Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1515 E. 2023/1885 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1515
KARAR NO: 2023/1885
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/07/2018
NUMARASI: 2016/878 Esas – 2018/595 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/11/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03/03/2015 tarihinde, müvekkili şirkete kasko sigortalı … plakalı çekicinin Kocaeli İli, Dilovası İlçesi … koordinat konumunda 4-07 otoyol üzerinde Sakarya yolu istikametinde seyir halinde iken, davalının yüklenici firma olarak, yoldaki 3.Etap Kent Güvenliği Yönetim Sistemi (KGYS) Projesi Yapımı kapsamında filberoptik kablo geçiş ve plaka tanıma sistemi (PTS ) işi için TAG montajı çalışması yaptığı sırada yeterli işaretleme yapılmaması nedeniyle … plakalı aracın dava dışı sürücüsü ..’in aracın hakimiyetini kaybederek önce müvekkili şirkete sigortalı … plakalı araca çarpması ve akabinde diğer araçlara çarpması ile zincirleme trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucunda sigortalı … plakalı araçta hasar meydana geldiğini, hasara uğrayan sigortalı araç için 20/05/2015 tarihinde 17.495,00 TL hasar tazminatının araca servis hizmeti veren … Tic. A.Ş. ‘ye ödendiğini, kazanın meydana geldiği otoyolda Karayolları Genel Müdürlüğü ile Kocaeli Emniyet Müdürlüğü arasında tanzim edilen 09/01/2015 tarihli … nolu protokol gereğince davalı şirket tarafından yoldaki fiberoptik kablo geçiş ve plaka tanıma sistemi çalışması yapılmakta olduğunu, davalı şirket ile Kocaeli Valiliği arasında tanzim edilen 13/03/2013 tarihli ihale sözleşmesi ile 3. Etap KGYS Projesi işinin davalı şirkete yüklenici olarak ihale edildiğini, dava konusu kaza sebebiyle sigortalıya ödenen hasar tazminatının kusur oranına tekabül eden kısmının rücusuna ilişkin olarak KGM, Kocaeli Emniyet Müdürlüğü ve davalı şirkete yazılan rücu mektuplarına verilen cevaplar ile belirtilen çalışma ve zarardan sorumluluğun teknik şartname gereğince davalı şirkette olduğunun öğrenildiğini; yoldaki yetersiz levha, bakım denetim ve işaretleme eksikliği, ışıklı sesli işaret olmaması, aydınlatma olmaması nedeniyle kazanın meydana gelmesinde davalı yüklenici şirketin %50 oranında kusurlu olduğunu ileri sürerek ödenmiş olan hasar tazminatının davalı kusuruna denk gelen kısmı olan 8.747,00-TL maddi tazminatın ödeme tarihi olan 20/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen kaza ile müvekkili şirketin çalışmaları arasında bir illiyet bağı bulunmadığını, davacının sigortalısının araca bir başka aracın çarpması sonucu meydana gelen hasara yönelik olarak müvekkili şirketin pasif dava ehliyeti bulunmadığından husumet yöneltilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili Şirketin Kocaeli İl Özel İdaresi ile yaptığı 13.3.2013 tarihli sözleşme ile Kocaeli 3. Etap Kent Güvenlik Yönetim Sistemi (KGYS) Altyapım İşi ‘nin yüklenicisi olduğunu, Sözleşme ve ilgili idareler ile müvekkili şirket arasında düzenlenen protokoller gereği, müvekkili şirketin karayollarında yapacağı … Optik kablo geçişlerinden önce sırasıyla ilgili Karayolları Bölge Müdürlüğü ile Bölge Trafik Müdürlüğüne haber vermesi, Karayolları Bölge Müdürlüğünce çalışma yapılacak sahaya ilişkin Trafik Sinyalizasyon Projesi hazırlanması ve bu projenin tasdiki, çalışma günü müvekkili şirketin tasdiklenen projeye uygun işaretleme yapması, Karayolları Bölge Müdürlüğü’nün ışıklı levha aracını çalışma mahalline getirmesi, işaretlemenin Karayolları görevlilerince kontrol edilmesi, işe başlama tutanağı düzenlenmesi, yine çalışma esnasında Karayolları görevlilerinin güvenlik tedbirlerine nezaret etmesi ve çalışma yapılacak yolun Bölge Trafik Müdürlüğü ekiplerince trafiğe kapatılması gerektiği gibi işlemlerin sırasıyla yapılması gerektiğini, mahalde de yine anılan proje kapsamında çalışmaya başlanılmadan evvel sözleşmeye uygun olarak diğer davalılardan Karayolları 1.Bölge Müdürlüğü ve Bölge Trafik Müdürlüğü’ne önceden yazılı olarak bilgi verildiğini, müvekkili şirketin Karayolları Müdürlüğü ekiplerinin yol güvenliği konusundaki ışıklı levha araçlarını yerleştirmeleri, talimatları ve nezaretleri ve Bölge Trafik Müdürlüğü ekiplerinin (Otoyol trafik Polisi) yol kontrolünü sağlamalarından sonra çalışma yapıldığını, kazanın çalışma mahallinden ve uyarıcı