Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1171 E. 2020/2524 K. 02.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1171
KARAR NO : 2020/2524
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/12/2019
NUMARASI : 2019/71 E.- 2019/722 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/07/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … nezdinde trafik sigortalı bulunan … plaka sayılı araç sürücüsünün kusuru neticesinde 16/08/2015 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında sigortalı araç içinde yolcu konumunda bulunan ve vekil edeninin kızı olan… hayatını kaybettiğini, sigorta şirketine 30/10/2015 tarihinde yapılan başvurudan ise sonuç alınamadığını belirterek fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının, temerrüt tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiş, 07/03/2017 günlü ıslah dilekçesi ile de ek dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla istek miktarını 54.003,71-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır.Davalı … vekili cevabında özetle; vekil edeni şirketin kazaya neden olduğu ileri sürülen aracın zorunlu trafik sigortacısı olduğunu, sorumluluğunun poliçe limiti ve araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı bulunduğunu, bu nedenle kusur oranının belirlenmesi gerektiğini, bundan ayrı müteveffanın çok küçük olduğu gözetildiğinde, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150.maddesi hükümlerine göre, araç içinde taşınması için gerekli güvenlik önlemlerinin alınıp alınmadığının ve müteveffa küçüğün araç içerisinde ne konumunda yolculuk ettiğinin araştırılıp belirlenmesini istediklerini, müteveffayı koruma yükümlülüğünde bulunan ailenin yukarıda açıklanan yasal zorunluluğu yerine getirmediğinin belirlenmesi halinde, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda verilen 08/06/2017 günlü kararla, davalı … nezdinde trafik sigortalı bulunan aracın sürücüsü olan ve desteğin babası bulunan … asli ve tam kusuru neticesinde meydana gelen trafik kazasında araç içinde yolcu olarak bulunan ve davacının kızı olan küçük … hayatını kaybettiği, taşımanın yakın akrabalar arasında olması nedeniyle hatır taşımasından söz edilemeyeceği, bu durumda hatır taşıması indirimi yapılmasının gerekmediği görüşünden hareketle, hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporu ve ıslah doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.arara karşı davalı … vekilinin yapmış olduğu istinaf başvurusu üzerine dairemizce verilen 24/01/2019 gün ve 2017/1451 E.- 2019/130 sayılı kararla; görülmekte olan davada, davacı anne bakımından belirlenen tazminat miktarından yetiştirme gideri tenzili gerekip gerekmediği konusunda herhangi bir değerlendirme ve gerekçe oluşturulmadan karar verilmiş olması ve ayrıca davalı tarafça müteveffa küçüğün Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150.madde uyarınca usulüne uygun şekilde taşınmadığı, bu nedenle de müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği ileri sürüldüğü halde, bu savunma üzerinde de durulmadan karar verilmiş bulunması, HMK.m.353/1-a/6 hükmü kapsamında hali oluşturacağı görüşünden hareketle, davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.Dairemizce verilen kaldırma gönderme kararından sonra, davacı taraf müteveffa küçüğün, araç içinde usulüne uygun şekilde taşınmadığına ilişkin iddianın, davalı … ile kanıtlanması gerektiğini, kaldı ki araç içinde bebek koltuğu bulunduğunu ileri sürerek, konu ile ilgili tanık dinleteceklerini bildirmiş ve 19/12/2019 günlü duruşma oturumunda dinlenen davacı tanığı …, araç içinde sürücü dahil 7 kişi olduklarını, ölen bebeğin kaza anında bebek koltuğunda taşındığını, bebeğin annesi ve ağabeyinin ise bagajda seyahat ettiğini açıklamıştır.Kaldırma gönderme kararından sonra, dosya kapmasında temin edilen ve aralarında Adli Tıp Doktoru bilirkişinin de yer aldığı 16/07/2019 günlü heyet raporunda, rapor tarihi itibariyle davacı annenin toplam destekten yoksun kalma zararının 97.003,20-TL olduğu, annenin yetiştirme giderinin ise 39.138,04-TL bulunduğu, bu durumda davacı anneye ödenmesi gereken tazminat miktarının 57.864,66-TL olacağı açıklandıktan sonra ölen bebeğin, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150.maddesi uyarınca usulüne uygun şekilde taşınıp taşınmadı konusunda dosya arasında somut bilgi ve belgeye rastlanmadığı, ancak 4 yolcu kapasiteli araçta sürücü dahil 7 kişi olduğu dolayısıyla araçta istiap haddini aşar şekilde yolcu taşındığının anlaşıldığı, bu durumda bebeğin emniyet kemeri takılı bir şekilde seyahat etmesinin pek mümkün olamayacağı, ölüm raporundaki belirlemelerden de anlaşılacağı üzere, ölümünün kafanın sağ ve sol tarafından gelen birden çok künt cisim teması ile ( araç içinde yada araçtan fırlama sonucunda) meydana geldiği gözetildiğinde emniyet kemeri takılmamasının ölümü kolaylaştırıcı etkisi olacağı bildirilmiştir.Mahkemece, dairenin kaldırma gönderme kararında açıklanan hususlar, taraf ve tanık beyanları 16/07/2019 günlü bilirkişi heyet raporu , tüm dosya kapsamı gözetilerek, görgüye tabi bilgi sahibi olan tanık beyanı değerlendirildiğinde, davacı annenin müterafik kusurlu olduğunu, davalı … şirketince kanıtlanamadığı, bu durumda müterafik kusur indirimi gerekmediği benimsenmek suretiyle yeniden davanın kabulü ile; 54.003,71 TL ‘ nin 09/11/2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, karar verilmiştir.Karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; yetiştirme gideri tenzil edilmeden ve bebeğin güvence altına alınmadan taşınmış olması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılmaksızın karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu hususlarına yöneliktir.İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda;1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığına ve destek tazminatı talep eden davacı annenin gelir getiren bir işte çalıştığı veya böyle bir işle iştigal ettiği davalı … şirketince usulüne uygun şekilde ileri sürülüp kanıtlanamadığı gözetildiğinde, dosya kapsamına göre ev hanımı olduğu anlaşılan anne bakımından yetiştirme gideri tenzili yoluna gidilmeden karar verilmiş olmasında da bir yanılgı bulunmadığından davalı … vekilinin aşağıda belirtilen husus dışında kalan diğer istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Davalı taraf yargılama sırasında müterafik kusur iddiasında bulunmuştur. Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde diğer bir ifadeyle zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zarar meydana gelmesine etki yapmış veya zarar sorumlusunun durumunun ağırlaştırmış ise kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 52. maddesi uyarınca hakim tazminat miktarını hafifletebilir.Somut olayda, dosya kapsamından ölen bebeğin babasının sevk ve idaresindeki sigortalı araçla yapmış olduğu tek taraflı trafik kazası sonucunda davacının kızı ile birlikte bir diğer kişinin daha hayatını kaybettiği, araç içinde sürücü dahil toplam 7 kişi olduğu, dolayısıyla aracın niteliğine göre istiap haddi üzerinde yolcu taşındığı, 16/08/2015 günlü olay yeri inceleme ve ölü muayene tutanağında, ölen kişilerin araç dışında aracın birkaç metre gerisinde yatar vaziyette oldukları ve müteveffa bebeğin ölüm nedeninin kafa tası kırığına bağlı beyin hasarı, dolaşım ve sonrasında gelişen solunum yetmezliği olarak açıklandığı, ayrıca başın her iki yanında çökme kırığı tariflendiği, bunun dışında cesedin göğüs, karın ve sırt bölgesinde herhangi bir darp cebir izi ile yaralayıcı bereleyici iz ve emarenin olmadığının belirlendiği anlaşılmaktadır. İstiap haddi üzerinde yolcu taşıdığı açık olan aracın yapmış olduğu kazada ölen bebeğin, çocuk koltuğunda taşındığı ileri sürülerek bu konuda tanık dinletilmiş ve tanık kaza anındı bebeğin çocuk koltuğunda olduğunu belirtmiş ise de; ölen bebek gerçekten de çocuk koltuğunda emniyet kemeri takılı olarak seyahat etmiş olsa araçtan fırlaması pek mümkün olmadığı gibi fırlamış olsa bile bedeninde mutlaka bir iz bulunması gerekir. Bu durumda yargılama sırasında temin edilen 16/07/2019 günlü bilirkişi raporundaki konuya ilişkin belirleme ve değerlendirmeler de gözetilerek; ölen bebeğin annesi olan davacı tarafından usulüne uygun tüm koruma tedbirleri alınarak taşınmasının sağlanmadığı, dolayısıyla müterafik kusurlu olduğu kabul edilerek Türk Borçlar Kanunu 52. maddesi uyarınca hüküm altına alınan maddi tazminattan Yargıtay özel dairesinin ilkeleri de gözönüne alınarak %20 oranında indirim yapılarak karar verilmesi gerekirken, dosyadaki diğer somut delillerin göz ardı edilmesi sonucunda sadece davacı taraf tanığı beyanına itibar edilmesi netecesinde müterafik kusur indirimi yapılmaksızın yazılı biçim ve şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacı yararına hüküm altına alınan 54.003,71-TL maddi tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak ve yapılan bu indirimin takdiri indirim olması nedeniyle reddedilecek kısım bakımından davalı taraf yararına vekalet ücreti takdiri gerekmediği ve yargılama giderlerinin de paylaştırılamayacağı gözetilerek, HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca; ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına ve yanılgılı hususun düzeltilmesi suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-İstinaf isteminde bulunan davalı … vekili tarafından yapılan istinaf itirazının yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle KABULÜNE, öteki istinaf itirazlarının ise yukarıdaki (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle REDDİNE,2-Davalı … tarafından istinaf başvurusu sırasında peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 922,25-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,3-İstinaf aşamasında istinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan diğer giderlerin takdiren üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5-İstinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan Kocaeli 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/12/2019 gün ve 2019/71 E,-2019/722 sayılı kararının HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca KLDIRILMASINA,5/1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; 43.202,96- TL destekten yoksun kalma tazminatının 09/11/2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı … şirketinden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin ise REDDİNE,5/2- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca belirlenen 6.416,39-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,5/3- Yargılama sırasında davalı … vekille temsil edilmiş ise de; redde konu miktarın takdiri indirime ilişkin bulunması nedeniyle davalı taraf yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5/4- Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.951,19- TL harçtn peşin alınan 29,20 TL ve ıslah harcı olarak yatırılan 182,00 TL’ nin mahsubu ile bakiye 2.739,99- TL nispi karar ve ilam harcının davalı … şirketinden alınarak ( tahsilde mükerrer olmamak kaydıyla ) Hazine’ye gelir kaydına,5/5-Davacı tarafından sarf edilen posta masrafları 234,90 TL, bilirkişi ücretleri 2.300,00 TL olmak üzere toplam 2.534,90 TL yargılama giderinin peşin yatırılan 29,20 TL harç ve 182,00 TL ıslah harcı ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5/6-Yatırılan gider avansınından kullanılmayan kısmının talep halinde ilgilisine iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 02/07/2020