Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1415 E. 2021/257 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1415
KARAR NO: 2021/257
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/12/2019
NUMARASI: 2019/568 E. – 2019/1531 K.
BİRLEŞEN İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2017/794 E
2017/905 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/02/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili asıl dava ve birleşen dava dilekçelerinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı bulunan davalılardan …’nın işleteni diğer davalının da sürücüsü olduğu … plaka sayılı araç ile …’nin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikletin çarpışması sonucunda 01/09/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında vekil edenlerinin oğlu ve kardeşi olan …’nin hayatını kaybettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla (belirsiz alacak) davacı anne ve baba için 2.500,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan, ayrıca davacı anne ve babanın her biri için ayrı ayrı 50.000,00-TL, davacı kardeşler … ve … için de ayrı ayrı 25.000,00-TL ve birleşen davanın davacısı olan kardeş … için 50.000,00-TL manevi tazminatın davalı gerçek kişilerden tahsiline karar verilmesini istemiş, 07/09/2017 günlü talep arttırım dilekçesi ile de, maddi tazminata ilişkin toplam istek miktarını 124.649,65-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalılar cevaplarında özetle; davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen 08/05/2018 günlü kararla; -Davacı .. için 67.899,05 TL, Davacı … İçin 56.750,60 TL maddi tazminatın davalılar … ve …’ten 01/09/2013 tarihinden, davalı sigorta şirketi bakımından ise, 09/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlandırılmasına; -Davacı … için takdiren 10.000,00 TL Davacı … için takdiren 10.000,00 TL Davacı … için takdiren 5.000,00 TL Davacı … takdiren 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …ten kaza tarihinde itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacılara ödenmesine fazlaya ilişkin istemin reddine, -Birleşen İstanbul Anadolu 6 asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/794 esas sayılı dosyasında davacı … için takdiren 3.000,00 TL tazminatın kaza tarihi olan 01/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ile …ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir. Karara karşı, tüm taraflarca ayrı ayrı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; Dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonucunda verilen 19/09/2019 gün ve 2019/3241 E., 2019/3470 sayılı kararla; maddi tazminatın hesaplanmasında gözetilen gelirin belirlenme yönteminin hatalı olduğu, ayrıca davalı tarafça yargılama sırasında motosiklet sürücüsü …’nin kask takmadığı bu nedenle de mütarafik kusurlu sayılması gerektiği ileri sürüldüğü halde, bu savunma üzerinde durulmadan ve herhangi bir değerlendirme yapılmadan karar verilmiş olmasının isabetsiz bulunduğu görüşünden hareketle, davalılar tarafından yapılan istinaf başvurularının bu nedenlerle kabulüne, ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca kaldırılmasına karar verildiği, kaldırma gönderme gerekçesi gözetildiğinde de davalıların diğer istinaf itirazları ile davacı tarafın tüm istinaf itirazlarının değerlendirme dışı bırakıldığı anlaşılmıştır. Dairemizce verilen kaldırma gönderme kararından sonra mahkemece yapılan yargılama sonucunda;
“A) ASIL DAVA YÖNÜNDEN; Asıl davada davacılar … ve … yönünden açılan maddi tazminata ilişkin olarak sulh olunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, Asıl davada davacı … için taktiren 10.000 TL, … için taktiren 10.000 TL , … için taktiren 5.000 TL, … için taktiren 5.000 TL manevi tazminatın davalılar … ve … dan kaza tarihi 01/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
