Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1481 E. 2021/468 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1481
KARAR NO: 2021/468
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/05/2018
NUMARASI: 2015/65 E. – 2018/583 K.
DAVA: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/03/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Sigorta A.Ş.’nin ZMM sigortacısı, davalı … Sigorta A.Ş’nin İMM sigortacısı, davalı … Ltd. Şti.’nin işleteni, diğer davalı …’in de sürücüsü bulunduğu … plaka sayılı aracın, yaya kaldırımında bekleyen …’a çarpması neticesinde meydana gelen 14/12/2014 günlü trafik kazasında …’ın hayatını kaybettiğini, eş ve çocukları olan vekil edenlerinin destekten yoksun kaldıklarını ve manevi zarara uğradıklarını, desteğin kaza tarihinde aylık gümrük müşaviri olarak çalıştığını, ayrıca eğitim sektörü üzerinde bağımsız ve farklı yerlerde kurslar düzenlediğini, kitap yazdığını, bu kitapların satımını yaptığını bu şekilde aylık 2.000,00-TL ila 3.000,00-TL civarında ek gelir elde ettiğini, ayrıca farklı şirketlerde danışmanlık hizmeti de verdiğini, bu şekilde de aylık ortalama 5.000,00-TL ila 6.000,00-TL gelir elde ettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla davacı eş … için 5.000,00-TL , davacı her bir çocuk için ayrı ayrı 2.500,00-TL olmak üzere toplam 10.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan (sigorta şirketlerinin sorumluluğu poliçe limitlerinin dahilinde olmak üzere) kaza tarihinden işletilecek avans faiziyle birlikte; ayrıca davacı eş … için 75.000,00-TL, davacı çocukların her biri için de 50.000,00-TL olmak üzere toplam 175.000,00-TL manevi tazminatın … Sigorta AŞ dışında kalan davalılardan (davalı … sigortanın sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla) kaza tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, 30/11/2017 günlü ıslah dilekçesi ile de davacı eş … için olan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin istek miktarını 694.299,94-TL’ye, davacı çocuk … için olan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin istek miktarını 309.027,47-TL’ye ve diğer davacı … için olan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin istek miktarı da 214.430,75-TL ‘ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevabında özetle; kazaya neden olduğu ileri sürelen … plaka sayılı aracın (öncesi … plaka olup düzeltilmiştir) vekil edeni şirket nezdinde 25/01/2014- 21/05/2015 tarihleri arasını kapsar biçimde trafik sigortalı bulunduğunu, vekil edeni şirketin sorumluluğunu sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve kişi başına 268.000,00-TL olan poliçe limiti ile sınırlı bulunduğunu, avans faiz isteğinin de yerinde bulunmadığını belirtip davaya karşı koymuştur. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevabında özetle; kazaya neden olduğu belirtilen aracın, kaza tarihini kapsar şekilde vekil edeni şirket nezdinde İMM sigortalı bulunuğunu bu nedenle zararın giderilmesinde asıl sorumluluğunun ZMM sigortacısında olduğunu, sorumlulukları yoluna ancak ZMM sigorta poliçesi limitlerinin aşılması halinde başlayacağını, ayrıca poliçenin azami sorumluluk limitinin 100.000,00-TL olduğunu, manevi tazminat bakımından sorumluluk limitinin de toplam limitin %25 ile sınırlı bulunduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; vekil edeni şirketin kiralama işiyle iştigal ettiğini, somut olayda asıl kira sözleşmesinin … A.Ş. ile sürücü … veya bu şahsın çalıştığı firma arasında olduğunu, müvekkilinin görevinin … A.Ş.’nin müvekkilinden araç tahsis edilmesini talep etmesi ile başladığını, söz konusu araç ile 04/12/2014 tarihinde sürücü …’in kazaya karıştığını, müvekkili şirketin bu kazadan sorumlu olmadığını, iş bu davada taraf olarak gösterilemeyeceğini, davanın … A.