Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1273 E. 2022/198 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1273
KARAR NO: 2022/198
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/12/2019
NUMARASI: 2015/936 E. – 2019/1224 K.
DAVA TÜRÜ: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava açan dilekçesinde özetle; Davalı … adına kayıtlı, ZMM sigortacısının davalı sigorta şirketi olduğu … plaka sayılı aracın davalı …’in ehliyetsiz bir şekilde sevk ve idaresindeyken sokakta oynamakta olan 5 yaşındaki davacı …’a çarparak metrelerce sürüklediğini, kaza neticesinde davacının ağır şekilde yaralandığını ve malul kaldığını beyanla, küçük … için 100.000 TL, davacı anne … için 50.000 TL, davacı baba … için 50.000 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’ten olay tarihinden itibaren yasal faiziyle müştereken ve müteselsilen tahsiline, küçük … için fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 10.000 TL maddi tazminatın davalılar … ve …’den olay tarihinden itibaren yasal faiziyle ile davalı … Sigorta A.Ş’den olay tarihinden itibaren reeskont faiziyle tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalılar, davanın reddinin gerektiğini savunmuştur. Açılmış olan dava üzerine ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama neticesinde;27/07/2013 tarihinde 5 yaşında olan küçük …’a davalı …’in ehliyetsiz olarak … plakalı araç ile çarparak %88 sürekli maluliyet oluşturacak şekilde yaraladığı, kazada küçük …’ın %60, sürücü …’in %40 oranında kusurlu olduğu, kaza nedeniyle küçük …’ın 18 yaşından itibaren gelir elde edeceğinin kabulüyle 308.624,48 TL sürekli maluliyet zararı bulunduğu, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2017/1003 esas- 2019/9657karar sayılı ve 21/10/2019 tarihli kararında açıklandığı üzere; …nin kaza tarihinde 5 yaşında olduğu kaza tarihindeki yaşı itibariyle kazanç getiren herhangi bir işte çalışmasının söz konusu olamayacağı ve mahrum kalınan bir kazançtan bahsedilemeyeceği, davacı tarafça da varsa küçüğün elde ettiği kazancın ispat edilemediği, bu nedenle geçici maluliyet tazminatı istenemeyeceği, görüşünden hareketle; -davacı … için 308.624,48 TL maddi tazminatın tahsilde tekerrür olmamak üzere ve davalı … Sigorta A.Ş’nin poliçe limiti 250.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere davalılar … ve …’ten kaza tarihi 27/07/2013 den itibaren yasal faiziyle davalı … Sigorta A.Ş’den 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren 240.000,00 TL nin ıslah tarihi 03/09/2019 dan itibaren yasal faiziyle alınarak davacıya verilmesine fazla istemin reddine, -davacı … için 50.000,00 TL anne … için 25.000,00TL baba … için 25.000,00 TL manevi tazminatın 27/07/2013 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılar … ve …ten alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf sebepleri; Hükme esas alınan bilirkişi tarafından düzenlenen raporda hesaplamaya esas mortalite tablosu olarak TRH2010 ve faiz olarak da %1.8 olarak esas alınmadığından düzenlenen raporun trafik poliçesi genel şartlarına uygun olmadığı, müvekkili şirketin geçici iş göremezlik tazminatından sorumluluğu bulunmadığı, hesaplanan sürekli işgöremezlik tazminatı miktarının da genel uygulamaya göre oldukça yüksek olduğu, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 27/07/2013 tarihinde davalı …’in ehliyetsiz olarak kullandığı, davalı … adına kayıtlı, davalı … Sigorta A.Ş’nin ZMM sigortacısı olduğu … plakalı araç ile 5 yaşında olan küçük …’a çarpması sonucu meydana gelen kazada davacının yaralanarak malul kaldığı, bu yaralanmaya bağlı olarak eldeki maddi manevi tazminat istemli davanın açıldığı, anlaşılmıştır. 