B)BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN; Birleşen İst. And. 6. ATM 2017/794 Esas sayılı dosyasında davacı … için taktiren 3.000 TL manevi tazminatın davalılar … ve …ten kaza tarihi 01/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili ile davalılardan … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekilinin istinaf nedenleri; hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının yetersiz olduğuna ilişkindir. Davalı … vekilinin istinaf nedenleri ise; kusurun hatalı belirlendiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar gereğince; inceleme ve araştırma yapılması gerekirken müterafik kusur durumu üzerinde durulmadan manevi tazminata ilişkin olarak karar verilmesinin isabetsiz olduğu ve kabule göre de asıl davada reddedilen manevi tazminat miktarları üzerinden vekil edeni yararına hesaplanması gereken vekalet ücretlerinin az belirlendiği gibi birleşen davada da vekille temsil edilmesine rağmen vekil edeni yararına herhangi bir vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının da doğru bulunmadığına yöneliktir. Dava, trafik kazası sonucunda meydana gelen ölüm olayına dayanılarak açılmış maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. İstinaf edenlerin sıfatına, istinafların kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle görülmekte dava kapsamından ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen 07/11/2016 günlü kusur raporundaki belirleme ve değerlendirmelerin, olayla ilgili olarak İstanbul Anadolu 20. Asliye Ceza Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılan ve UYAP sorgusundan da anlaşılacağına göre YArgıtay denetiminden de geçmek suretiyle; 18/11/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılan 2014/34 E., 2015/146 K.sayılı ceza yargılamasına konu dosyadaki kusura ilişkin belirleme ve değerlendirmelerle örtüşmesi karşısında hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön tespit edilemediğinden, davalı … vekilinin kusura ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Tarafların, mahkemece hüküm altına alınan manevi tazminatların miktarlarına yönelik istinaf itirazlarına gelince; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı, adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda zararlandırıcı eylemin tarihi , olayın meydana geliş şekli, kusur oranları, ölenin yaşı, davacılarla yakınlık derecesi, ölümün karşılaşılacak en ağır sonuç oluşu, paranın alım gücü, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında ölüm ile sonuçlanan taksirli eylem nedeniyle hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının yukarıda açıklanan ilkelere ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanmasına ilişkin kurala uygun ve yerinde bulunmasına göre; her iki tarafın bu yöne ilişen istinaf itirazları yersizdir. 3-Davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf itirazları değerlendirildiğinde; Mahkemece asıl davada, hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı üzerinden davacılar lehine 3.600,00-TL vekalet ücretine hükmedilmiş olup, reddedilen tazminat miktarı üzerinden de aynı şekilde yargılama sırasında vekille temsil edildiği anlaşılan davalı … lehine de 3.600,00-TL vekalet ücreti takdir edilmiştir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 10/2 maddesi uyarınca; manevi tazminat davasının kısmen kabulü halinde; karşı taraf yararına hükmedilecek ücret davacı taraf yararına belirlenecek ücreti geçemeyeceğinden, reddedilen manevi tazminat miktarı kabul edilenden fazla olsa dahi taraflar yararına aynı şekilde (karşılıklılık ilkesi) vekalet ücreti hükmedilmiş olmasında bir isabetsizlik tespit edilemediğinden, bu yöne ilişen istinaf itirazı yerinde değil ise de; davacı küçük … tarafından açılan ve asıl dava dosyası ile birleşen dava bakımından birleştirmeden sonra asıl davada davalı …’ü temsil eden vekil tarafından birleşen davaya karşı da cevap verildiği ve vekilin birleşen dava yönünden de yargılamalara katıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece birleşen dava bakımından da davalı …’ün vekille temsil edildiği gözetilerek, reddedilen manevi tazminat nedeniyle adı geçen taraf yararına vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, bunun yapılmamış olması hatalıdır. Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazının ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca kaldırılmasına istinaf yasa yoluna başvuru yapılmayan hususlar ile reddedilen istinaf itirazları da gözetilerek sadece birleşen davada vekalet ücretine ilişkin bulunan yanılgılı hususun düzeltilmesi suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/12/2019 gün ve 2019/568 E. – 2019/1531 K. sayılı kararına karşı davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle HMK.m.353/1-b/1 hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/12/2019 gün ve 2019/568 E. – 2019/1531 K. sayılı kararına karşı davalı … vekili tarafından yapılan istinaf isteğinin yukarıda (3) sayılı bentte açıklanan nedenle kısmen KABULÜNE, öteki tüm istinaf itirazlarının