Ş.’ye ihbarının gerektiğinden bahisle davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili ise cevabında özetle; davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğunu, kazanın meydana gelmesinde vekil edeni dışında kusurlu varsa tespit edilmesini istediklerini, ayrıca ölenin gerçek gelirinin de usulüne uygun şekilde kanıtlanması ve belirlenmesi gerektiğini, talep edilen manevi tazminat talebinin de fahiş olunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davanın ihbar olunduğu … Şirketi vekili cevabında özetle; araç kiralama işiyle uğraşan vekil edeni şirket ile Bircom şirketi arasında düzenlenen uzun süreli kira sözleşmesi uyarınca … plaka sayılı aracın … şirketine 06/06/2013 tarihinde verildiğini, … şirketinin bu aracı çalışanı olan …’e tahsis ettiğini, ancak bu aracın kazaya karışması nedeniyle ikame araç talebinde bulunulduğundan kiracı …com şirketinin faaliyetlerinde herhangi bir aksaması olmaması adına vekil edeni … ile … arasında ikame araç teminine ilişkin kısa süreli araç kiralama sözleşmesi kapsamında … şirketinden talepte bulunulduğunu ve bu şekilde kiracı …’a … plaka sayılı aracın ikame araç olarak sunulduğunu ve kazanın da …’in kullanımı sırasında meydana geldiğini açıklamıştır. Davanın ihbar edildiği … şirketi vekili cevabında özetle; vekil edeni şirket ile … Şirketi arasında uzun süreli kiralama sözleşmesi yapıldığının doğru olduğu, ancak kiralamaya konu aracın kazaya karışan araç olmadığını, ikame araç olduğu yolundaki iddiaları da kabul etmediklerini, sürücü …’in kaza anında kullandığı aracın … şirketinden kiralanan bir araç olacağını ileri sürerek vekil edeni şirketin sorumluluğu yoluna gidilemeyeceğini bildirmiştir. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliler, bilirkişi raporları, kaza ile ilgili olarak görülen ve Yargıtay denetiminden de geçerek kesinleştiği anlaşılan Bakırköy 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/706 E., 2015/247 Karar sayılı dava dosyası ile tüm dosya kapsamı gözetilerek kazaya neden olan … plaka sayılı aracın davalı …Şirketi adına kayıtlı olduğu ve kaza tarihini kapsar biçimde davalı … Sigorta A.Ş nezdinde trafik sigortalı, diğer davalı … Sigorta nezdinde de İMM sigortalı olduğunu, trafik sigortası limitinin 268.000,00-TL, İMM sigorta azami limitinin de 100.000,00-TL olduğu ve manevi tazminat talepleri bakımından İMM sigortası limitinin, azami limitin %25’i bulunuğunun anlaşıldığı, dolayısıyla … sigortanın manevi tazminat talepleri bakımından sorumluluğunun 25.000,00-TL ile sınırlı olacağı, bundan ayrı kazanın meydana gelmesinde destek yayanın kusursuz, buna karşılık davalı sürücünün asli kusurlu bulunduğu benimsenmek suretiyle hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporu doğrultusunda; “1-A-Davacıların maddi tazminat talebinin kabulüne, Davacı … lehine 694.299,94 TL maddi tazminatın, davacı … lehine 309.027,47 TL maddi tazminatın, davacı … lehine 214.430,75 TL maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalılar …, … Ltd. Şti , davalı … Sigorta A.Ş , Davalı … Sigorta A.Ş’ den (Davalı sigorta şirketleri yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, uygulanacak faizin davalı … ve … Ltd. Şti yönünden davacıların murisinin ölüm tarihi olan 11/12/2014 tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş ve … Genel Sigorta A.Ş yönünden dava tarihi olan 20/01/2015 tarihinden itibaren işletilmesine, B-Davacıların manevi tazminat talebinin kabulüne, Davacı … lehine 75.000 TL manevi tazminatın, davacı … lehine 50.000 TL manevi tazminatın, davacı … lehine 50.000 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalılar …, … Ltd. Şti ve … Sigorta A.ş’ den (davalı … Sigorta A.Ş yönünden 25.000 TL poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, uygulanacak faizin davalılar … ve … Ltd. Şti yönünden davacıların murisinin ölüm tarihi olan 11/12/2014 tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş yönünden dava tarihi olan 20/01/2015 tarihinden itibaren işletilmesine,” karar verilmiştir. Karara karşı davacılar vekili, davalı … Sigorta A.Ş vekili ve davalı … Şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı … Şirketi vekilinin istinaf nedenleri; vekil edeni şirket ile … Şirketi arasında düzenlenen kiralama sözleşmesi gereğince teslimi sağlanan aracın, …’in sevk ve idaresinde iken karıştığı trafik kazası nedeniyle vekil edenine husumet yöneltilemeyeceği halde sorumluluğu yoluna gidilmesinin doğru olmadığı ve kabule göre de hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının çok fazla bulunduğu hususlarına yöneliktir. Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf nedenleri; vekil edeni şirketin poliçe kapsamında maddi ve manevi tazminat talepleri bakımından toplam sorumluluğu 100.000,00-TL ile sınırlı olduğu halde, sanki maddi tazminat talepleri bakımından 100.000,00-TL ve manevi tazminat talepleri bakımından da 25.000,00-TL ile sorumlu oldukları anlamını taşır nitelikte hüküm kurulmasının hatalı olduğu, bu nedenle açıklanan husustaki hatanın düzeltilmesi ve buna göre de vekil edeninin yargılama harç ve giderleri bakımından sorumluluk miktarlarının da açıkça belirtilmesi gerektiğine ilişkindir. Davacılar vekilinin istinaf nedenleri ise; hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminat miktarları bakımından kaza tarihinden avans faiz uygulanması gerekirken bunun yapılmamış olmasının hatalı olduğuna yöneliktir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. İstinaf edenlerin sıfatına, istinafların kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; 1- 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür. Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, işleten sıfatının belirlenmesinde araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır. Somut olayda; … Tic. Ltd. Şti. Vekili, vekil edeni şirketin aracın kayıtlı maliki olmasına rağmen, davanın ihbar edildiği Hedef Araç Kiralama … Şirketi ile aralarında düzenlenen sözleşmesi ile … Şirketine kiralandığını, bu nedenle vekil edeni şirkete dava yöneltilemeyeceğini ileri sürmüş ise de, kazaya neden olan aracın maliki … Şirketinin dayanağını oluşturan ve … Şirketi ile aralarında düzenlenen ve 1 yıl süreli olduğu anlaşılan 15/07/2011 günlü araç kira sözleşmesinin kaza tarihini kapsamaması, söz konusu bu sözleşmenin daha sonra taraflarca uzatıldığına dair de 3.kişileri bağlar nitelikte herhangi bir bilgi ve belge sunulamamış olması , ayrıca sözleşmeye konu araçların sadece niteliklerinin belirtilmiş olması nedeniyle söz konusu aracın dayanak kira sözleşmesi uyarınca fiilen hangi tarihte Hedef şirketine teslim edildiğine dair de bir belirlemeye rastlanılmaması, keza yine davalı … tarafından ibraz edilen ve davalı sürücü … ile aralarında … plaka sayılı araca ilişkin olarak düzenlendiği anlaşılan kiralama sözleşmesinin de her zaman düzenlenebilir nitelikte bir belge olmasına göre davalı … şirketinin kazaya neden olan aracın uzun süreli kiralama sözleşmesi uyarınca ve davacı 3.kişileri bağlar nitelikte kiralandığını ve dolayısı ile işleten sıfatının kalmadığını kanıtlayabildiğinden söz edilemez. Davalı … şirketi ile davanın ihbar edildiği şirketler arasındaki var olduğu ileri sürülen ilişkiler ve sözleşmeler ise tarafların kendi iç ilişkilerini ilgilendiren bir durum olup 3.kişi davacıları ilgilendiren , bağlayıcı bir durum değildir. Hal böyle olunca mahkemece davalı araç maliki …Şirketinin sorumluluğu yoluna gidilmesinde herhangi bir isabetsizlik tespit edilemediğinden, adı geçen davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf isteğinin reddi gerekmiştir. 2-Davalı … Sigorta A,Ş vekilinin istinaf itirazları değerlendirildiğinde, … Sigorta A.Ş nezdinde düzenlenen Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi Özel Şartlarına göre; İMM sigortası kapsamında maddi ve manevi tazminat ayrımı yapılmaksızın poliçe limitinin azami olarak 100.000,00-TL olarak belirlendiği ve manevi tazminatlara ilişkin talepler bakımından da bu kombine limitin (100.000,00-TL) %25 ‘i kadar yani 25.000,00-TL teminat limiti sunulduğu anlaşılmaktadır . Mahkemenin gerekçeli kararında da bu husus net bir biçimde belirtilmiş ve manevi tazminat bakımından davalı … Sigortanın sorumluluğun 25.000,00-TL ile sınırlı bulunduğu açıklanmıştır. Gerekçede yazılan bu hususun hüküm fıkrasında tekrar edilmesi gerekmediğinden ve anlaşılabilir nitelikte bulunduğundan ayrıca infaz aşamasında basit bir hesaplama ile maddi ve manevi tazminatlar bakımından davalı … sigortanın yargılama giderleri ile vekalet ücretine ilişkin sorumluluğunun kapsamının tespit edilebilir olmasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. 