Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1272 E. 2023/1804 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1272
KARAR NO: 2023/1804
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/03/2020
NUMARASI: 2017/1113 Esas – 2020/241 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/11/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın sürücüsü, diğer davalı …’in de işleteni bulunduğu … plaka sayılı trafik sigortası bulunmayan aracın, davacı küçük …’a çarpması neticesinde meydana gelen 14/04/2017 günlü trafik kazasında, küçüğün ağır bir biçimde yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde sigortasız araç sürücüsü davalı …’ın tam kusurlu olduğunu, bu nedenle oluşan zararın giderilmesinden davalı araç işleteni … ve davalı … Hesabıyla birlikte sorumlu bulunduğunu beyanla, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak ve kaza nedeniyle kazazede küçük ile davacı anne ve babanın uğradığı maddi zararlara karşılık olmak üzere, her biri için ayrı ayrı 5.000,00-TL olmak kaydıyla toplam 15.000,00-TL maddi tazminatın tüm davalılardan ve ayrıca davacı küçük … ile anne ve babanın her biri için ayrı ayrı 50.000,00-TL ve davacı kardeşlerin her biri için de ayrı ayrı 20.000,00-TL olmak üzere toplam 190.000,00-TL manevi tazminatın da davalı … dışında kalan diğer davalılardan kaza tarihinden işletilecek avans faiziyle bunun mümkün olmaması halinde de yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş; 12/10/2019 günlü beyan dilekçesi ile de maddi tazminata ilişkin taleplerinin …’ın bakım ve gözetime muhtaç kaldığından geçici ve kalıcı iş göremezlik durumuna ilişkin olduğunu ve gelen rapora göre 1.6 ay bakım ve gözetime muhtaç olduğu tespit edilmiş olmakla bu süre zarfında yapılacak bakıcı vs. giderleri yönünden tazminat hesaplaması yapılmasını istediklerini açıklamıştır. Davalılar davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek davacı küçük …’in yaralanmasıyla sonuçlanan trafik kazasının oluşumunda davalı araç sürücüsünün %15 oranında, davacı tarafın ise %85 oranında kusurlu olduğu, kaza neticesinde davacı …’in yaralanmasına bağlı herhangi bir maluliyetin oluşmadığı, iyileşme süresinin ise 1,5 ay olduğu, davacı tarafın maddi tazminata ilişkin taleplerinin bakıcı gideri ve iş göremezlik zararına ilişkin bulunduğu benimsenerek; davacı küçüğün kaza tarihinde 6 yaşında bir çocuk olması nedeniyle herhangi bir gelirinin bulunmadığı bu nedenle yerleşik Yargıtay uygulamalarıyla sabit olduğu üzere, geçici iş göremezlik zararının oluşamayacağı, dolayısıyla bu yöndeki talebin reddi gerektiği bundan ayrı her ne kadar bakıcı gideri talebinde bulunulmuş ise de bakıcı giderinin ispata yarayan dosyaya yansıyan somut bir delilin bulunmadığı dolayısıyla bu yöndeki talebinde reddi gerektiği; manevi tazminat talebi bakımından da maluliyet ve kusur durumu gözetildiğinde davacı yararına 7.500,00-TL manevi tazminata hükmedilmesini uygun olacağı şekildeki özet gerekçeyle; -Davacı tarafın maddi tazminat TALEBİNİN REDDİNE -Davacı tarafın manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE 7.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan14.04.2017 itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine Fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir. Karara karşı … vekili ve davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekilinin istinaf nedenleri; gelen bilirkişi raporuna göre 1.6 ay bakım ve gözetime muhtaç olduğu tespit edildiği halde bu süre zarfında yapılacak bakıcı vs. giderler yararına eksik hesaplama yapıldığı, kaldı ki belirtmiş oldukları maddi tazminat miktarı açısından maddi tazminata hükmedilmesi gerekirken bu talebin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğu, kabule göre de maddi tazminatın reddi ile buna bağlı olarak reddedilen vekalet ücretinin ve yargılama giderlerinin hatalı hesaplandığı ve hükmedilen manevi tazminat miktarının da davacıların duymuş olduğu acı ve elemi karşılamaktan uzak bulunduğu hususlarına ilişkindir. Davalı … vekilinin istinaf nedenleri ise; mahkemece maddi tazminat talebi reddedildiği ve manevi tazminat bakımında da vekil edenini herhangi bir sorumluluğu yoluna gidilmediği halde manevi tazminat yönünden davacı taraf yararına belirlenen 3.400,00-TL vekalet ücretinin diğer davalılar ile birlikte müvekkilinin de sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, bu durumun düzeltilmesi gerektiğine yöneliktir. Dava, trafik kazası neticesinde meydana gelen cismani zarara dayanılarak açılmış, maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkin olup, davacılar vekili yargılama sırasında maddi tazminata ilişkin taleplerinin …’ın kaza neticesinde bakım ve gözetime muhtaç kaldığından geçici ve sürekli iş göremezlik ile bakıcı gideri zararına ilişkin olduğunu belirterek, maddi tazminata ilişkin taleplerini açıklayarak, taleplerini bu şekilde sınırlandırmıştır. Davacılar vekilinin istinaf yasa yoluna başvuru dilekçesinde açıkça ileri sürülen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; 1-Dosyadaki bilgi ve belgelerin mahkeme kararının gerekçesine dayanan delillerin tartışılıp değerlendirilmesiyle çıkarılan sonuç ve oluşturulan hükümde, istinaf edenlerin sıfatına ve istinaf nedenlerine göre usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve özellikle davacı kazazedenin, kaza tarihinde 6 yaşında olduğu, gelir getirecek bir işte çalışmasının mümkün bulunmadığı