Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1173
KARAR NO: 2023/413
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/11/2019
NUMARASI: 2018/877 Esas – 2019/1253 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/03/2023
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;
K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil edeni şirket nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı olan ve davalının maliki-işleteni bulunduğu … plaka sayılı aracın; ehliyetsiz sürücü …’ın yönetiminde iken 29/05/2012 tarihinde karıştığı trafik kazası sonucunda … isimli şahsın hayatını kaybettiğini, hayatını kaybeden …’ın desteğinden yoksun kalan eş ve çocuklarına vekil edeni sigorta şirketi tarafından 21/11/2012 tarihinde toplam 55.532,46-TL destek tazminatı ödemesi yapıldığını, yapılan bu ödemenin rücuan tahsili amacıyla davalı aleyhine İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ancak takibin itiraz üzerine durduğunu belirterek itirazın iptali ile birlikte borçlu aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında özetle; kazaya karışan araç sürücüsü …’ın ehliyetsiz olmasının tek başına rücu şartı olamayacağını, zira olayda herhangi bir kusurun bulunmadığını, bundan ayrı kazada ölen …’ın hatır için taşınmış olması nedeniyle Yargıtay HGK’nın 05/04/1995 tarih 94/11-689 Esas ve 95/274 Karar sayılı ilamında da belirtildiği şekilde hatır taşıması sırasında oluşan zarardan zorunlu trafik sigortacısının sorumlu tutulamayacağının belirgin bulunduğunu, bu durumda davacı sigorta şirketinin ödemesi gerekmeyen bir bedeli ödemesi nedeniyle, bu bedeli rücuan vekil edeninden isteyemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiş; ayrıca kaza nedeniyle tarafların aynı olduğu 2013/480 Esas sayılı başka bir itirazın iptaline konu dava dosyası bulunduğunu, her iki davanın birleştirilmesi gerektiğini açıklayarak kötü niyetli davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda: davanın kabulü ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında asıl alacak olan 55.532,46-TL üzerinden itirazın iptaliyle takibin devamına ve asıl alacak miktarının %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemizce yapılan istinaf incelemesi neticesinde verilen 12/07/2018 gün, 2017/973 Esas – 2018/783 Karar sayılı ilamla; “Somut olayda davacı sigorta şirketi; dava dışı üçüncü kişiye ödediği destekten yoksun kalma tazminatının sürücünün ehliyetsiz olması nedenine dayanarak davalı sigortalısından rücuan tahsilini istemektedir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.c maddesi uyarınca sürücünün geçerli ve yeterli sürücü belgesi olmaması halinde meydana gelen kaza sonucunda üçüncü kişiye veya kişilere ödediği tazminatı sigortalısından rücuan talep edebilir, ne var ki sigorta şirketinin rücu edebileceği tazminat tutarı sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranına ve zarar görenlerin gerçek zararına göre belirlenir. Somut olayda davalı taraf açıkça talep ettiği halde sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve zarar görenlerin gerçek zararlarının ne olduğu konusunda inceleme ve araştırma yapılmamış, bu konuda rapor alınmamış, davacı sigorta şirketinin üçüncü kişilere yaptığı ödeme sırasında kendi eksperi tarafından düzenlenen ve davalıyı hiçbir şekilde bağlamayacak olan aktüer rapor doğrultusunda karar verilmiştir. Bundan ayrı davalı; dava konusu kazada ölen …’ın sigortalı araçta hatır için taşındığını ve bu nedenle hatır taşımasının dikkate alınması gerektiğini ileri sürmüştür. Mahkemece bu hususta herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmamış, eğer hatır taşıması varsa belirlenecek tazminattan bir indirim yapılıp yapılmayacağı hususunda görüş bildirmemiştir. (Yargıtay 17.HD’nin 2015/16353-2016/4562 sayılı içtihadı) Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkemece kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olup