Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1417
KARAR NO: 2023/1724
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/12/2019
NUMARASI: 2016/427 Esas – 2019/1284 Karar
DAVANIN KONUSU: Destekten Yoksun Kalma Ve Manevi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/10/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacılar vekili dava dilekçesi ile; davalılar … ve …’in oğulları …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile seyir halinde iken kırmızı ışıkta geçerek, yeşil ışıkta geçmekte olan müvekkillerinin eşi, babası, oğulları ve kardeşi olan …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araca çarpması ile 14.03.2016 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde …’ın vefat ettiğini, araç sürücüsü …’in ehliyetnamesinin bulunmaması ve kırmızı ışıkta geçerek ışık ihlali yapması nedeniyle kazanın meydana gelmesinde tamamen kusurlu olduğunu, davalılar … ve …’in TBK 49 gereğince araç sürücüsü …’in yaşı küçük olması nedeniyle zarardan sorumlu olduklarını, araç sürücüsünün velisi ve temsilcisi olmaları nedeni ile davada taraf gösterildiklerini, desteğin kaza tarihinden evvel …’ya ait işyerinde tankerle su taşıma işi yaptığını ve aylık gelirinin net olarak 2.000,00-TL ve mesailerle birlikte 2.500,00-TL olduğunu, müteveffa …’in eşi … ile çocukları …, … ve …’nın, ayrıca annesi … ve babası …’ın destekten yoksun kaldıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile (belirsiz alacak) davacı eş için 30.000,00-TL, davacı çocuklar için ayrı ayrı 20.000,00-‘er TL, davacı anne ve baba için ayrı ayrı 4.000,00’er-TL destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve defin gideri 2.000,00-TL olmak üzere toplam 100.000,00-TL maddi tazminatın, manevi zararına karşılık olarak davacı eş … için 100.000,00-TL, çocuklar içen ayrı ayrı 50.000,00’er TL, anne ve baba için ayrı ayrı 25.000,00’er TL ve kardeşler için ayrı ayrı 10.000,00’er TL olmak üzere toplam 360.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve … ile … plaka sayılı araç maliki davalı …şirketinden kaza tarihinden, … plaka sayılı aracın trafik sigortacısı … Sigorta şirketinden (manevi tazminat yönünden var ise poliçe teminatı ve limiti kapsamında) dava tarihinden, desteğin kullandığı … plaka sayılı aracın trafik sigortacısı … Sigorta (manevi tazminat yönünden var ise poliçe teminatı ve limiti kapsamında) ve kasko sigortacısı davalı … sigortadan (manevi tazminat yönünden var ise poliçe teminatı ve limiti kapsamında) ferdi kaza ve koltuk sigorta teminatı ile sınırlı sorumlu olmak üzere hasar dosyasının açıldığı tarihten, hasar dosyası açılmamış ise dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, Yargılama sırasında sunduğu 31.01.2018 tarihli dilekçesi ile; davacılar için toplam 508.166,90-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Sigorta şirketi 212.622,50-TL’lik kısmından sorumlu olmak üzere davalılar … ve … ile …şirketi ve … Sigorta Şirketi’nden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesi ile; kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde trafik sigortalı, … plaka sayılı aracın ise birleşik kasko poliçesi ile sigortalı olduğunu, kasko poliçesine göre araç işleteni ile sevk edeninin eş, usul ve fürunun zararlarının teminat kapsamı dışında olması nedeni ile hem trafik sigortası hem de kasko poliçesi yönünden müvekkili şirketin manevi tazminattan sorumluluğu bulunmadığını, davaya konu kazanın iş kazası olması nedeniyle davacı tarafa SGK’ya başvuru için süre verilmesi gerektiğini, desteklik ilişkisinin ispatı gerektiğini, avans faizi isteminin yersiz olduğunu savunmuştur. Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili …’in ev başkanı olmaması sebebiyle TMK m. 367 kapsamında sorumluluğu bulunmadığını, kazaya karışan aracın müvekkillerinin oğlunun eline geçmesinde davalı …’in herhangi bir kusuru bulunmadığını, desteğin üç çocuklu olması karşısında davacı anne ve babaya destek olduğunun kabul edilemeyeceğini, cenaze giderlerinin Belediye tarafından ücretsiz karşılandığını, kazadaki kusurun ispatı gerektiğini, istenilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu savunmuştur. Davalı … İnşaat Turizm Nakliyat ve Sanayi Ticaret Limited Şirketi vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili şirketin araç kiralama işi ile uğraştığını, kazaya karışan … plaka sayılı aracın kaza tarihinden evvel …şirketine kiralandığını, müvekkilinin işletenlik sıfatı bulunmadığını savunmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesi ile; kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde trafik sigortalı olduğunu, manevi tazminatın teminat kapsamında olmadığını, ancak yasal faiz talep edilebileceğini, kusurun ispatı gerektiğini savunmuştur. İhbar olunan … Ticaret Limited Şirketi temsilcisi sunduğu beyan dilekçesi ile; kazaya karışan … plaka sayılı aracın davalı …şirketinden bir haftalığına kiralandığını, kaza tarihinde şehir dışında olmaları nedeniyle çalışanları …’in habersiz olarak aracı aldığını bildirmişlerdir. İlk derece mahkemesince; davanın zamanaşımına uğramadığı, kazaya karışan araç sürücüsü …’in kırmızı ışıkta geçmesi nedeniyle kazanın meydana gelmesinde tamamen kusurlu olduğu, davacıların desteği …’in herhangi bir kusuru bulunmadığı, kazaya kusuru ile sebebiyet veren sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın trafik sigortacısı olan davalı … Sigorta şirketinin poliçe limiti dahilinde davacıların destekten yoksun kalma zararlarından sorumlu olduğu, manevi tazminat yönünden sorumluluğu bulunmadığı, desteğin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın trafik sigortacısı davalı … Sigorta A.Ş’nin ise maddi ve manevi tazminat istemleri yönünden sorumluluğu bulunmadığı, davalılar … ile …’e TMK’nın 369.maddesi gereğince husumet yöneltildiği ve dosya kapsamına alınan bilirkişi raporuna göre davalıların sorumluluklarının bulunduğu, davalı …şirketi ile ihbar olunan …şirketi arasındaki kira sözleşmesinin 19.02.2016-22.02.2016 tarihlerini kapsadığı, kira sözleşmesinin ve kiralama nedeniyle düzenlenen faturalar ile alınan tahsilatların ticari defterlerde yer aldığı, buna göre 19.02.2016 tarihinden kazanın meydana geldiği tarihe kadar 22 gün süre ile aracın kullanımı ihbar olunan …şirketine bırakılmış ise de uzun süreli kira sözleşmesi sunulmaması nedeni ile davalı …şirketinin işletenlik sıfatının devam ettiği, aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen 25.01.2018 tarihli ek bilirkişi raporunun hesaplama yönünden denetime ve hüküm vermeye elverişli olduğu, davalı … ve … yönünden kaza tarihinin, davalı …sigorta şirketi yönünden ise dava tarihinin temerrüt tarihi olduğu, kazaya sebebiyet veren … plaka sayılı aracın ticari nitelikte olması nedeniyle avans faizi işletilmesi gerektiği, davacı tarafça ıslah dilekçesi ile toplam 605.544,10-TL destekten yoksun kalma zararı bulunduğunun bildirildiği ve talep kısmında 508.166,90-TL destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesini talep ettikleri ve bu miktar üzerinden harcı tamamladıkları, ıslah harcı yatırılmayan kısmın tespit istemine ilişkin olduğu kanaatine varıldığı ve tespite yönelik istemin reddine karar verilmesi gerektiği, tarafların sosyo ekonomik durumu, kazanın oluş şekli ve tarihi göz önünde bulundurulduğunda manevi tazminat isteminin kısmen kabulü gerektiği kanaati ile; davalı … Sigorta A.