değerlendirildiğinde, geçici iş göremezlik talep koşullarının oluşmadığı ve küçüğün kaza neticesinde de herhangi bir maluliyete uğramadığı dikkate alındığında sürekli iş göremezlik tazminatınında söz konusu olamayacağı ve tüm bunlardan ayrı her ne kadar dosya kapsamında ATK’dan temin edilen maluliyete ilişkin raporda davacı küçüğün kazaya bağlı yaralanması nedeniyle iyileşme süresinin 1,5 aya kadar uzayacağı bildirilmiş ve aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen 28/02/2020 günlü raporda kusur durumuna ve iyileşme süresine göre talep edilebilecek bakıcı gideri zararının 285,93-TL olacağı açıklanmış ise de küçük …’nın 6 yaşında olduğu gözetildiğinde zaten bu yaştaki bir çocuğun anne ve babasının bakımına muhtaç olduğu belirgin olup, davacı anne ve baba tarafından kaza nedeniyle küçük …’in bakımı için bir yardımcı tutulduğu ve dolayısıyla da bakıcı gideri zararı oluştuğu somut olarak kanıtlanamadığı gözetildiğinde; mahkemece maddi tazminata ilişkin talebin reddine karar verilmesinde somut olayın özelliklerine göre herhangi bir yanılgı tespit edilemediği gibi reddedilen maddi tazminat talebi yönünden, davalı taraf yararına belirlenen vekalet ücretinde ve yargılama giderlerinin paylaştırılma şeklinde davacılar aleyhine bir durum mevcut olmamasına göre davacılar vekilinin maddi tazminata yönelik istinaf başvurusunun reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. 2-Bundan ayrı; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Kazanın meydana geldiği tarih (-14/04/2017),oluş şekli, kusur durumu (-davalı araç sürücüsünün %15 oranında, davacı tarafın ise %85 oranında kusurlu oluşu) davacı küçük …’in yaralanmasının özellikleri (-1,5 aylık süre içerisinde iyileşebilecek şekilde ve vücudunda kemik kırığı oluşacak biçimde yaralanmış ise de ATK raporunda belirtildiği üzere küçüğün kazadan öncede kırık geçirmiş olması ve kazaya bağlı herhangi bir maluliyetinin oluşmaması ), tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ancak tatmin duygusuna ulaşılacak kadar olması gereği ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; mahkemece davacı taraf yararına takdir edilen manevi tazminat miktarının somut olayın özelliklerine göre az olmadığı, yerinde bulunduğu sonucuna varıldığından davacı vekilinin manevi tazminatın miktarına ilişkin istinaf başvurularının da reddi gerekmiştir. 3- Davalı … vekilinin istinaf başvurusuna gelince; görülmekte olan davada davacılar tarafından açılan maddi ve manevi tazminat talepli davanın; maddi tazminat bakımından tüm davalılara manevi tazminat talebi yönünden ise davalı … dışında kalan diğer davalılara yöneltilerek açıldığı ve mahkemece yapılan yargılama neticesinde manevi tazminat bakımından sadece davalı … ve davalı …’in sorumluluğu yoluna gidildiği konusunda herhangi bir duraksama bulunmamaktadır. Somut olayda; ilk derece mahkemesince verilen karardaki vekalet ücretine ilişkin (-6 nolu bent) hüküm fıkrasındaki yazım şekli gözetildiğinde davacı taraf yararına takdir edilen 3.400,00-TL vekalet ücretinden diğer davalılar ile birlikte davalı …nın sorumluluğu varmış gibi bir anlam çıkartılması mümkün olabilir ise de; karar gerekçesiyle bir bütün olup, söz konusu kararın gerekçesinde de ve hükmün 2 nolu bendinde açıkça hüküm altına alınan manevi tazminattan sadece davalı … ve …’in sorumlu tutulduğu anlaşılmakta olup, yine hüküm fıkrasının 4 ve 5.bentlerinde davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinden sadece davalı … ve davalı …’in sorumlu tutulduğu görülmüştür. Bu durumda hüküm fıkrasının 6 nolu bendinde ki ” -Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden ve MANEVİ TAZMİNAT yönünden hesaplanan 3.400,00.-TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,” şeklindeki yazımda yer alan ” davalılardan” ifadesinden amaçlananın davalı … ve … olduğu açıktır. Kaldı ki HMK’nın 305/1 maddesinde de ” Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt yada aykırılığın giderilmesini isteyebilir.” şeklinde düzenleme mevcuttur. Hal böyle olunca davalı … vekilinin az yukarıda açıklanan yasal düzenleme doğrultusunda ilk derece mahkemesi nezdinde talepte bulunmak ve bu yolla maddi bir hatanın düzeltilmesini sağlamak imkanına da sahip bulunduğundan, davalı vekilinin konuya ilişkin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1- Yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davalı … vekili ve davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurularının açıklanan nedenlerle HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf nedenleri gözetildiğinde davalı …ndan alınması gereken 296,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 128,00-TL harcın düşümü ile kalan 168,85 -TL bakiye harcın istinaf eden davalı …ndan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, -İstinaf eden davacı taraftan alınması gereken 269,85 harçtan peşin yatırılan 54,40-TL harcın düşümü ile bakiye 242,45-TL istinaf karar ve ilam harcının da davacılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yasa yoluna başvuran taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerin ise yapan taraf üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, manevi tazminat bakımından HMK.m. 362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin; maddi tazminat bakımından ise, HMK’nın 361. madde hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süresi içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 02/11/2023