olmadığı, kusurlu ise ne oranda kusurlu bulunduğu, davacı sigorta şirketinin ödemesine konu olan gerçek destek zararının ne olduğu, hatır taşıması bulunup bulunmadığı, var ise belirlenecek tazminattan Borçlar Kanunun 43.maddesi uyarınca indirim yapılıp yapılamayacağı hususunda usulüne uygun inceleme ve araştırma yapılması, sonucuna göre davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bunların yapılmamış olması, sadece davacı tarafın iddiaları ve delilleri gözetilerek, yazılı biçim ve gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi HMK.m.353/1-a/6 hükmü kapsamında değerlendirilerek kararın kaldırılması gerektiği” şeklindeki gerekçe ile ilk derece mahkemesince verilen 17/01/2017 gün 2014/1310 Esas – 2017/24 Karar sayılı kararın kaldırıldığı görülmüştür. Dairemizce verilen bu kaldırma kararından sonra, karar doğrultusunda araştırma, inceleme ve değerlendirme yapılarak, mahkemece; talep konusu kazanın oluşumunda davacı … Sigorta A.Ş. Nezdinde ZMM sigortalı bulunan … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın %75 oranında, kazaya karışan … plaka sayılı karşı araç sürücüsünün ise %25 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunan ve kaza neticesinde hayatını kaybeden …’ın eş ve kızı için davacı sigortacının 55.532,46-TL ödeme yaptığı, ancak ödenmesi gerekli gerçek zararın toplamının 54.821,26-TL olduğunun aktüer bilirkişi raporuyla belirlendiği, tanık ifadeleri ve araç sürücüsü …’ın ceza dosyasında alınan beyanı gözetildiğinde, olayda hatır taşıması bulunmadığı sonucuna varıldığı, bu durumda hatır taşıması indirimi yapılmasının gerekmediği benimsenmek suretiyle; -İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki alacak miktarına ilişkin davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 54.821,26 TL ( Kızı … için 4.133,22 TL eşi … için 50.688,04 TL olmak üzere) için İİK 67 maddesi gereğince İPTALİNE, fazlaya ilişkin talebin reddi ile takibin devamına, -Alacak likit olmadığından davacı lehine icra inkar tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili ve katılma yolu ile de davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı vekilinin istinaf nedenleri; görülmekte olan davada vekil edenine ait araç sürücüsünün kusur durum ve oranının hatalı belirlendiği, ayrıca olayda açıkça hatır taşıması olduğu halde yazılı biçim ve şekilde hatır taşıması bulunmadığı görüşünden hareketle herhangi bir indirim yapılmaksızın karar verilmiş olmasının isabetsiz bulunduğu, kaldı ki araç sürücüsü … ehliyetini fiilen teslim almamış olsa dahi araç kullanmak için gerekli eğitimleri almış ve süreci başarıyla tamamlamış olması nedeniyle rücu şartlarının esasen gerçekleşmediğinin mahkemece gözetilmediği, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerektiğine yöneliktir. Davacı vekilinin istinaf nedenleri ise; davanın tamamının kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmiş olmasının ve buna bağlı olarak icra inkar tazminatına ilişkin talebin de reddedilmiş olmasının isabetsiz bulunduğuna ilişkindir. Dava; Zorunlu Trafik Sigortacısı tarafından zarar gören üçüncü kişilere poliçe kapsamında ödenen tazminatın, sigortalıdan rücuan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir. 1-29906 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6773 sayılı kanunun 41.maddesi ile değişik HMK’nın 341/2 madde hükmü uyarınca miktar ve değeri 3.000,00-TL’yi geçmeyen mal varlığına ilişkin davalar kesin olup, hüküm tarihi itibariyle kesinlik sınırı 4.400,00-TL’ye çıkartılmıştır. Dosya kapsamından, davalı aleyhine 55.532,76-TL’si asıl alacak, 3.656,03-TL’si de işlemiş faiz olmak üzere toplam 59.188,79-TL üzerinden takibe geçildiği, eldeki davanın ise asıl alacak miktarı üzerinden açıldığı ve mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davanın 54.821,26-TL’lik kısmının kabulüne, fazlaya ilişkin talebin ise reddine karar verildiği anlaşıldığına göre, davacının istinaf