Ş.’ye karşı açtıkları maddi tazminat davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacılar …, …, … ve …’in destekten yoksun kalma tazminatı isteminin kısmen kabulüne, davacı … ve …’in destekten yoksun kalma tazminatı isteminin kabulüne, davacı …’in cenaze masraflarına ilişkin maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, davacılar …, …, …, …, …, …, …, …, … ve …’ın cenaze masraflarına ilişkin maddi tazminat isteminin reddine, davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne” karar verilmiş, karara karşı davalılar … ve … vekili ile davalı …şirketi vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalılar … ve … vekilinin istinaf nedenleri; davanın, küçük …’e velayeten anne ve babasına yönlendirilmesi gerekirken hatalı olarak TMK m. 369 gereğince sorumlulukları bulunduğundan bahisle müvekkillerine karşı açıldığı, müvekkili …’nin ev başkanı dahi olmadığı, dava dilekçesinde asgari ücret ile çalıştığı bildirilen desteğin gelirinin tazminat hesaplaması sırasında asgari ücret üzerinden belirlenmesinin hatalı olduğu, kirada oturan, evli ve üç çocuklu desteğin aynı zamanda anne ve babasına destek olmasının mümkün olmadığı, istenilen tazminat miktarının ve hükmedilen manevi tazminat miktarlarının fazla olduğu, müvekkili …’in bağ-kur emeklisi, …’nin ise ev hanımı olması nedeniyle manevi tazminatları ödeme gücü bulunmadığı, manevi tazminata ilişkin reddedilen kısım yönünden davalı …sigorta şirketinin red sebebi ile müvekkilleri yönünden red sebebinin farklı olması nedeniyle ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken sigorta şirketi ile birlikte tek vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının hatalı olduğu cenaze ve defin giderlerinin belediye tarafından ücretsiz olarak yapıldığı hususlarına ilişkindir. Davalı … Gıda İnşaat Turizm Nakliyat ve Sanayi Ticaret Limited Şirketi vekilinin istinaf nedenleri; müvekkilinin işletenlik sıfatı bulunmadığı, kazaya karıyan aracın ihbar olunan …şirketine kiraya verildiği, kira sözleşmesi üç günlük düzenlenmiş ise de sözlü olarak kira sözleşmesinin uzatıldığı ve kaza tarihine kadar 22 gün süre ile ihbar olunan şirketin kullanımında bulunduğu, kazaya karışan araç sürücüsü …’in ceza yargılaması sırasında verdiği ifadesinde de ihbar olunan …şirketinde çalıştığını beyan ettiği, kaza sonrasında aracın pert olması nedeniyle mecburen kira ilişkisinin sonlandırıldığı için kira sözleşmesinin uzun süreli olduğunun kabulü gerektiği, avans faizi işletilmesinin hatalı olduğu, hükmedilen manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğu hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma, cenaze gideri ve manevi tazminat istemine ilişkindir. (1) Davalılar … ve … vekilinin istinaf nedenlerinin incelenmesinde; 6100 sayılı HMK’nın 26. ve 33. maddelerine göre; olayları bildirmek ve ileri sürmek taraflara, bu kapsamda nitelemeyi yapmak ve belirlenecek hukuki nitelendirme ile ilgili olarak uygulanacak kanun hükümlerini belirlemek hâkime aittir. Öte yandan; 6100 sayılı HMK’nın 31. maddesinde yer alan “Hâkimin davayı aydınlatma ödevi” gereğince, Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Somut uyuşmazlıkta, davacılar vekilince dava dilekçesinde; müvekkillerinin desteğinin vefatına kusuru ile neden olan araç sürücüsü …’in yaşının küçük olması nedeni ile velayet altında bulunduğu belirtilerek davalılara …’in velisi ve yasal temsilcisi olarak davanın yönlendirildiğinin bildirildiği, 4721 sayılı TMK’nın 369.maddesi kapsamında herhangi bir sorumluluktan söz edilmediği, ancak mahkemece yapılan yargılama sırasında 30.05.2018 tarihli celsenin 13 nolu ara kararında, adı geçen davalılara TMK’nın369.maddesi gereğince davanın yönlendirildiğinden bahisle davacı tarafa delillerini sunmaları için süre verildiği, mahkemenin gerekçeli kararında da davalıların TMK’nın 369.maddesi gereğince sorumlu tutulmaları gerektiği kanaatine varıldığı görülmekle, davalılara, velayetleri altındaki araç sürücüsü …’i temsilen mi yoksa asaleten 4721 sayılı TMK’nın 369.maddesinde düzenlenen sorumluluk gereğince mi davanın yönlendirildiği açıklığa kavuşturulmadan yargılamaya devamla karar