3-Davacılar vekilinin istinaf itirazları ile davalı …Şirketinin yukarıda (1) sayılı bent dışında kalan diğer istinaf itirazlarına gelince; Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle aktüer bilirkişi … tarafından düzenlendiği anlaşılan 13/11/2017 günlü hesap bilirkişisi raporundaki desteğin gelirine ilişkin belirleme dahil tüm değerlendirmelerin, dosyaya, oluşa ve Yargıtay uygulamalarına uygun denetlenebilir gerekçeler içermesi ayrıca rapora karşı itiraz dilekçesi sunun davalı … şirketinin söz konusu rapordaki belirlemeler ile hesaplama şekli ve yöntemine karşı somut hiçbir itirazda bulunmadığı gözetildiğinde, bu durum davacı taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturacağından söz konusu raporun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bulunmadığına; kazaya neden olduğu belirtilen aracın dosyada mevcut kayıtlara göre kullanım amacının hususi olması ve dava dilekçesinde manevi tazminatlar bakımından da açıkça yasal faiz isteğinde bulunulduğu gözetildiğinde, belirlenen tazminatlara araç işleteni ve araç sürücüsü bakımından kaza tarihinden, sigorta şirketlerinin de dava tarihinden önce temerrüte düşürüldükleri ileri sürülüp kanıtlanamadığına göre onlar bakımından da dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasında bir yanılgı olmadığına, ayrıca kazanın oluş şekli, ölenin kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulnmaması, ölümün karşılaşılabilecek en ağır sonuç oluşu, müteveffanın yaşı, davacılar ile yakınlık durumu, paranın alım gücü, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları gözetildiğinde ölümle sonuçlanan taksirli eylem nedeniyle mahkemece hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının 22.06.1999 gün ve 7/7 sayılı içtihadı birleştirme kararında gösterilen ilkelere ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun madde 4’de düzenlenen takdir hakkının kullanılmasına ilişkin kurala uygun bulunmasına göre; davacılar vekilinin faizin cinsine ve başlangıcına yönelik istinaf başvurusu ile davalı …sirketi vekilinin mahkemece belirlenen maddi ve manevi tazminat miktarlarının fazla olduğuna yönelik istinaf itirazlarının esastan reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davacılar vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekili ve davalı … Ltd. Şti. vekili tarafından yapılan istinaf başvurularının HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar görülmekte olan davada ihtiyari dava arkadaşı konumunda bulunmaları nedeniyle, karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca her birinden ayrı ayrı alınması gereken 59,30- TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı … tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 35,90-TL’nin düşümü ile kalan 23,40-TL harcın davacı …’dan, davacı … bakımından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 44,40-TL’nin düşümü ile kalan 14,90-TL harcın davacı …’dan ve davacı … bakımından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 44,40-TL’nin düşümü ile kalan 14,90-TL harcında davacı …’dan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı taraftan alınması gereken 95.139,31-Tl istinaf karar ve ilam harcından( … Sigorta A.Ş’nin harç sorumluluğu; poliçe limiti olan toplam 100.000-TL ile sınırlı olduğundan ve bu miktar gözetilerek belirlenmesi gerektiğinden 683,10-TL’dir) davalı … Sigorta tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan toplam 2170,59-TL’den 683,10-TL’nin düşümü ile kalan ve fazla yatırıldığı anlaşılan 1.487,49-TL’nin talep halinde davalı … Sigorta’ya İADESİNE, Bu durumda; istinaf yasa yoluna başvuran davalı davalı … Ltd. Şirketinden peşin olarak alındığı anlaşılan 23.819,90-TL’ ile davalı … Sigorta tarafından peşin olarak yatırılan 683,10 TL’nin toplamı bulunan 24.503,00-TL’nin alınması gereken 95.139,31-TL’den düşümü ile kalan 70.636,31-TL eksik istinaf karar ve ilam harcının davalı … Ltd. Şirketinden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-İstinaf yasa yoluna başvuran taraflarca tarafından yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına, HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 361. gereğince, tebliğden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 17/03/2021