isteğine konu olan ve redde ilişkin bulunan karar, miktar itibariyle kesin olup, yasa yolu kapalı bulunmaktadır. HMK.m.346/1 hükmü uyarınca, miktar itibariyle ret kararının mahkemesince verilmesi gerekli ise de; temyiz merciine de aynı yetkinin tanındığı 01/06/1990 gün ve 1989/03-1990/04 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı da gözetilmek suretiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kararın kesin olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.2-Davalı vekilinin istinaf nedenlerine gelince; Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle dairemizin 12/07/2018 gün, 2017/973 Esas – 2018/783 Karar sayılı ilamı doğrultusunda yapılan yargılama sırasında temin edilen ve makine mühendisi …’ın katılımı ile düzenlendiği anlaşılan 04/04/2019 teslim tarihli bilirkişi raporundaki kusura ilişkin belirleme ve değerlendirmelerin dosyaya oluşa uygun denetlenebilir gerekçeler içermesi ve bu belirlemelerin olayla ilgili olarak İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılan ve UYAP sorgusundan da anlaşılacağı üzere geçerek 25/02/2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılan 2012/355 Esas – 2015/342 Karar sayılı ceza yargılamasına ilişkin dava dosyasındaki kusura ilişkin tespitlerle de örtüşmesi karşısında mahkemece hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığına, sigortalı araç sürücüsü …’ın ceza yargılaması sırasında verdiği beyanları gözetildiğinde, müteveffa …’ın araç içerisinde hatır için taşınmadığı zira söz konusu taşımanın birlikte iş yapan her iki taraf lehine olduğu, sadece müteveffanın yararına bulunmadığı anlaşıldığından mahkemece hatır taşıması indirimi yapılmaksızın karar verilmiş olmasında da herhangi bir isabetsizlik tespit edilemediğine, ayrıca … Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu Müdürlüğü’nden temin edilen belgede …’ın söz konusu kurstan 13/12/1999 tarih ve 5095 sayılı sertifika ile mezun olduğu bildirilmiş ise de sürücü kursundan mezun olma tek başına ehliyete sahip olmak için yeterli olmadığı gibi, Kağıthane İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından dosyaya gönderilen 23/11/2015 günlü cevabi yazı ve ekindeki belgeler incelendiğinde araç sürücüsü …’a sürücü belgesi verilme tarihinin 16/05/2014 bulunduğu dikkate alındığında, araç sürücüsü …’ın kaza tarihinde geçerli bir sürücü belgesi bulunduğu sonucuna varılamayacağına göre; mahkemece rücu şartlarının oluştuğu görüşünden hareketle yazılı biçim ve şekilde karar verilmiş olmasında; istinaf edenin sıfatı ve istinaf nedenlerine göre hatalı bir değerlendirme bulunmaması karşısında davalı vekilinin yerinde olmadığı sonucuna varılan istinaf başvurusunun reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ Gerekçe uyarınca, 1-Yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davacı sigorta şirketi vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun (1) sayılı bentte gösterilen nedenle HMK’nın 341/2, 346/1 ve 352. madde hükümleri gereğince USULDEN REDDİNE; davalı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun ise (2) sayılı bentte açıklanan sebeplerle HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf eden davalıdan alınması gereken 3.793,42-TL harçtan, peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 937,00-TL’nin düşümü ile kalan 2.856,42-TL bakiye istinaf ilam ve harcının davalı …’dan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına, 3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacının istinaf isteğinin esası incelenmediğinden, istinaf başvurusu sırasında peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 54,40-TL maktu istinaf harcının, talebi halinde davacıya iadesine, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-İstinaf yasa yoluna başvuran taraflarca, istinaf aşamasında yapılan diğer yargılama giderlerin yapan taraf üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.14/03/2023