verilmesi isabetli değildir. Bu durumda mahkemece, öncelikle davacılar vekiline davalılar … ve … aleyhine açılan davanın araç sürücüsünün kusuruna binaen velayet hakkına sahip oldukları için mi yoksa TMK’nın 369.maddesi kapsamında sorumlu oldukları için mi davanın yöneltildiğinin sorularak davanın hukuksal nedeninin açıklığa kavuşturulması, davanın haksız fiil sorumlusu …’in yasal temsilcisi olarak yöneltilmiş olduğunun belirlenmesi halinde …’in yargılama sırasında reşit olduğu dikkate alınarak taraf teşkilinin sağlanması, davanın TMK’nın 369.maddesinde düzenlenen ev başkanının sorumluluğu nedeniyle açıldığının belirlenmesi halinde ise mahkemenin görevli olup olmadığı hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir. (Yargıtay 17. HD’nin 02.05.2019 tarihli 2016/10378 E – 2019/5441 K. Sayılı ilamı) (2) Davalı … İnşaat Turizm Nakliyat ve Sanayi Ticaret Limited Şirketi vekilinin istinaf nedenlerinin incelenmesinde; 2918 sayılı KTK hükümlerine göre, trafik kaydı “işleten”i kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir. Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devredilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Somut olayda, kazaya karışan … plaka sayılı aracın davalı şirket tarafından ihbar olunan … Tic. Ltd. Şirketine 19.02.2016 ila 22.02.2016 tarihleri arasında kiralanarak teslim edildiği, yazılı kira sözleşmesinin 3 günlük olduğu, bununla birlikte aracın kaza tarihine kadar (ilk teslim tarihinden itibaren 22 gün) ihbar olunan şirketin kullanımına bırakıldığı, kaza tarihinde aracı kullanan …’in ceza soruşturması sırasında savcılıkta verdiği beyanına göre ihbar olunan …şirketinin çalışanı olduğu, davalı şirketin ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede, davalı şirket ile ihbar olunan şirket arasında araç kiralamaya ilişkin olarak ticari ilişki bulunduğu, ihbar olunan şirket tarafından araç kirası olarak ödenen bedellerine ilişkin olarak davalı şirket tarafından Vergi Müdürlüğü’ne bildirimde bulunulduğu, ihbar olunan tarafından mahkemeye sunulan beyan dilekçesi ile de kaza tarihinde aracın kiralanmış olduğunun kabul edildiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, her ne kadar yazılı kira sözleşmesi bulunmasa dahi sözleşme taraflarının iradesinin aracın uzun süreli kiralanması olup olmadığı, davalı şirketin araç üzerindeki fiili hakimiyetinin ve ekonomik yararlanmasının kalkıp kalmadığının değerlendirilmesi gerekirken, yazılı kira sözleşmesinin 3 günlük olduğu ve uzun süreli kira sözleşmesi sunulmadığı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar … ve … vekilinin istinaf talebinin, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı … Gıda İnşaat Turizm Nakliyat ve Sanayi Ticaret Limited Şirketi vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK m. 353/1-a/3,4,6 gereğince kaldırılmasına, Dairece verilen kararın niteliği gereği istinaf edenler vekillerinin davanın esasına yönelik istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1-Davalılar … ve … vekili ile davalı …şirketi vekilinin istinaf başvurularının yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/12/2019 tarih ve 2016/427 Esas 2019/1284 K. sayılı kararının HMK’nın 353/1-a/3-4-6 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem, araştırma ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yasa yoluna başvuran taraflarca peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendilerine ayrı ayrı İADESİNE, 4-İstinaf incelemesinin dosya üzerinden yapılması nedeniyle, avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- İstinaf yasa yoluna başvuran taraflarca istinaf aşamasında yapılan diğer yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek müteakip kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a madde hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/10/2023