Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1094 E. 2022/153 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1094
KARAR NO: 2022/153
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/05/2017
NUMARASI: 2015/942 ESAS 2017/483 KARAR
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava açan dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete kasko poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı araca park halindeyken13/12/2010 tarihinde … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın çarptığını, aracın … Ltd. Şti.’ne ait olduğunu, müvekkili şirketin sigortalısına 11.351,79 TL ödeme yaptığını ve sigortalısının haklarına halef olarak davalılar aleyhine İstanbul Anadolu .. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, borçlular tarafından takibe kötü niyetli olarak itiraz edildiğini belirterek, itirazın iptali ile %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu trafik kazasının 13/12/2010 tarihinde meydana geldiğini, huzurdaki davanın ise 24/12/2015 tarihinde açıldığını, zamanaşımı süresinin dolduğunu, ayrıca icra takibine itiraz tarihi dikkate alındığında da itirazın iptali davası açılması için 1 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu, müvekkilinin 23/03/2011 tarihinde … sigorta A.Ş.’ye 510 TL ödeme yaptığını, gerçek hasar tutarının ödendiğini, kusur ve hasar tutarını kabul etmediklerini belirterek, öncelikle zamanaşımı sonrasında da esasa ilişkin itirazları yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusuru olmadığını, kazaya karışan 3. kişinin iki araç arasından bir anda yola atılması sebebiyle kazanın meydana geldiğini, asli kusurlu olanın … ismindeki bu kişi olduğunu, dava konusu talebin diğer davalı zorunlu mali sorumluluk sigortacısı tarafından karşılanması gerektiğini belirterek, müvekkilleri aleyhine açılan davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Somut olayda, davalılardan sadece sigorta şirketi vekili süresinde zamanaşımı definde bulunmuş, diğer davalılar davaya cevap vermiş ancak zamanaşımı definde bulunmamışlardır. Yukarıda açıklanan nedenler, ilgili yasal düzenlemeler, icra dosyası ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafça 13/12/2010 tarihinde gerçekleşen kaza nedeniyle 15.01.2011 tarihinde sigortalısına ödeme yapıldığı, davacının ödediği bedelin tahsili için 10/08/2012 tarihinde davalılar aleyhine icra takibi başlattığı, icra takip dosyasında son işlem tarihinin borçlunun mernis adresinin UYAP sisteminden güncellenmesine yönelik talep tarihi olan 17/07/2013 tarihi olduğu, bu tarih esas alınsa dahi davacı tarafından davalılar aleyhine sigorta alacağına yönelik açılacak davanın en son, 2 yıllık zamanaşımı süresi olan 17/07/2015 tarihinde açılması gerektiği, oysa huzurdaki davanın 24/12/2015 tarihinde açıldığı, davacı tarafça itirazın kendisine tebliğ edilmediği ve itirazın iptali davasının açılması için gereken 1 yıllık hak düşürücü süre dolmadığı yönündeki itirazının ise itirazın iptali davasının açılmasındaki süre ile sigortaya dayalı rücuen tazminat davasındaki 2 yıllık zamanaşımı süresini etkilemediği, zira bu süre zarfında davacının doğrudan rücuen tazminat davası olarak davalılar aleyhine dava açabileceği, zamanaşımı definde bulunan tek davalının sigorta şirketi olduğu, diğer davalıların zamanaşımı defiinde bulunmadığı hususu ile usul ekonomisi ilkeleri birlikte değerllendirildiğinde davalı … Sigorta A.Ş.’nin zamanaşımı itirazının kabulü ile davalı … Sigorta A.Ş. aleyhine açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, diğer davalılar işleten ve araç sürücüsü aleyhine açılan davanın bu dosyadan tefrik edilerek mahkememizin ayrı bir esasına kaydedilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile; Davalı .. Sigorta vekilinin zamanaşımı itirazının kabulü ile davalı … Sigorta A.Ş yönünden davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı, davası iş bu davadan tefrik edilen … Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. … Ltd. Şti. vekilinin istinaf sebepleri; Davalıları müvekkil şirket ve … olan, tefrikle oluşturulan İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/473 esas sayılı dava dosyasında 25.06.2019 tarihinde, 2.455,52-TL üzerinden itirazın iptaline ve takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verildiği, istinaf taleplerinin; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 14.11.2019 tarih ve 2019/4352 esas, 2019/3870 karar sayılı kararı ile yerel mahkeme kararının miktar itibariyle kesin olduğundan bahisle usulden reddedildiği, müvekkili şirket tarafından icra dosya borcunun tamamen ödendiği, kararın 23.01.2020 tarihinde e-tebligat yolu ile tebliğ edildiği, kararın istinafında hukuki yararlarının bulunduğu, dava konusu olayda davacı sigortacının sigortalısı …’ün yaralanmasıyla sonuçlanan trafik kazasının cezayı gerektiren bir eylem niteliğinde bulunması, bu eylemle ilgili ceza davasının sekiz yıllık zamanaşımı süresine tabi olması, 13.12.2010 kaza tarihinin üzerinden sekiz yıl geçmeden 13.08.2012 tarihinde icra takibi yapılması, icra takibinin BK’nun 154. maddesi (818 sayılı BK’nun 133. maddesi) hükmü uyarınca işlemeye başlayan zamanaşımı süresini kesmesi karşısında, zamanaşımının gerçekleşmediği açık iken icra dairesinin son kararının 17.07.2013 tarihi olduğu, huzurdaki davanın ise 24.12.2015 tarihinde açıldığından bahisle, 2918 sayılı Yasanın 109. maddesinde yer alan 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, ayrıca zamanaşımı def’inin esas hükümle birlikte karara bağlanması gerekirken tefrik kararı verilerek davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, müvekkillerin hukuki yararı nedeniyle tefrikine karar verilen dosyada müdahale talebinde bulunacaklarından kararın kaldırılması gerektiği, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, trafik kazasından kaynaklanan tazminatın rücuen tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belge içeriklerine göre istinaf edenin davasının bu davadan tefrik edildiği, tefrikle oluşturulan istinaf edenin taraf olduğu dosyada karar verildiği ve kararın kesinleştiği, istinaf aşamasında davaya müdahale talebinde bulunamayacağı, istinaf edenin davasının bu davadan tefrik edilmiş olması nedeniyle artık istinaf edenin bu davada taraf sıfatının bulunmadığı, bu suretle de istinaf isteminde bulunamayacağı anlaşılmakla, istinaf başvurusu ve dilekçesinin HMK’nın 352. maddesi gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçe uyarınca;1-Davalı vekilinin yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan mahkeme kararına yönelik istinaf dilekçesi ve isteminin HMK’nın 352/1-ç maddesi hükümü gereğince USULDEN REDDİNE,2-İstinaf karar ve ilam harcının talep halinde istinaf edene İADESİNE,3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin üzerinde bırakılmasına, HMK’nın 352.maddesi hükmü uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.10/02/2022