Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1473 E. 2020/3435 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1473
KARAR NO: 2020/3435
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/11/2019
NUMARASI: 2019/567 E., 2019/1002 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/10/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 6. İş Mahkemesinin 2012/215 Esas sayılı dosyasından 24/06/2015 tarihinde davalılarla birlikte müvekkilinin de müştereken ve müteselsilen tazminat ödemeye mahkum edildiğini, ilamın Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icraya konduğunu, haciz işlemlerine maruz kalmamak için icra dosyasına toplam 100.611,42-TL ödemek zorunda kalındığını, ilamın müsteniden tarafların birbirleri arasındaki rücu ilişkisi çerçevesinde davalıların kusurlarına isabet eden ve müvekkilince ödenen 75.458,56-TL’nin işlemiş 669,82-TL faiziyle birlikte davalılardan tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalıların kötü niyetle itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, davalıların itirazlarının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece 05/11/2019 tarihinde; davanın işlemden kaldırıldığı 18/07/2019 tarihinden itibaren 3 aylık yasal süre içerisinde yenilenmemiş olması gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin davacı, karşı tarafın ise davalı olduğu asıl davanın 10/12/2019 tarihli 6.celsesinde tefrik edilmeden önce İstanbul 15. Asliye Ticaret 2016/1204 Esas sayısına kayıtlı olduğunu, mahkemece 2016/1204 Esas sayılı dosyada gerçekleştirdiği 18/07/2018 tarihli üçüncü celsede verdiği 1 numaralı ara kararla davacı vekilinin duruşma gün ve saatinden haberdar olduğu halde duruşmaya gelmeyip mazerette bildirmediğinden takip edilmeyen davanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiğini, oysa 28/02/2018 tarihli ikinci celsede taraflarınca sunulan mazeretin kabul edilerek duruşma gün ve saatinin UYAP üzerinden öğrenilmesine karar verildiğini, mazeretlerinin kabul edilmesine rağmen duruşma gününün taraflarına tebliğ edilmediğini, bu nedenle duruşma gününden haberdar olunamadığını, bir sonraki celse olan 18/07/2018 tarihli üçüncü celse de ise mazeret bildirmeksizin duruşmaya katılım sağlanamadığı gerekçesiyle davanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, duruşma gününün gelmeyen tarafa davetiye ile bildirilmesinin bir yasal zorunluluk olduğunu, kanunda bulunmayan bir kurala dayanılarak duruşma günün UYAP sistemi üzerinden öğrenilmesine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Dosya kapsamından, davacı vekilinin dava tefrik edilmeden önce 2016/1204 Esas sayılı dosyaya 28/02/2018 tarihli dilekçe ile duruşmaya mesleki mazereti nedeniyle katılamayacağını bildirdiği, mahkemece 28/02/2018 günlü celsede davacı vekilinin mazeretinin kabulüne karar verilerek, duruşma günü olarak 18/07/2018 tarihinin belirlendiği ve yeni duruşma gününün UYAP sisteminden öğrenilmesine karar verildiğini, 18/07/2018 tarihli celsede de, davacı tarafın duruşmaya gelmediği ve mazeret bildirmediği gerekçesiyle, HMK.’nun 150/1 maddesi gereğince yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, daha sonra dosyanın tefrik edildiği ve 2019/567 Esasına kaydedildiği, 05/11/2019 tarihinde de, “davanın HMK’nun 150.maddesi uyarınca, AÇILMAMIŞ SAYILMASINA” hükmedildiği anlaşılmıştır. 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nun “Tarafların Duruşmaya Gelmemesi, Sonuçları ve Davanın Açılmamış Sayılması” başlığını taşıyan 150.maddesinin 1.fıkrasında “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde, dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir” denilmektedir. Ne var ki, Hukuk Genel Kurulunun 17/01/2018 gün 2017/14-1760 esas, 2018/43 karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere, yargı sistemimizde duruşma gününün UYAP’tan öğrenebileceğine yönelik herhangi bir düzenleme bulunmamakta olup, aksi düşünce adil yargılama hakkını ortadan kaldırır niteliktedir. Somut olayda, 28/02/2018 günlü duruşma oturumunda davacı vekilinin mazeretinin kabulü ile duruşmanın 18/07/2018 tarihine bırakıldığı, ancak davacı vekiline duruşma gününün usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği, dolayısıyla davacı vekilinin yeni duruşma gününden haberdar olmadığı kabul edilerek, yeni bir duruşma günü belirlenip, bu duruşma gününün davacı tarafa bildirilmesi ve ondan sonra oluşacak duruma göre işlem yapılması gerekirken, usulüne uygun bir tebligat varmış gibi kabul edilerek, 18/07/2018 günlü duruşma oturumunda dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi ve bu usulsüz işlemden kaldırma kararından hareketle, daha sonra davanın açılmamış sayılmasına hükmedilmesi isabetsiz olduğundan, ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK.m.353/1-a/5 hükmü uyarınca kaldırılması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, istinaf talebine konu İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/11/2019 tarih ve 2019/567 Esas, 2019/1002 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a/5 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde işlem yapılmak üzere Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3- Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 4- Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, HMK. m.353/1-a hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.01/10/2020