1)Öncelikle belirtilmelidir ki her ne kadar istinaf edenin vekili tarafından, trafik kazası neticesinde yaralananın yaşı itibariyle gelir getiren bir işle iştigal etmediği, bu nedenle geçici iş görmezlik dönemi zararına hükmedilemeyeceği, kaldı ki geçici iş görmezlik zararından sigortacının sorumluluğunun bulunmadığı iddia ve beyan edilmiş ve bu husus istinaf sebebi olarak da ileri sürülmüş ise de, ilk derece mahkemesince geçici iş görmezlik dönemine ilişkin her hangi bir hüküm kurulmadığı, geçici iş görmezlik dönemine ilişkin her hangi bir tazminata hükmedilmediği anlaşılmakla, istinaf eden tarafın bu hususta ki istinaf istemi yerinde değildir. 2)Trafik kazasına bağlı cismani zarar nedeniyle maddi tazminat ya da ölüme bağlı destekten yoksun kalma tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih, 2019/40 Esas ve 2020/40 Karar sayılı iptal kararından sonra Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 24/05/2021 tarih, 2021/3033 Esas ve 2021/1560 Karar sayılı güncel kararında “… Davacı vekili, müvekkilinin meydana gelen kazada yaralandığını açıklayıp iş göremezlik tazminatı talebinde bulunmuş, tazminatın belirlenmesi amacı ile bilirkişiden rapor alınmış, alınan raporda davacının kaza tarihinden sonraki muhtemel yaşam süresi belirlenmesinde 1931 tarihli PMF yaşam tablosu dikkate alınarak hesaplama yapılmış, bu rapor hükme esas alınmıştır. Gerçek zarar miktarı; davacının olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Desteğin veya hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, … Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Buna göre temyiz edenin sıfatına göre, davacı tarafından kararın temyiz edilmediği de dikkate alınarak, kazanılmış haklar gözetilerek (tazminata esas alınan gelir, esas alınan asgari ücret yılı, işlemiş/işleyecek dönem tarihleri gibi) davacının muhtemel bakiye yaşam süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenerek ve prograsif rant tekniği kullanılmak suretiyle tazminat miktarının hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” yönünde karar verilmiştir. Buna göre tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosu ve prograsif rant tekniği uygulanacaktır (Aynı yönde 14/01/2021 tarih, 2020/2598 E. ve 2021/34 K. sayılı kararı). Mahkemece hükme esas alınan aktüerya raporunda davacının kaza tarihinden sonraki muhtemel yaşam süresinin belirlenmesinde 1931 tarihli PMF yaşam tablosu esas alınarak hesaplama yapılmıştır. Ancak yukarıya aktarılan emsal Yargıtay ilamı gereğince TRH 2010 tablosu ve prograsif rant tekniğinin esas alınması gerekmektedir. O halde ilk derece mahkemesince yapılması gereken, aktüer bilirkişiden, muhtemel bakiye yaşam süresinin belirlenmesinde TRH-2010 tablosu kullanılarak ve prograsif rant tekniği uygulanarak tazminat miktarının hesaplanması için ek rapor alınması ve sonucuna göre usuli kazanılmış haklarda gözetilerek karar verilmesi olmalıdır. Hal böyle olunca da, davalı istinaf eden vekilinin istinaf başvurusunun (2) no lu maddede açıklanan nedenlerle kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a/6.maddesi hükmü gereğince kaldırılmasına, açıklanan şekilde yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıda ki karar verilmiştir.
HÜKÜM/ Gerekçe uyarınca, 1-)Davalı … Sigorta vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/12/2019 tarih ve 2015/936 E. – 2019/1224 K. sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-)Dosyanın belirtilen şekilde işlem, araştırma ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-)İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 5.216,15-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 4-)Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-)İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan diğer istinaf yargılama giderlerinin ise ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümde dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 353/1-a/6 hükmü uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.17/02/2022