Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1477 E. 2020/3271 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1477
KARAR NO: 2020/3271
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/01/2020
NUMARASI: 2020/11 E. – 2020/26 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/09/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 14/03/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında … plakalı araç sürücüsü …’ın karşıdan karşıya geçmek için kaldırımdan inmek üzere olan müvekkili çocuk …’a çarparak yaralanmasına neden olduğunu, belirterek, kaza sonucu oluşan zararlar nedeniyle maddi ve manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ticari uyuşmazlıklarda zorunlu arabuluculuk şartını yerine getirmediğini, belirterek, davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. Mahkemece; ” davacılar vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davada arabulucuya başvurma dava şartı gerçekleşmediğinden davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerektiği” gerekçesi ile Davacılar vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu itirazın iptali davasının dava şartı yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE, karar verilmiştir. Davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; davadan önce arabulucuya başvuru şartının yerine getirildiğini, buna ilişkin anlaşmaya varılamadığına, son tutanağın ibrazı için süre verilmeden davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden davalı lehine hüküm kurulmamasının hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasıdır.19/12/2018 günlü Resmi Gazete de yayımlanarak 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 06/12/2018 tarih 7155 sayılı Kanunun 20. maddesiyle Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmünü içermektedir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’ nun 18/A-2 maddesi uyarınca, “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü yer almaktadır. Somut olayda davacılar vekilinin dava dilekçesinin, açıklamalar kısmında 06/02/2020 tarihinde dava şartı olan arabuluculuk başvurusunun yapıldığını, … başvuru numaralı arabuluculuk dosyasında taraflar anlaşmaya varamadığını belirtmiştir. Bu durumda mahkemece davacılara, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması, aksi takdirde davanın usulden reddedileceğine yönelik ihtarını içeren davetiye göndermesi gerekirken davanın usulden reddedilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile HMK 353/1-a/4 gereğince kararın kaldırılmasına, belirtildiği şekilde işlem yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, şu aşamada davalı vekilinin istinaf taleplerinin incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenle KABULÜ ile; istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-a/4 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, Davalı vekilinin istinaf taleplerinin şu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde işlem yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE; 3-Peşin alınan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının istek halinde istinaf yasa yoluna başvuran davacılara İADESİNE, 5-Peşin alınan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının istek halinde istinaf yasa yoluna başvuran davalıya İADESİNE, 6-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, HMK. m.353/1-a/4 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.17/09/2020