levhalar ile ışıklı aracın bulunduğu yerden çok uzak bir mesafede, kazalı aracın duran araçlara çarpması neticesinde yani tamamen sürücü hatası sonucu meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, ilgili idareler ile yapılan protokol gereği davanın yol güvenliğinin sağlanması ile görevli olan Karayolları 1.Bölge Müdürlüğü’ne izafeten Karayolları Genel Müdürlüğü- Ankara, Kocaeli Emniyet Müdürlüğü Trafik Şube Müdürlüğüne izafeten Kocaeli Valiliği- Kocaeli ‘ne davanın ihbarını talep ettiklerini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; ” 09/01/2018 tarihli bilirkişi heyeti raporunda davaya konu … plaka sayılı … marka … tipindeki 2011 çekicide meydana gelen hasar miktarının KDV dahil 16.885,80 TL olduğu, yol bakım onarım, işaretlemesinden sorulu olan Kara Yolları Genel Müdürlüğü’nün 2918 Sayılı KTK Madde 10-b, ayrıca K.T.Y. Madde:16 a-e-ı da belirtilen sorumluluğunu yerine getirmediğinden %40 oranında kusurlu olduğu, … çekici ve ona bağlı … plakalı dorse sürücüsü …’in 2918 sayılı KTK 83. Madde yer alan sürücülere ait asli kural ihlallerinden sayılan kod: 04: (arkadan çarpma) ve diğer kural ihlallerinden sayılan 52/1 ab:(aracının hızını yol hava trafik şartlarına göre ayarlamamak) kuralını ihlal ettiğinden %60 oranında kusurlu olduğu, toplam hasar miktarı kdv dahil 16.885,80 TL den %40 oranında Karayolları Genel Müdürlüğü’nün, %60 oranında dava dışı … çekici … dorse plaka sayılı tır sürücüsü …’in sorumlu olduğu ve rücu şartlarının oluştuğu yönünde görüş bildirildiği; Haksız fiil nedeni ile davalının sorumluluğuna gidilebilmesi için TBK’ 49. Maddesi uyarınca davalıya kusur izafe edilmesi gerekli olduğu, 09.01.2018 tarihli raporun ayrıntılı ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, davalının kazada kusuru bulunmadığı, bu nedenlerle davalının sorumluluğuna gidilemeyeceği, diğer yandan davacı vekili 12/02/2018 tarihli celsede HMK’ nın 124. maddesi uyarınca taraf değişikli talep etmiş ise de bir davada taraf değişikliğinin ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkün olduğu, ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edileceği, somut olayda davacı vekili, kusur durumunun tespiti için alınan bilirkişi heyetinin raporuna karşı itirazların reddinden ve kusur oranlarının belirlenmesinden sonra taraf değişikliği talep ettiğinden dürüstlük kuralı gereği taraf değişikliği talebinin uygun görülmediği” gerekçesiyle, Sübut bulmayan davanın REDDİNE, karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur İstinaf Nedenleri: Davacı vekili; davalı şirket ile Kocaeli İl Özel İdaresi arasında düzenlenen 13.03.2013 tarihli ihale sözleşmesi ve ihale teknik şartnamesi gereğince , proje kapsamında firmanın tedbirsizlik, dikkatsizlik yada başka bir nedenle verdikleri zarardan sorumlu olduklarının düzenlendiğini, KGM, Kocaeli Emniyet Müdürlüğü ve davalı şirkete yazılan rücu mektuplarına verilen cevaplar ile belirtilen çalışma ve zarardan sorumluluğun teknik şartname gereğince davalı şirkette olduğunun öğrenildiğini, hükme esas alınan rapordaki yüklenici davalı firmanın sorumluluğunun olmadığı yönündeki tespitini kabul etmediklerini, İTÜ, ATK ayada KGM’den yeni bir rapor alınması taleplerinin reddedildiğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, davalı yüklenicinin dava dışı KGM’ye yüklenen %40 kusurdan sorumlu olduğunu, Kasko Genel Şartları gereğince hasar ödemesinden kıymet kazanma ve hurda tenzili yapılmasının mümkün olmadığını, raporun bu yönü ile hatalı olduğunu, yerel mahkemece taraf değişikliği taleplerinin reddine karar verilmesinin de hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, dava dışı( ihbar olunan) Karayolları Genel Müdürlüğü ile Kocaeli Valiliği- İl Özel İdaresi arasında 09.01.2015 tarih ve … … nolu protokol yapıldığı, bu protokol gereğince de Kocaeli İl Özel İdaresi ile davalı … A.Ş. arasında imzalanan 13.3.2013 tarihli sözleşme ile Kocaeli … Sistemi (KGYS) Altyapım İşi davalı … A.Ş.’ye verildiği görülmüştür. Somut olayda, … plakalı çekicinin … isimli sürücü idaresinde gündüz vaktinde Kocaeli Diloavası Güney Yanyol Ankara otoyolu istikametinde seyri sırasında, havanın yağışlı ve zeminin ıslak ve eğimli olduğu, hız tahdit levhalarının bulunduğu ve duba koyulmak suretiyle sağ şeridin kapatıldığı halde, davalı … A.