Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1363 E. 2022/1983 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1363
KARAR NO: 2022/1983
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/12/2019
NUMARASI: 2017/97 Esas – 2019/1236 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/12/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13/06/2016 tarihinde davalı …’ın maliki olduğu sürücü …’in sevk ve yönetimindeki … plakalı aracın tek taraflı trafik kazası yapması sonucu araç içinde yolcu olarak bulunan müvekkili … (…)’ın yaralandığını, kazanın … plaka sayılı araç sürücüsü …’in 8/8 kusuru ile meydana geldiğini, sürücü …’in kazada vefat ettiğini, kaza sonrası davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını, davalı kusur-sakatlık oranına göre müvekkiline ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin yeterli olmadığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik araç maliki …’dan 20.000,00 TL manevi, her iki davalıdan fazlaya dair haklar saklı kalmak koşulu ile müştereken ve müteselsilen 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 19/11/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile davasını 91.378,33 TL üzerinden ıslah etmiş ve 92.378,33 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah harcını yatırmıştır.Davalı … Sigorta A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karıştığı ifade edilen … plaka sayılı aracın müvekkili şirket tarafından 6 Mayıs 2016-2017 tarihleri arasında 27094 22.16 numaralı trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış olduğunu, söz konusu kazaya ilişkin olarak 3 Ocak 2017 tarihinde davacı tarafa 27.870,65 TL ödenmiş olduğunu ve bu ödemenin taraflar arasında çekişmesiz olduğunu bu ödeme ile müvekkilinin sorumluluğunun sona erdiğini ek tazminat talebinin ancak hesaplama yöntemi ve benzeri nedenlerden kaynaklanmayan açık şekilde eksik ödeme bulunduğu durumlarda mümkün olduğunu, davacı tarafa tam ödeme yapılmış olduğunu, dava konusu olayda niteliğinin menfaat karşılığı olmadan yapılan hatır taşımasına dair Yargıtay içtihatı uyarınca değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda;1-Davanın maddi tazminat yönünden KABULÜ ile, Islah ile arttırılmış 4.033,41 TL geçici iş göremezlik 88.344,92 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 92.378,33 TL’nin davalı … Sigorta Şirketi yönünden 03/01/2017 temerrüt tarihinden, davalı … yönünden ise 13/06/2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,2-Davanın manevi tazminat yönünden KISMEN KABULÜile, 10.000 TL’nin 13/06/2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, verilen karar davalı … vekili ile davalı … Sigorta vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı … vekilinin istinaf başvuru sebepleri; geçici işgöremezlik bedeli SGK tarafından davacıya ödenmesine rağmen müvekkilinden geçici işgöremezlik bedeli talep edilemeyeceği, davacının geçici işgöremezlik bedeli talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu, davacı tarafa dava öncesinde davalı sigorta şirketi tarafından 27.871,00 TL ödeme yapıldığı, davalı sigorta şirketinin de ödemiş olduğu bu bedeli müvekkiline rücu ederek tahsil ettiği, müvekkili …’ın Ankara … İcra Dairesi … esas sayılı icra takip dosyasına bu bedeli ödediği, davacı tarafın ıslah ederken bu bedeli tenzil etmediği, mahkemece ıslaha bu nedenle itirazlarının değerlendirilmeksizin davanın maddi tazminat yönüyle kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, ayrıca bilirkişi raporunda sürekli işgöremezlik geliri hesaplanırken, Yargıtay içtihatları doğrultusunda %20 müterafik kusur indirimi ve %20 hatır taşıması indirimi yapılmamasının da hatalı olduğu, müvekkilinin aracının rızası ve bilgisi olmadan kullanıldığı esnada kaza meydana geldiği için, sırf ruhsat sahibi olması nedeniyle tazminattan sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığı gibi hakkaniyete de aykırı olduğu hususlarına ilişkindir. Davalı … Sigorta Şirketi vekilinin istinaf başvuru sebepleri; mahkeme kararına dayanak bilirkişi raporunda sigortalı araç sürücüsüne kusur atfedildiği, sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusurun bulunmaması sebebiyle müvekkili şirketin sorumluluğu doğmayacağından davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı hüküm kurulduğu, davacının maluliyet oranının; Meslekte Kazanma Güç Kaybı Yönetmeliği hükümlerine göre belirlendiği, 20.02.2019 tarihli “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında yönetmelik” ile önceki yönetmelik yürürlükten kaldırılmış olduğundan güncel mevzuata göre rapor hazırlanması gerekirken açık bir şekilde hata yapılarak Meslekte Kazanma Güç Kaybı Yönetmeliği’ne göre değerlendirme yapılmasının hatalı olduğu, geçici iş göremezlik tazminatından SGK sorumlu olmasına rağmen müvekkilinin sorumlu tutulmasının, müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılması gerekirken yapılmamasının, SGK’ya ödeme yapıp yapmadığının sorulmamasının ve kazanın iş kazası olup olmadığının irdelenmemesinin hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede;Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ile bir talepte bulunulması halinde zararın kapsamının belirlenmesi açısından malûliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi esaslı unsurdur. Bu belirlemenin ise; Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı Bölümleri gibi kuruluşlardan, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarih 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak düzenlenmiş raporla yapılmış olması gerekir.Somut uyuşmazlıkta kaza tarihinin 13/06/2016 olduğu, buna göre davacının maluliyeti bulunup bulunmadığının ve oranının kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre yapılması gerekirken, davacının maluliyetine ilişkin olarak, ATK 2.İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 10/04/2019 tarihli Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinin dikkate alındığı ve mahkemece yürürlükte bulunmayan yönetmelik hükümlerine göre yapılan maluliyet tespitine ilişkin rapor dikkate alınarak hüküm kurulduğu, anlaşılmıştır. Her ne kadar uygulanan yönetmelik hatalı ise de; davacıdaki yaralanmanın organ kaybı mahiyetinde olması nedeniyle yönetmeliklere göre maluliyet oranının %10 oranından daha az olmayacağından davalının sıfatına göre bu yöne ilişkin istinaf başvurusu yerinde bulunmamıştır. Toplanan delillerin ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesiyle birlikte (istinaf başvuru nedenleri de göz önüne alınmak suretiyle) incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık olmamasına, davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasının oluşumunda araç sürücüsü …’in %100 oranında tam kusurlu olduğu sonucuna varılan bilirkişi raporundaki denetlenebilir tespitlerin dosyaya ve oluşa uygun olması karşısında söz konusu bu kusur raporunda belirlenen kusur oranları gözetilerek karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön belirlenemediğine, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin güncellenerek zarardan tenzil edilmiş olmasına, dava dışı SGK tarafından davacıya herhangi bir ödeme yapılmamış olması nedeniyle geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmesinin doğru olmasına, yargılama sırasında davalılar hatır taşıması iddiasında bulunulmuş ise de bu konuda herhangi bir delil ibraz edilmemiş olmasına, araçta yolcu olan davacının müterafik kusurunun bulunmamasına göre, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK.nun 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
K A R AR/ Gerekçe uyarınca,1/Karar başlığında bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davalı … vekili ile ve davalı … Sigorta Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca esastan reddine, 2/İstinaf eden davalılar tarafından yatırılması gereken 6.310,36-TL harçtan peşin yatırılan 3.498,36 harcın düşümü ile 2.812,00‬-TL istinaf ilam harcının istinaf eden davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına, 3/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4/İstinaf yasa yoluna başvuran taraflar tarafından yapılan giderlerin kendi üzerilerinde bırakılmasına,HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 29/12/2022