Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1153 E. 2021/48 K. 20.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1153
KARAR NO: 2021/48
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/11/2019
NUMARASI: 2015/1195 E,. 2019/939 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/01/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 15/12/2015 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; 19/04/2015 tarihinde sürücüsü … olan … plakalı aracın yaya olan müvekkiline çarpması neticesinde yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin bedensel zarara uğradığını, … plakalı aracın sigortasının olmadığını, kazada sürücü …’nın kusurlu olduğunu belirterek, sürekli ve geçici maluliyet dönemine ilişkin tazminat tutarının, bakıcı giderinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile öncelikle 6100 sayılı yasanın 107.maddesine göre belirlenecek maddi tazminatın (250,00 TL tedavi gideri, 500,00 TL sürekli iş göremezlik, 150,00 TL geçici iş göremezlik ve 100,00 TL bakıcı gideri olmak üzere şimdilik 1.000,00 TL’nin) temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı motosikletin silindir hacmi ve trafik sigortası yaptırma zorunluluğu olan bir araç olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, müvekkili kurum tarafından davacıya 28.488,00 TL ödeme yapıldığını ve müvekkilinin sorumluluğunu yerine getirdiğini, vaki kazadaki kusur oranlarının ve davacının maluliyet oranının tespit edilmesi gerektiğini, müvekkili kurumun sorumluluğunun bedensel zararlar ile sınırlı olduğunu, geçici iş göremezlik zararının bedensel zarar olmadığını, geçici iş göremezlikten kaynaklanan zararlardan dolayı sorumluluklarının bulunmadığını, bakıcı giderlerinden dolayı da sorumlulukları bulunmadığını, davacının avans faizi talep edemeyeceğini, hükmedilmesi gereken faiz türünün yasal faiz olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu; “dosya kapsamı ile alınan kusur, maluliyet ve aktüer bilirkişi raporları denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan daimi iş göremezlik bakımından yapılan ödeme davacı zararını karşıladığından karar verilmesine yer olmadığına, bakıcı gideri bakımından davanın kabulü ile 4.921,20 TL tazminatın 23/11/2015 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle; 1-Daimi iş göremezlik bakımından yapılan ödeme davacı zararını karşıladığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 2-Bakıcı gideri bakımından davanın kabulü ile 4.921,20 TL tazminatın 23/11/2015 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE karar verilmiş, verilen karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; maluliyet raporunda bakıcı ihtiyacı süresi belirtilmemiş olmasına rağmen bakıcı giderine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, aksi düşünülse dahi brüt ücret üzerinden hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, müvekkili kurum tarafından yapılan ödemenin davacının zararını fazlasıyla karşıladığını, fazlasıyla karşılanan kısmın hükme esas alınan geçici bakıcı gideri tazminatından mahsup edilmesi gerekirken mahsup edilmemesinin hatalı olduğunu, savcılık aşamasında davacı ve araç sürücüsünün uzlaştığını, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle işgöremezlik tazminatı ve bakıcı gideri istemine ilişkindir. 19/04/2015 tarihinde dava dışı sürücü …’nın sevk ve yönetimindeki … plakalı araçla tam kusurlu bir şekilde yaya olan davacıya çarpması sonucu Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulunun 12/06/2017 tarihli raporunda tespit edildiği üzere %4,3 oranında meslekte kazanma gücünden kaybedecek ve iyileşme süresi (iş göremezliği) kaza tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabilecek şekilde yaralandığı, kaza sonrası davacının başvurusu üzerine, davalı tarafından 23/11/2015 tarihinde davacıya 28.488,000-TL ödeme yapıldığı, hesap bilirkişisinin hükme esas alınan raporunda davacının maluliyeti nedeniyle maddi zararın 27.638,41-TL, davalı tarafından yapılan ödemenin güncelleşmiş tutarının 36.123,56-TL olarak hesaplandığı ve bu durumda davacının maluliyeti nedeniyle maddi zararının yapılan ödeme ile fazlası ile karşılandığından, bu durumda davacının talep edebileceği maluliyet maddi zararı kalmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, davacının %100 malul sayıldığı geçici iş göremezlik süresinin aynı zamanda bakıcıya ihtiyacı olduğu kabul edilerek, bundan davalı şirket sorumlu olduğundan hesaplanan 4.921,20-TL’nin davalı şirketten tahsiline karar verildiği, anlaşılmıştır. Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlâl etmesi hali TBK’nun 54′.maddesinde özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlâli halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddî zararın türleri; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar şeklinde düzenlenmiştir. Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesinde belirtilen “ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar” deyimi çok geniş kapsamlıdır. Bu giderlere zarara uğrayanın katlanmak zorunda kaldığı bütün giderler dahildir. Bu bakımdan zarara uğrayanın işlerini görememesi nedeniyle tutmak zorunda kaldığı yardımcı ya da hastabakıcı için ödemek zorunda kaldığı giderleri de isteyebilir. Olayın niteliği gereği bütün giderlerin belgelendirilmesi olağan hayat tecrübelerine aykırıdır. Bu konuda TBK.nun 54. maddesi yol gösterici nitelikte olup aynı zamanda zararın gerçek miktarını belirleyecek olan hakime de bir görev yüklemektedir. Somut olayda; dava dilekçesinde bakıcı gideri de talep edilmiş olup, hükme esas alınan maluliyete ilişkin ATK raporunda davacı …’ın geçici iş göremezlik süresinin 4 ay olduğu ve bu süreçte %100 oranında malul sayılması gerektiği belirtilmiştir. Bu durumda davacı yararına %100 malul sayıldığı geçici iş göremezlik süresinin aynı zamanda bakıcıya ihtiyacı olduğu kabul edilerek bakıcı giderlerinin hesaplanması ve bu miktarın davalıdan tahsiline karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır (Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 10/10/2017 tarih ve 2015/2933 Esas 2017/8854 Karar nolu ilamı). Hal böyle olunca da, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle ATK raporundaki kusur dağılımının oluşa uygun olması sebebiyle benimsenmesinde ve maddi tazminata ilişkin uzman bilirkişi raporundaki hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, elde ki davanın açılmasını hukuken engelleyici ve sonuç doğurucu mahiyette davacı ve dava dışı sürücünün tazminat konusunda bir uzlaşması olmamasına göre, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin HMK.nun 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-)Usul ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/11/2019 tarih ve 2015/1195 Esas, 2019/939 Karar sayılı kararına yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-)Alınması gereken 336,17-TL harçtan peşin yatırılan 84,05-TL nispi karar ilam harcının düşümü ile 252,12-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-)Yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, HMK.nun 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.nun 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 20/01/2021