Ş.’nin üstlendiği çalışmayı yaptığı esnada önce davacıya kasko sigortalı … araca, akabinde diğer araçlara çarptığı, 12 aracın karıştığı zincirleme trafik kazasında davacıya kasko sigortalı aracın hasara uğradığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamında alınan ve hükme dayanak yapılan 08.01.2018 tarihli bilirkişi heyeti raporunda, … çekici sürücüsü …’in havanın yağışlı, zeminin ıslak olduğu eğimli yolda aracın hızını yol, yük, hava şartlarına göre ayarlamadığından ve arkadan çarpma nedeniyle kazanın meydana gelmesinde %60 oranında kusurlu olduğu, KGM ile Kocaeli Emniyet Müdürlüğü arasında yapılan protokol ve KTK’nın 10-b maddesi gereğince, yolda çalışma olduğuna dair ışıklı ve uyarıcı levha koymayan, yeterli işaretleme yapmayan dava dışı KGM’nin %40 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Her ne kadar bilirkişi heyeti raporunda, ilgili protokol ve sözleşme uyarınca davalı yüklenici şirketin ve dava dışı Kocaeli Valiliği’nin sorumluluğu olmadığı, sadece Karayolları Genel Müdürlüğü’nün sorumlu olduğu belirtilmiş ise de, 6098 sayılı TBK’nın 61.maddesinde,’ birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitliği sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 88.maddesine göre, bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.’ şeklinde düzenlenmiştir. Bu itibarla, bilirkişi heyeti raporunun aksine Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince, davalı yüklenici ile dava dışı KGM ve Kocaeli Valiliği ‘nin ( Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğü’ne izafeten), aralarında yapılan protokol ve sözleşme gereğince, davacıya kasko sigortalı araçta meydana gelen zarardan TBK’nın 61.,163.maddeleri ve KTK’nın 88.maddesi gereğince, bilirkişi raporuna göre belirlenen %40 kusurdan davalı yüklenici şirket ile dava dışı KGM ve Kocaeli Valiliği’nin ( Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğü’ne izafeten) müteselsilen sorumlu olduklarını kabul etmek gerekir. Her ne kadar iş bu davada, davacı davasını sadece yüklenici şirkete yöneltmiş ise de, müteselsil sorumlular arasında iç ilişkide rücu imkanı bulunduğu da gözetildiğinde, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında yerel mahkemece davalı yüklenici şirket yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ancak, bu yanılgı yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HMK 353/1.b.2 maddesi gereğince karar kaldırılıp, bilirkişi raporu ile hesaplanan 16.885,80-TL zararın %40 ına denk gelen 6.734,52-TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1/Başlıkta bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KISMEN KABULÜNE,2/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 44,40-TL istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendisine İADESİNE,3/İstinaf eden davacı tarafından, istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin ise takdiren üzerinde bırakılmasına, 4/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5/İstinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/07/2018 gün ve 2016/878Esas – 2018/595Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b/2 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, a/Davanın Kısmen kabulü ile, 6.734,52-TL’nin ödeme tarihi olan 20/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, b/Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 460,03-TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 149,38-TL harcın mahsubu ile bakiye 310,65-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,c/Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 29,20-TL başvuru harcı ve 149,38-TL nısbi harç toplamı 178,58-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,d/Davacı tarafından yapılan toplam 1.835-TL yargılama giderinin davanın kabul-red oranına göre (0,76) hesap ve takdir olunan 1.394,60-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye 440,40-TL sinin davacı üzerinde bırakılmasına,e/Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1 ve 13/2 maddelerine göre hesap ve takdir olunan 6.734,52-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,f/Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 maddesine göre hesap ve takdir olunan 2.012,48-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, g/Gider avansından arda kalanın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 09/11/2023