıya kasko poliçeli araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı, onarım faturasının ekspertiz raporu ile uyumlu olduğu ve ödenen bedelin kadr-i maruf olduğu gerekçesi ile; “İş bu asıl davanın kısmen kabulü ile, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 9.011,11-TL üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacak olan bu miktara yasal faizi uyğulanmasına, fazla istemin reddine, %20 icra inkar tazminatı tutarı 1.802.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiş, karara karşı davalı sigorta şirketi tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf nedenleri; kazaya karışan araca ilişkin poliçenin kaza tarihinden sonra yapıldığı, gerçekleşmiş rizikolar sigorta yapılamayacağı için müvekkili şirketin sorumluluğunun doğmadığı, alacağın likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği hususlarına ilişkindir. 6100 sayılı HMK m. 355 gereğince istinaf edenin sıfatı, istinaf neden ve gerekçeleri ile kamu düzeni ile ilgili hususlarla sınırlı olarak yapılan incelemede; Dava, trafik kazası nedeniyle doğan maddi zararın rücuen tazminine ilişkin başlatılan takibe itirazın iptali talebine ilişkindir. (1) TTK 1409-1410-1421 madde hükmüne göre sigorta teminatı ancak primin ödenmiş olması ve poliçede gösterilen zaman diliminin gerçekleşmesi ile başlar. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür. Bu sigorta kapsamında sigortacının zarardan sorumlu tutulabilmesi için, rizikonun poliçe vadesi içinde gerçekleşmesi gerekir. Aracı işletenin zararlandırıcı sigorta olayının gerçekleşmesinden sonra rizikonun gerçekleştiğini bilerek sigorta mukavelesini yapması halinde, anılan sözleşmenin hükümsüz olacağı düzenlenmiştir. Öte yandan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.4. maddesine göre, sigorta, poliçede, başlama ve sona erme tarihleri olarak yazılan günlerde, aksi kararlaştırılmadıkça, Türkiye saati ile öğleyin 12.00’de başlar ve öğleyin saat 12.00’de sona erer. Somut uyuşmazlıkta; kaza tespit tutanağına göre kaza tarihinin 27/04/2017 günü saat 15:40 olduğu, kazaya karışan … plaka sayılı aracın davalı şirket tarafından 502002-21463234 numaralı poliçe ile sigortalı olduğunun belirtildiği görülmekle birlikte davalı tarafından düzenlenen sigorta poliçesinin dosya kapsamına alınmadığı anlaşılmıştır. Bu hali ile; taraflar arasındaki uyuşmazlığın kaza anı itibariyle geçerli sigorta poliçesi bulunup bulunmadığına ilişkin olması nedeniyle, davalı sigorta şirketinden kazaya karışan … plaka sayılı araca ilişkin düzenlenmiş olan ZMM sigorta poliçesinin celbi ile poliçenin tanzim tarih ve saati ile prim ödeme tarihinin belirlenmesi, gerekirse … Sigorta ve … Şirketleri Birliğinden söz konusu poliçenin düzenlenme tarih ve saatinin sorularak poliçe suretinin getirtilmesi ve yine gerektiği takdirde davalı sigorta şirketinin ticari defterleri üzerinde bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılarak primin ödendiği tarih ve poliçenin davalı sigortacının sistemine girdiği saatin saptanması, davalı sigorta şirketinin husumete ilişkin resen gözetilmesi gereken bu savunması üzerinde durularak davalı sigortacının hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır. (2) Kabule göre de; davacının rücu şartlarının bulunup bulunmadığı ve kapsamı ile zararın miktarının belirlenmesi, yargılama kapsamında bilirkişi incelemesiyle mümkün olduğundan, talep edilen tazminat miktarının likit (muayyen, belirli) olmadığı gözetilerek icra inkar tazminatı talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilmesi gerekirken davalı yanın icra inkar tazminatına mahkum edilmesi hatalıdır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, davalı sigorta şirketi nezdinde düzenlenen poliçenin celbi ile kaza anı itibariyle geçerli sigorta poliçesi bulunup bulunmadığının tespiti ile davalı sigorta şirketinin hukuki durumunun değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre istinaf talebinde bulunmayan davalılar ve davacı yönünden oluşan usuli kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle yeniden hüküm kurmak olduğundan, davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf talebinin HMK m. 353/1-a/6 gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki gibi karar verilmiştir.
HÜKÜM / Gerekçe uyarınca;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/02/2020 tarih ve 2018/996 Esas 2020/195 Karar sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem, araştırma ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan nispi istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde davalıya İADESİNE,4-İstinaf incelemesinin dosya üzerinden yapılması nedeniyle, avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından, istinaf aşamasında yapılan diğer yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek müteakip kararda dikkate alınmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a madde hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/12/2022