Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1418 E. 2021/2086 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1418
KARAR NO: 2021/2086
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/12/2019
NUMARASI: 2015/711 ESAS – 2019/1015 KARAR
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 31/05/2012 kaza tarihinde dacıların sürücüsü, maliki ve ZMM sigortacısı olduğu … plaka sayılıcı aracın davacının içinde yolcu olarak bulunduğu … plaka sayılı aracın çarpması sonucu meydana gelen kazada davacının yaralanarak malul kaldığını belirterek, şimdilik 3.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan ve 30.000,00 TL manevi tazminatın ise davalı işleten ve sürücüden kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar davanın reddini talep etmişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; -Maddi tazminat davasının feragat nedeniyle REDDİNE, -Manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE; 20.000,00 TL manevi tazminatın 31/05/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … Ltd. Şti ve …’den alınarak davacıya VERİLMESİNE, karar verilmiştir. Davacı vekili ile davalılar … Ltd. Şti ve … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacının zararı ile ödenen tazminat arasında açık nispetsizlik bulunduğunu, ödeme tarihinde davacının maluliyetinin belirli olmadığını, bu nedenle maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle karar verilmesinin hatalı olduğu, hükmedilen manevi tazminatın az olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. Davalı … Ltd. Şti ve … vekiili istinaf dilekçesinde; davalı şirketin 675 sayılı kanun hükmünde karaname ile kapatıldığını, husumetin yöneltilemeyeceğini, hükme esas alınan kusur bilirkişisi raporunun hatalı olduğunu, hükmedilen manevi tazminatın fazla olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 31/05/2012 kaza tarihinde dacıların sürücüsü, maliki ve ZMM sigortacısı olduğu … plaka sayılıcı aracın, davacının içinde yolcu olarak bulunduğu … plaka sayılı araca çarpması sonucu meydana gelen kazada davacının yaralanarak malul kaldığı anlaşılmıştır. Davacının yargılama sırasında davalı sigorta şirketi ile ödeme nedeniyle sulh protokolü yaptığı ve bu kapsamda davalının ibra edildiği 29/11/2017 tarihli duruşmada da maddi tazminata ilişkin davasından feragat ettiği anlaşıldığından bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde değildir. Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, kusur durumu, davacıda meydana gelen yaralanmanın niteliği, davacı yaşı, tarafların, dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; Mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı yerindedir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamasına, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlükte olmamasına göre, davacı ve davalılar vekilinin istinaf taleplerinin HMK 353/1-b/1 maddesi uyarınca esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-)Usul ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan mahkeme kararına yönelik davacı ve davalılar vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,(HMK.m.353/1-b/1) 2-)Alınması gereken 59,30-TL harçtan peşin yatırılan 54,40-TL nispi karar ilam harcınınn düşümü ile 4,90-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-) Alınması gereken 1.366,20-TL harçtan peşin yatırılan 341,55-TL nispi karar ilam harcınınn düşümü ile 1.024,65-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-)Yasa yoluna başvuran davacı ve davalılar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 362/1-a mad. gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.23/12/2021