ise yukarı gösterilen nedenlerle REDDİNE, 3-İstinaf yasa yoluna başvuran ve görülmekte olan davada ihtiyari dava arkadaşı konumunda bulunduklarından her bir davacıdan karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca ayrı ayrı alınması gereken 59,30-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, her bir davacı tarafından ayrı ayrı ve peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 54,40-TL’nin düşümü ile kalan 4,90-‘şer TL harcın asıl davanın davacılarından ve birleşen davanın davacısından ayrı ayrı alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalıdan asıl dava bakımından alınması gereken 2.049,30-TLnispi istinaf karar ve ilam harcından, istinaf yasa yoluna başvurusu sırasında peşin olarak yatırıldığı anlaşılan toplam 566,82-TL’nin düşümü ile kalan 1.482,48-TL harcın davalı …’den alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, -İstinaf yasa yoluna başvuran davalı …’ün birleşen dayaya ilişkin istinaf isteğinin kabul edilmesi nedeniyle, asıl ve birleşen davalar nedeniyle ayrı ayrı yatırdığı anlaşılan 148, 60-‘şar TL istinaf başvuru harcının bir tanesinin ise talebi halinde kendisine İADESİNE, 5-İstinaf aşamasında taraflarca yapılan diğer yargılama giderlerin takdiren yapan üzerinde bırakılmasına, 6-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 7-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/12/2019 gün ve 2019/568 E. – 2019/1531 K. sayılı kararının HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
7/1-A) ASIL DAVA YÖNÜNDEN; Asıl davada davacılar … ve … yönünden açılan maddi tazminata ilişkin olarak sulh olunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, Asıl davada davacı … için taktiren 10.000 TL, … için taktiren 10.000 TL , … için taktiren 5.000 TL, … için taktiren 5.000 TL manevi tazminatın davalılar … ve … dan kaza tarihi 01/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 7/2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 2.049,30 TL harçtan, peşin alınan 520,87 TL harç ile 418,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 1.110,43 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,(İlk derece mahkemesince harç tahsil müzekkeresi yazılmış ise, tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydıyla) 7/3-Davacı taraflarca dava açılırken yatırılan 27,70 TL başvurma harcı, 520,87 TL peşin harç ve 418,00 TL ıslah harcı toplamı 966,57 TL’ nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı taraflara ödenmesine, 7/4-Davacı taraflarca yapılan 1.212,70 TL bilirkişi ücreti ve posta gideri ile 212,00 TL Adli Tıp fatura gideri olmak üzere toplam 1.424,70 TL nin kabul ve red oranı nazara alındığında 155,62 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı taraflara ödenmesine, bakiyesinin davacıların üzerinde bırakılmasına, 7/5-Davalılardan … Sigorta A.Ş nin sulh nedeni ile yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 7/6- Davalılardan … ve … tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 7/7-Davacı taraf yararına manevi tazminat talebi yönünden AAÜT uyarınca 3.600,00 TL vekalet ücretinin davalılardan … ve …’ dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı taraflara ödenmesine, 7/8-Davalılardan … yararına, reddedilen manevi tazminat talebi yönünden AAÜT uyarınca 3.600,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak bu davalıya ödenmesine, 7/9-Kullanılmayan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
8-B)BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN; Birleşen İst. And. 6. ATM 2017/794 Esas sayılı dosyasında davacı … için taktiren 3.000 TL manevi tazminatın davalılar … ve …ten kaza tarihi 01/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 8/1-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 204,93 TL harçtan, peşin alınan 170,87 TL harcın mahsubu ile bakiye 34,06 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına, 8/2-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan başvurma ve peşin harç toplamı 202,18 TL’ nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, 8/3-Davacı taraf yararına AAÜT uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, 8/4-Davalı …’ün vekille temsil edildiği anlaşıldığından AAÜT uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak adı geçen davalıya verilmesine, 8/5-Davalı taraflarca sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 8/6-Kullanılmayan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 11/02/2021