Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1373 E. 2022/296 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1373
KARAR NO: 2022/296
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/09/2019
NUMARASI: 2015/304 Esas 2019/899 Karar
DAVA TÜRÜ: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili 23/03/2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; 05/05/2013 tarihinde davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile müvekkillerinin çocuğu, kardeşi ve torunu olan …’e çarparak ölümüne sebebiyet verdiğini, vefat gerçekleşmeden önce tedavi sürecinde …’a yakınlarının refakat etmesi gerektiğini, tedavisi için çeşitli masraflar yapıldığını, meydana gelen olayla ilgili olarak müvekkillerinin destekten yoksun kaldıklarının açık olduğunu belirterek, müvekkilleri için şimdilik 1.000-TL maddi, 200.000-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan tahsiline(sigorta şirketinin poliçedeki sorumluluğu manevi tazminatı kapsamadığı takdirde poliçe limitleri dahilinde ve sadece maddi tazminat açısından sorumlu olmak manevi tazminatı kapsadığı takdirde ise hem maddi hem de manevi tazminat yönünden poliçe limitleriyle sorumlu olmak kaydıyla) karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılar tarafından usule aykırı olarak ve haksız şekilde müvekkili aleyhine açılan söz konu dava dilekçesini ve bu davayı kabul etmediklerini, talep miktarına bağlı olarak görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davaya konu bu kaza nedeni ile aleyhine açılan ceza davasında Bakırköy 17. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013 / 351 Es.- 2014 / 900 K. sayılı dosyası ile yargılandığını, söz konusu yargılama dosyası içerisinde yapılan keşif neticesinde oluşturulan bilirkişi raporu incelendiğinde; davacıların murisinin kazanın oluşumunda asli kusurlu olduğunu, böyle bir durumda davacıların tüm zararlarını, asli kusurlu olanın murisleri olduğunu göz önünde bulundurmayarak müvekkilinden talep etmelerinin usule ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesin, talep etmiştir. Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 25.03.2013/2014 tarihli … no.lu Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, müteveffanın müterafik kusurunun değerlendirilmesini talep ettiklerini belirterek, davanın reddine karar verilmesini, talep etmiştir. Davalı …, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirildiğinde, mahkememizce hükme esas alınan İTÜ Trafik Kürsüsü bilirkişi heyetinden alınan bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere; 04/05/2013 günü saat 22:15 sıralarında, davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile İstanbul, … Mahallesi, … Caddesi üzerinde, …Caddesi yönünden … Meydan yönüne seyir halinde iken, … numaralı binanın önünden yolu aracın gidiş yönüne göre soldan sağa geçmeye çalışan müteveffa yaya …’e aracının sağ ön köşesiyle çarpması ve ölümle neticelenen dava konusu kazanın meydana geldiği, İTÜ Trafik Kürsüsü bilirkişi heyetinden alınan bilirkişi raporuna göre davalı sürücü …’ın %30 oranında kusur olduğu, müteveffa yaya …’in %70 oranında kusurlu olduğu, davacı tarafça talep edilebilecek maddi tazminat miktarının tespitine ilişkin Aktüerya raporunda, kaza tarihi ve poliçe düzenlenme tarihine göre uygulanması gereken TRH-2010 tablosu esas alınarak, rapor ile kusur oranı derecesine göre davacı …’in müteveffanın desteğinden yoksun kalması nedeniyle nihai ve gerçek maddi zararının 28.737,04-TL olduğu, davacı …’in müteveffanın desteğinden yoksun kalması nedeniyle nihai ve gerçek maddi zararının 27.697,72-TL olduğu anlaşılmakla, davacılar … ve… yönünden maddi tazminat talebinin kabulü ile belirlenen maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 23.03.2015 tarihinden, diğer davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 13.05.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılar … ve …’e ayrı ayrı verilmesine, davacılardan … müteveffanın babaannesi, diğer davacılar … ve… ise müteveffanın kardeşleri olmakla destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunulmuş ise de, kural olarak kardeşlerin ve babaannenin birbirine bakım görevi olmaması nedeniyle ve davacılar …, … ve … yönünden eylemli ve düzenli olarak yardım etme ispat edilmediğinden bu davacılar yönünden destekten yoksun kalma tazminatı talebi reddedilmiştir. Davacı tarafça manevi tazminat isteminde bulunulmuş olup, olayın oluş şekli, tarafların kusur oranları, yaralanmanın derecesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları nazara alınarak, mütevefanın annesi, babası, kardeşleri ve babaannesi olan ve manen zarar uğradıklarında şüphe bulunmayan davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacılar …, …, …’in herbiri için 5.000,00′ er-TL’den olmak üzere, toplam 35.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 13.05.