Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1498 E. 2023/1600 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1498
KARAR NO: 2023/1600
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/01/2020
NUMARASI: 2018/943 Esas – 2020/82 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/10/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesi ile; 12.03.2018 tarihinde … Mahallesi … asfalt şantiyesi içerisinde davalı şirkete trafik sigortalı, davalı Belediye’nin maliki olduğu … plaka sayılı aracın, müvekkili şirkete kasko poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı araca çarpması ile meydana gelen trafik kazası neticesinde sigortalı aracın hasara uğradığını ve hasar miktarının sigortalıya ödendiğini, ödenen tazminatın rücuen davalılardan tahsili için başlatılan takibe davalı tarafça haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, davalıların icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesi ile; kazanın şantiye alanında meydana gelmesi nedeni ile teminat kapsamında olmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını savunmuştur.Davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili Belediye’nin kaza nedeniyle sorumluluğu bulunmadığını, davacıya sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince; bilirkişi raporuna göre davalıların maliki ve trafik sigortacısı olduğu araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde tamamen kusurlu olduğu, davacı tarafça sigortalı aracın hasarı nedeni ile 24.04.2018 tarihinde 7.443,00-TL ve 20.06.2018 tarihinde 1.330,00-TL ödeme yapıldığı, takibin 08.06.2018 tarihinde başlatılması nedeni ile takip tarihinden önce yapılan 7.443,00-TL asıl alacak ve takip tarihine kadar işlemiş faiz yönünden davanın kısmen kabulüne, 20.06.2018 tarihinde yapılan ödeme bakımından ise henüz takip tarihi itibariyle doğmamış alacak olduğundan hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine, alacağın likit olmaması nedeni ile icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerektiği kanaati ile; “1-Davanın KISMEN KABULÜNE Davalıların İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptıkları itirazın kısmen iptaline, takibin 7.443,00 TL asıl alacak ve 77,08 TL işlemiş faiz üzerinden devamına, 2-Takip tarihi itibariyle henüz doğmamış olan 1.339,00 TL yönünden davanın hukuki yarar yokluğundan REDDİNE, 3-Alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine” karar verilmiş, karara karşı davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin istinaf nedenleri; davaya bakma görevinin idari yargıya ait olduğu, davanın zamanaşımına uğradığı, kazanın meydana geldiği yerdeki çalışmadan ilçe belediyesinin sorumlu olduğu, Yol-Asfalt ve Belediye Hizmetlerinin Doğrudan Gördürülmesi İşi’ne ait Teknik Şartname’nin m.8.25 hükmüne göre kaza nedeniyle doğan zararlardan sorumluluğun yükleniciye ait olduğu, kazaya sebep olan aracın özel nitelikte olması ve malikinin tacir olmaması halinde asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu, yolların bakımın ve onarımının yapıldığı, müvekkili Belediye’nin kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığı hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazası nedeniyle sigortalıya ödenen maddi tazminatın rücuen tahsiline yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davanın, kazaya karışan araç maliki olarak davalı Belediye’ye haksız fiil sorumluluğu kapsamında yönlendirilmesi nedeniyle adli yargının ve davalı sigorta şirketinin trafik sigortacısı olması nedeniyle mutlak ticari dava niteliğinde olan dava yönünden asliye ticaret mahkemelerinin görevli olmasına, dosya kapsamına, kazanın oluş biçimine uygun bilirkişi raporunun hükme esas alınmasına ve kazanın meydana gelmesinde davalı Belediye’nin maliki olduğu … plaka sayılı araç sürücüsünün tamamen kusurlu olması nedeniyle davalı Belediye’nin de doğan zarardan sorumlu olmasına, davalı Belediye ile dava dışı yüklenici arasında yapılan sözleşmenin, sözleşme taraflarının iç ilişkilerinde birbirlerine karşı ileri sürülebilecek olup üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyecek olmasına, rücuya dayanak tazminatın ödenme tarihinden itibaren geçerli 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolmamış ve davanın bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olmasına göre yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davalı Belediye vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin HMK m. 353/1-b/1 gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe Uyarınca, 1/Karar başlığında bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2/Alınması gereken nispi istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4/İstinaf yasa yoluna başvuran davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 12/10/2023