Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1514 E. 2023/1549 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1514
KARAR NO: 2023/1549
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/01/2020
NUMARASI: 2018/27 Esas – 2020/41 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/10/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
KARAR Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 28/0602016 tarihinde müvekkillerinin murisi …, sevk ve yönetimindeki … plakalı araç ile aynı istikamette önünde seyir halinde olan davalılardan … kullandığı davalı … maliki olduğu, davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı traktöre arkadan çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında vefat ettiğini, davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduklarını ve kendilerine tazminat ödemesi yapılmadığını, meydana gelen olay nedeniyle müvekkillerinin madden ve manen mağdur olduklarını belirterek, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile; davacı … için 5.000,00 TL davacı … için 5.000,00 TL maddi tazminatın 28.06.2016 tarihinde itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselşilen tahsiline (davalı … A.Ş’nin sigarta poliçesiyle sınırlı olmak üzere), davacı … için 200.000,00 TL, diğer davacı … için 100.000,00 TL manevi tazminatın 28.06.2016 tarihinde itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan … ile … müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın Saray Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi gerekiğini, meydana gelen kazada kusurun kendilerinde olmadığını, ceza dosyasının sonucunun beklenmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … A.Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde özetle; kusur durumunun bilirkişi raporu ile tespiti gerektiğini, müterafik kusur nedeniyle indirim yapılması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “davacı …in olay tarihinde 38 yaşında olması, davacı … ise olay tarihinde 35 yaşında olması nedeniyle destek sürelerini tamamladığı, bu nedenle davacıların destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin reddinin gerektiği, davacıların babalarını kaybetmiş olmaları ve davalının % 70 oranında kusurlu olması dikkate alınarak her bir davacı için 30.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … alınarak davacılara verilmesine karar verilmesi gerektiği” gerekçesi ile;1-Davacı tarafın maddi tazminat taleplerinin REDDİNE, 2-Davacı tarafın manevi tazminat taleplerinin davalılar … ve … yönünden kısmen kabulüne, 3-30.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve … müşteken ve müteselsilen 28/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile alınarak davacı …’e verilmesine, 4-30.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve … müşteken ve müteselsilen 28/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile alınarak davacı …’e verilmesine karar verilmiş, verilen karara karşı davacılar ve davalılar … ve … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davacılar vekilinin istinaf başvuru sebepleri; Trafik kazası, ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazası olup davacıların babası … meydana gelen trafik kazası sonucu hayatını kaybettiği, … ait olan aracın da kaza sebebiyle kullanılamaz hale geldiği, güncel uygulamalar ve Yargıtay içtihatları İncelendiğinde maddi tazminat isteminin; destekten yoksun kalma tazminatı, defin ve cenaze giderleri, araçtaki zararları vs içerdiği, araç hasar bedelinin de maddi tazminat içinde olmasına rağmen mahkemece bu bedele hükmedilmemesinin, aynı şekilde cenaze giderlerinin tahsiline de karar verilmemesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğu, manevi tazminatın da düşük olduğu, hususlarına ilişkindir. Davalılar … ve … vekilinin istinaf başvuru sebepleri; Hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğu, kaza sonrası açılan ceza davası yargılaması sırasında ATK’nın 08.10.2019 tarihli raporunda; müteveffanın ölüm sebebi ve mekanizmasının bilinemediği sonucuna varıldığının belirtildiği, bu nedenle ceza dosyası sonucunun beklenmemesinin hatalı olduğu, oysaki mahkemenin dayanak yaptığı KTK ve BK hükümleri çerçevesinde müvekkillerinin manevi tazminattan sorumlu olabilmesinin; davalı müvekkillerinin