Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1157 E. 2021/197 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1157
KARAR NO: 2021/197
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/12/2019
NUMARASI: 2015/202 E. – 2019/988 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/02/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08/09/2013 tarihinde müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu ve sürücüsü … olan … plakalı aracın tek taraflı kaza yapması neticesinde yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini ve bu nedenle müvekkilinin bedensel zarara uğradığını, … plakalı aracın kaza tarihinde davalı … nezdinde sigortalı olduğunu, bu nedenle bedensel zararının tespiti ile şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın 08/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf her ne kadar poliçe tarihlerini 12/08/2013 – 2014 olarak belirtmiş ise de kazaya karışan aracın 30/10/2013 tarihinde satılmasından dolayı müvekkili şirketi ait poliçenin 14/11/2013 tarihinde sona erdiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limitleri ve sigortalısının kusuru oranında sınırlı olduğunu, bu nedenle vaki kazadaki kusur oranlarının ve davacının maluliyet oranının tespit edilmesi gerektiğini, davacının kaza sırasında araç içerisinde yolcu olarak bulunduğundan hatır taşıması olup olmadığının tespit edilmesini, hatır taşımasının tespiti halinde tazminattan hatır indirimi yapılmasını, davacı tarafın ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; Davanın kabulü ile, 106.606,55-TL’nin 02/12/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece hükme esas alınan kusur ve maluliyet raporunun hatalı olduğunu, meydana gelen kazada kaçınılmazlık unsurunun bulunduğunu, davacının müterafik kusurunun değerlendirilmediğini, hatır taşıması indirimi yapılmadığını, maddi zararın hesabında PMF 1931 tablonun uygulanmasının hatalı olduğunu, davacının gelirinin net asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğini, 01/01/2019 – 30/12/2019 arasında mükerrer hesaplama yapıldığını, geçici iş göremezlik zararından sorumlu bulunmadıklarını 08/09/2013 – 08/09/2014 tarihli arasında asgari ücretin hatalı hesaplandığını, temerrüt tarihinin dava tarihi olarak belirlenmesi gerektiğini, İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 08/09/2013 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu ve sürücüsü … olan … plakalı aracın tek taraflı kaza yapması neticesinde, davacının yaralanarak malul kaldığı anlaşılmıştır. Davalı vekilinin, davacının gelirinin net asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiği, 01/01/2019 – 30/12/2019 arasında mükerrer hesaplama yapıldığı, 08/09/2013 – 08/09/2014 tarihli arasında asgari ücretin hatalı hesaplandığı yönündeki itirazlarını ilk derece mahkemesi yargılaması sırasında ileri sürmediği, bu nedenle bu hususların HMK 357/1 maddesi uyarınca istinaf aşamasında ileri sürülemeyeceğinden bu yöne ilişkin istinaf talepleri yerinde değildir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, Dava konusu kazanın ZMMS Yeni Şartlarının yürürlüğe girdiği 01/06/2015 tarihinden önce meydana geldiği, bu nedenle aktüerya bilirkişi raporunda PMF 1931 yaşam tablosunun uygulamasında usulsüzlük bulunmadığı, dava konusu tek taraflı kazada araç sürücüsünün %70 kusurlu olduğunun belirlendiği, ancak müteselsil sorumlu tutulacak başka kimseler bulunmasa dahi zararın tamamından davalının sorumlu tutulmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/5796 Esas 2017/11585 Karar) davacının emniyet kemeri takmadığı veya müterafik kusuru bulunduğununda davalı tarafından usulüne uygun olarak ispatlanamadığı, mahkemece dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesinin yerinde olduğu, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük de bulunmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talepleri yerinde değildir. Ancak davacının dava dışı sürücünün köylüsü olduğu ve menfaat karşılığı taşınmadığı bu nedenle olayda hatır taşıması olup, belirlenen tazminattan %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılması gerekirken, tazminatın tümüne karar verilmesinin hatalı olduğu, ancak bu hususun yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın HMK 353/1-b/2 maddesi uyarınca kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1- … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/12/2019 tarih ve 2015/202 E., 2019/988 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin HMK 353/1/b-2 maddesi uyarınca KABULÜNE, 1/1- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 1.821-TL nispi karar ve ilam harcının istek halinde iadesine, 1/2- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 1/3- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına, 2-… 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/12/2019 tarih ve 2015/202 E., 2019/988 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2/1-Davanın kısmen KABULÜNE 2/2-85.285,24-TL’nin 02/12/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, 2/3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 5.825,83- TL nispi karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 2/4-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 11.278,85 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 2/5-Davacı tarafından yapılan toplam 830,55 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 2/6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 2/7-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK.m.361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.04/02/2021