Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/1022 E. 2020/564 K. 16.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1022
KARAR NO: 2020/564
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/02/2018
NUMARASI: 2018/94 E., 2018/182 K.
DAVANIN KONUSU: Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/06/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesi ile, vekil edenlerinin küçük çocukları …’in 07/03/2016 tarihinde yaya olarak karşıdan karşıya geçmeye çalışırken, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen bir motosikletin çarpması sonucu yaralandığını, motosikletin kaza yerinden ayrılmış olması nedeni ile trafik kazası tespit tutanağı düzenlenemediğini, daha sonra düzenlenen kroki ve görgü tespit tutanağının kazanın oluş şekli ve kusurla ilgili net bir sonuç ortaya koymadığını, kazaya ilişkin düzenlenen 04/07/2017 tarihli bilirkişi raporunda; firari motosiklet sürücüsünün 2918 sayılı KTK’nın 52/1.b maddesindeki kuralını ihal ettiğini, kazanın oluşumuna tali kusurla sebebiyet vermiş olup 2/8 (% 25) oranında kusurlu olduğunu, kazazede …’in 2918 sayılı KTK’nun 84.maddesindeki ve 95/d maddesindeki kuralını ihlal ettiği, kazanın oluşumuna asli kusurla sebebiyet verdiği için 6/8 (%75) oranında kusurlu olduğu kanaati bildirildiğini, müvekkilinin hastanelerde tedavi gördüğünü, kazaya sebebiyet veren aracan plakası ve sürücüsü tespit edilemediğinden 06/07/2017 tarihli dilekçe ile Güvence Hesabına zararın tazmini için talepte bulunulduğunu, ancak Güvence Hesabından olumlu bir yanıt alınmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın haksız fiilden kaynaklandığı, görevli mahkemenin taraflar arasındaki uyuşmazlığa göre belirleneceği, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekilinin istinaf sebepleri, görevli mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu, verilen kararın hatalı olduğu hususuna ilişkindir. Dairemizin 01/10/2018 tarih ve 2018/2176 E., 2018/957 K. Sayılı kararı ile; “İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/02/2018 tarih ve 2018/94 Esas, 2018/182 Karar sayılı kararı davacı vekiline 24/05/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı vekilince istinaf dilekçesi 08/06/2018 tarihinde verilmiştir. HMK 345/1. maddesine göre “İstinaf yoluna başvuru süresi iki haftadır. Bu süre, ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlar…” Davacı vekiline kararın tebliğ edildiği tarih ile istinaf dilekçesinin verildiği tarih dikkate alındığında, davacı vekilince istinaf başvuru süresi olan 2 haftalık süre geçtikten sonra istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin HMK. 345/1 ve 352. maddeleri gereğince usûl yönünden reddine karar verilmesi gerekmektedir…” gerekçesiyle istinaf talebinin usul yönünden reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili tarafından temyiz yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 11/02/2020 tarih ve 2018/6022 E., 2020/1218 K. Sayılı bozma ilamı ile “…Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf isteminin süresinde olduğu gözetilerek işin esasına girilmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde istinaf dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı…” olduğu gerekçesiyle verilen kararın bozulması üzerine dosya Dairemizin 2020/1022 E. sırasına kayıt edilmiş, duruşma açılarak Yargıtay bozma ilamına uyularak istinaf incelemesi yapılmıştır. Dava, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar mutlak ticari davalardır. TTK’nun 5/1. maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme, asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3. maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki, işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1.maddesi gereği göreve ilişkin kurallar, kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Somut olayda; uyuşmazlığın temelinde 3.kişinin haksız fiili bulunmakta ise de, davalı Güvence’nin sorumluluğu sigorta hukukundan (sigortacılık yasasından) kaynaklanmaktadır. Sigorta hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6.kitabında 1401 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Açıklanan yasal düzenlemelere göre taraflar arasındaki uyuşmazlıkta sigorta hukuku uygulanacağı için uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesince sonuçlandırılması gerektiğinden, Mahkemece işin esasına girilerek yargılama yapılıp karar verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesi hatalı bulunmaktadır. Bu nedenlerle davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulüne, HMK 353/1-a/3 maddesi gereğince Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, dosyanın yargılama yapılması amacıyla Mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin kabûlü ile, istinaf talebine konu İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/02/2018 tarih ve 2018/94E., 2018/182 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2- Dosyanın yargılamaya devam edilmesi amacıyla mahkemesine gönderilmesine, 3- Davacılar tarafından yatırılan 35,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davacı tarafa İADESİNE, 4- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 5- Davacılar istinaf yargılaması sırasında kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihi AAÜT gereğince, incelemenin bir duruşma yapılarak karar verilmesi nedeniyle belirlenen 1.700,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda HMK.353/1-a/3 hükmü uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi, karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.16/06/2020