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ten alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.” gerekçesi ile; A) Maddi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine; 1- Davacı … için 28.737,04 TL, davacı … için ise 27.697,72 TL destekten yoksun kalma tazminatının; davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 23.03.2015 tarihinden, diğer davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 13.05.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılar … ve …’e ayrı ayrı verilmesine, 2-Davacılar …, …, … için açılan maddi tazminat davasının reddine, B)Manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine,1-Davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacılar …, …,…’in herbiri için 5.000,00′ er TL’den olmak üzere, toplam 35.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 13.05.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ten alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacılar vekili ile davalı … vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekilinin istinaf nedenleri; Mahkemece yargılama sonunda müteveffa …’in yüzde 70 oranında kusurlu olduğu tespitinde bulunan İTÜ Trafik Kürsüsü raporu esas alınarak hüküm kurulduğu, dosya içerisinde bulunan 03/08/2016 tarihli İTÜ İnş. Fak. Karayolu ve Trafik Öğretim Üyesi, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesinden Emekli Uzman ve Yük. Makine Mühendisinden oluşan heyetin sunmuş olduğu raporda müteveffanın yüzde 60 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş, raporlar arasındaki çelişki ve itirazlar tamamen giderilmeden müteveffanın yüzde 70 oranında kusurlu olduğuna ilişkin rapora itibar edilerek hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğu, yine hukukçu bilirkişi atanması ile ilgili taleplerinin kabul edilmemesinin de hatalı olduğu, hususlarına ilişkindir. Davalı … vekilinin istinaf nedenleri; Davacılar tarafından usule aykırı olarak görevli olmayan yerde Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan bu dava hakkında görevsizlik kararı verilmesi gerekirken görevsiz mahkemede yargılamaya devamla hüküm kurulmasının hatalı olduğu, mahkemece toplam 35.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine ve reddolunan kısımlar 200.000. – 35.000. — 165.000,00 TL üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 4.200.-TL olarak eksik hükmetmesinin hatalı olduğu, ölen asli kusurlu olmasına rağmen aleyhine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinin mağduriyetine sebep olacağı, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 05/05/2013 tarihinde davalı …’ın sevk ve idaresindeki diğer davalının maliki olduğu, davalı sigorta şirketinin trafik sigortası ile sigortalı … plakalı araç ile …’e çarparak ölümüne sebebiyet verdiği, meydana gelen olayla ilgili olarak davacıların destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemi ile kusurlu olduğunu ileri sürdükleri aracın sürücü, maliki ve sigortacı aleyhine bu davayı açtıkları anlaşılmıştır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık olmamasına, ilk alınan kusur raporu ile arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde değerlendirmeler içeren, oluşa uygun olarak düzenlenen uzman İTÜ öğretim üyelerinden oluşan heyetten alınan kusurla ilgili raporda belirtilen kusur oranının esas kabul edilmesinde bir hata bulunmamasına, ayrıca bu rapor dikkate alınarak yapılan maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında da bir usulsüzlük bulunmamasına, red edilen kısımla ilgili vekalet ücretinin kabul edilen miktara göre hesaplanan vekalet ücretinden fazla olamayacağına dair AAÜT hükümleri dikkate alındığında, davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinde bir hata bulunmamasına, davanın ZMMS sigortasına karşı da yönetilmiş olması nedeniyle karar veren ilk derece mahkemesinin davaya bakma hususunda görevli olmasına göre, davacılar vekili ile davalı … vekilinin istinaf sebeplerinin HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM/ Gerekçe uyarınca; 1-)Usul ve yasaya uygun olan Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/09/2019 tarih ve 2015/304 Esas 2019/899 karar sayılı kararına yönelik davacılar vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-)İstinaf eden davacıdan alınması gereken 80,70-TL harçtan peşin yatırılan 44,40-TL harcın düşümü ile 36,30-TL harcın istinaf eden davacıdan ayrı ayrı tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-)İstinaf eden davalıdan alınması gereken 6.245,91-TL harçtan peşin yatırılan 1.561,48-TL harcın düşümü ile 4.684,43-TL harcın istinaf eden davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-)Yasa yoluna başvuran taraflar tarafından yapılan giderlerin kendi üzerilerinde bırakılmasına, HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.03/03/2022