Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1452 E. 2023/1960 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL BAM
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1452
KARAR NO: 2023/1960
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/11/2019
NUMARASI: 2017/285Esas – 2019/997Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi-Manevi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/11/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların maliki, sürücüsü ve ZMM sigortacısı bulunduğu … plaka sayılı aracın 27/07/2015 tarihinde kaldırımda yürümekte olan vekil edenine çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan davacının tedavisinin halen devam etmekte bulunduğunu ve zorlukla yürüyebildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 5.000,00-TL maddi ve 10.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden işletilecek faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar ise davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; Davanın KISMEN KABULÜ İLE, 1.820,86 TL geçiçi iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminatın davalı … Sigorta yönünden temerrüt tarihi olan dava tarihi 29/03/2016 tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden kaza tarihi 22/07/2015 tarihinden itibaren işleyeecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 5.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan temerrüt tarihi olan kaza tarihi 22/07/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, sürekli iş göremezlik tazminatı talebi ve fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE, karar verilmiş; verilen bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; kalıcı maluliyet yoktur, davacı iki ayda iyileşir şeklindeki hatalı ATK raporunun hükme esas alınması karşısında yazılı biçim ve şekilde karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, zira yargılama sırasında dosyaya sunulan sağlık kurulu raporlarında da anlaşılacağı üzere vekil edeninin maluliyete uğradığının belirgin bulunduğu, bu nedenle de ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerektiğine yöneliktir. Dava, trafik kazası neticesinde meydana gelen, cismani zarara dayanılarak açılmış, maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkin olup; davacı vekilinin istinaf yasa yoluna başvuru dilekçesinde açıkça ileri sürülen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi önem arzetmektedir.Söz konusu konusu bu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. (Bknz. Yargıtay 4. HD’nin 2021/18611 Esas, 2022/787 Karar sayılı ilamı) Eldeki davada, kaza tarihi 27/07/2015 olup, maluliyete ilişkin belirlemenin kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri doğrultusunda yapılmalıdır. Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde, kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlük Ölçütü ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümleri doğrultusunda, davacının talep konusu trafik kazasından sonra geçirmiş olduğu tüm tedavi evrakları yanında Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden temin edildiği anlaşılan 31/01/2017 günlü Engelli Sağlık Kurulu Raporunun da değerlendirilmesi ve gözetilmesi neticesinde; davacının yaralanmasının niteliğine göre aralarında iç hastalıkları uzmanı, ortopedi ve travmatoloji uzmanı, göğüs hastalıkları uzmanı ve nöroloji uzmanı bilirkişilerin de katılımıyla ATK 3. İhtisas Kurulunca düzenlenen 05/10/2018 günlü raporda davacının trafik kazasına bağlı yaralanması nedeniyle vücut fonksiyon kaybına uğramadığı sonucuna ulaşıldığı ve mahkemece de bu raporun hükme esas alındığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı tarafça dosyaya ibraz edilen ve kişisel müracaat sonucu Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesinden temin edilen 31/01/2018 günlü engelli sağlık kurulu raporunda davacının vücut fonksiyon kaybı oranının %50 olduğu (-krominal arter hastalığı+hipertansiyon); İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesinden yine kişisel başvuru sonucunda alınan 30/05/2018 günlü raporda da kişinin engel oranın %80 olduğu açıklanmış ise de söz konusu bu raporlarda davacıda var olduğu belirlenen arazların, talep konusu trafik kazasındaki yaralanmaya bağlı olarak geliştiği konusunda herhangi bir belirleme mevcut olmadığı gibi bu raporların hangi yönetmelik hükümlerine dayanılarak düzenlendiği de anlaşılamadığından ve rapordaki belirlemelere göre arazların trafik kazasına bağlı olması mümkün olmayıp önceye dayanan rahatsızlıklara dayandığından; ilk derece mahkemesince, somut olayın özelliklerine uygun denetlenebilir gerekçeler içeren ve kaza neticesinde davacı da meydana gelen yaralanmanın niteliği gözetilerek, düzenlendiği anlaşılan dolayısıyla da yeterli ve geçerli nitelik taşıyan 05/10/2018 günlü ATK raporunun hükme esas alınması suretiyle karar verilmiş olmasında istinaf edenin sıfatına ve istinaf nedenlerine göre usul ve yasaya aykırı bir yön tespit edilemediğinden, davacı vekilinin yerinde olmadığı sonucuna varılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf eden davacıdan alınması gereken 269,85-TL harçtan peşin yatırılan 54,40-TL harcın düşümü ile bakiye 215,45‬-TL istinaf ilam harcının istinaf eden davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 361. madde hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süresi içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.30/11/2023