kusurlu davranışı ile ölüm arasında illiyet bağı olduğunun ispat edilmesine bağlı olduğu, oysa ki davacıların bu hususu ispat edemediği, müvekkillerinin manevi tazminattan sorumlu olmamaları gerekirken ceza yargılaması sonucu beklenmeden karar verilmesinin ve manevi tazminattan sorumluluklarına hükmedilmesinin hatalı olduğu, hususlarına ilişkindir.Dava, trafik kazası sonucu meydana gelen ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. (1)Davacılar vekilinin maddi tazminat yönünden istinaf başvurusunun incelenmesinde; dosya kapsamına göre davacılar vekilinin dava açan dilekçesinde; müvekkillerinin kaza nedeniyle maddi ve manevi yönden mağdur olduklarını belirterek maddi tazminat talebinde bulunduğu, dava dilekçesinin açıklama kısmında araç hasar bedeli ile cenaze ve defin gideri talep edildiğine dair bir beyanda bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunun belirlendiği ön inceleme duruşmasında mahkemece, “taraflar arasındaki uyuşmazlığın; trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğuna” ilişkin tespit yapıldığı, davacılar vekili tarafından bu tespite itirazda bulunulmadığı gibi davadaki taleplerinin araç hasar bedeli, cenaze ve defin giderini içerdiği yönünde bir iddia ileri sürülmediği, bilirkişi raporunun ibrazından sonra bu taleplerin dile getirildiği, davalı tarafın da sonradan ileri sürülen bu taleplere muvafakatlarının olmadığını belirttiği anlaşılmış olup, dava dilekçesinde açıkça talep edilmeyen cenaze ve defin gideri ile araç hasar bedelinin, sonradan ıslahla dahi talep edilmesi mümkün olmadığından, davacı tarafça açıkca araç hasar bedeli ile cenaze ve defin gideri isteminde bulunulmadığından, müteakip bu yöndeki talebe davalı tarafça açıkça muvafakat edilmediğinden, hal böyle olunca da ilk derece mahkemesince bu talepler gözetilmeden karar verilmiş olmasında bir hata bulunmadığından, davacılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1-b/1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.(2)Davalılar … ve … vekilinin istinaf itirazları ve davacılar vekilinin manevi tazminat yönünden istinaf itirazları yönünden yapılan incelemede;Her ne kadar davalı tarafça ölüm ile kaza arasında illiyet bağı olmadığı, ceza dosyasının sonucu beklenmeden verilen kararın hatalı olduğu iddia edilmiş ise de; Saray 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/218 esas sayılı dosyasının karara çıktığı, sanık …’nin taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve kararın 03/06/2022 tarihinde kesinleşmiş olduğu, hal böyle olunca da ölümün trafik kazasından kaynaklandığı sübut bulduğundan davalılar vekilinin bu konudaki istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı, adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda zararlandırıcı eylemin tarihi, olayın meydana geliş şekli, kusur durumu (davalı sürücü …’nin %70 oranında, ölen sürücü … %30 oranında kusurlu oluşu), ölenin yaşı (74), kaza tarihindeki paranın alım gücü, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının yukarıda açıklanan ilkelere ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanmasına ilişkin kurala uygun olup fazla veya yetersiz bulunmamasına göre davacılar vekili ile davalılar … ve … vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca,1/Bilgileri karar başlığında yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davacılar vekili ile davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü gereğince ayrı ayrı esastan reddine,2/İstinaf eden davacılardan ayrı ayrı alınması gereken 269,85’er-TL’den davacı … tarafından peşin olarak yatırılan 54,40-TL harcın düşümü ile bakiye 215,45-TL’nin davacı … , 269,85-TL harcın davacı …’den ayrı ayrı tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3/İstinaf eden davalı … ve … alınması gereken 4.098,60-TL harçtan peşin yatırılan 970,25-TL harcın düşümü ile bakiye 3.128,35-TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,5/İstinaf yasa yoluna başvuran taraflar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a madde hükmü gereğince manevi tazminat yönünden miktar itibariyle kesin olmak üzere, maddi tazminat yönünden ise HMK’nın 361 ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süresi içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.05/10/2023