Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/991 E. 2019/1540 K. 11.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/991
KARAR NO : 2019/1540
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/12/2016
NUMARASI : 2015/309 E.-2016/1003 K.
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/07/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde zorunlu trafik sigortalı olan, davalı … sürücüsü, diğer davalı … Tic. Ltd. Şti.nin de maliki bulunduğu … plaka sayılı araç sürücüsünün, tam kusuru neticesinde 09/09/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında araç içinde yolcu olarak bulunan ve vekil edenlerinden … eşi, diğer davacıların da annesi olan … hayatını kaybettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla, davacı eş … için 5.000,00-TL ve davacı … için de 5.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının ve ayrıca, her bir davacı için ayrı ayrı 100.000,00-TL olmak üzere, toplam 400.000,00-TL manevi tazminatın, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, 31/10/2016 günlü dilekçe ile de vekil edenlerinin uğradığı destek zararının tam olarak belirlendiğini belirterek, davacı eş … için olan destek tazminatı istek miktarını 132.129,45TL’ye, … için olan destek tazminatı istek miktarını da 8.257,13-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır.Davalı sigorta şirketi vekili cevabında özetle; kazaya karıştığı bildirilen … plaka sayılı aracın, vekil edeni şirket nezdinde 09/07/2012-09/07/2013 tarihleri arasını kapsar biçimde zorunlu trafik sigortalı olduğunu, destekten yoksun kalma tazminatı talepleri bakımından sorumluluğun sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, bu nedenle kazaya karışan araç sürücülerinin kusur durumlarının tespitini istediklerini, ayrıca manevi tazminat taleplerinin de poliçenin teminatı kapsamında bulunmadığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı … Tic. Ltd. Şti.vekili cevabında özetle; kazaya karıştığı belirtilen …. plaka sayılı aracın, kayden maliki vekil edeni şirket ise de, söz konusu aracın uzun süreli kiralama sözleşmesi gereğince dava dışı … San.Tic.Ltd.Şti’ye kiraya verildiğini, bu nedenle kaza tarihinde aracın işleteninin vekil edeni olmadığını belirterek, aleyhlerine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesini istemiş ve davanın … şirketine ihbarını talep ettiklerini belirterek, davaya karşı koymuştur.
Davalı … yargılama oturumlarına katılmamış ve davaya cevap vermemiştir.İhbar olunan … San. Tic. Ltd. Şti vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; aracın sorumluluğunun araç sahibine ait olduğunu, davalı … kira sözleşmesinden de anlaşılacağı üzere, işleten sıfatının devam etmekte bulunduğunu, ayrıca davacının gelirinin asgari ücret üzerinden değerlendirilmesi gerektiğini, kusur oranının tespiti için dosyanın ATK’ya sevk edilmesi gerektiğini belirterek, davalı şirketin husumet itirazının ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı gözetilerek; dava konusu kazaya neden olan … plaka sayılı aracın, araç maliki olan davalı şirket tarafından … şirketine 10/04/2012 tarihnide düzenlenen uzun süreli kira sözleşmesiyle devredildiği, bu durumda … Tic. Ltd. Şti.nin işleten sıfatı kalmadığı, kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, ancak araç içinde yolcu olarak bulunan … kaza anında emniyet kemeri takmaması nedeniyle %25 oranında kusurlu sayılması gerektiği, …. dava konusu araç için kazadan önce yakıt aldığı gözetildiğinde, somut olayda hatır taşıması bulunmadığı görüşünden hareketle, hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporu doğrultusunda; -Davalı … Ltd Şti yönünden maddi ve manevi tazminat talepli davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,-Diğer davalılar yönünden; davanın maddi tazminat talebi yönünden kabulü ile; davacı … için 132.129,45 TL, davacı … için 8.257,13 TL olmak üzere toplam 140.386,58 TL maddi tazminatın davalı … yönünden olay tarihinden itibaren, diğer davalı Sigorta Şirketi yönünden dava tarihinden itibaren (ve davalı sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı tutulmak kaydıyla) işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan alınıp, davacılara VERİLMESİNE,-Manevi tazminat talebinin davalı Sigorta Şirketi yönünden yerinde görülmediğinden REDDİNE,-Davanın manevi tazminat talebi yönünden kısmen kabulü ile; taktiren davacı eş … için 20.000,00 TL, davacı çocuklar … için 10.000,00 TL, … için 10.000,00 TL ve … için de 10.000,00 TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile adı geçen davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ise reddine, karar verilmiştir.Karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; davalı ….Ltd.Şti yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesinin, usulsüz olduğu, zira dayanak kiralama sözleşmesinin 3.kişileri bağlayacak güçte ve nitelikte bulunmadığını, ayrıca, kira sözleşmesinin yürürlük tarihinin 10/04/2012 olması ve 4 aylık bulunması gözetildiğinde, sözleşmenin 10/08/2012’de sona erdiği, dolayısıyla 09/09/2012 tarihindeki kazayı kapsamayacağının belirgin bulunduğu, kabule göre de, mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarlarının yetersiz olduğu hususlarına yöneliktir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedenine dayalı olarak açılmış maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.İşleten tanımı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatını belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçütten yararlanılmıştır. Şekli ölçüte göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüte göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüttür.2918 sayılı KTK’nın 85. maddesi ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 15/11/2018 tarih ve 2016/1154 E., 2018/10822 K. Sayılı kararı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 19/11/2018 tarih ve 2016/7624 E., 2018/10877 K. Sayılı kararı).Davalı ….Ltd.Şti vekili yargılama sırasında, kazaya neden olan … plaka sayılı aracın, uzun süreli kira sözleşmesi uyarınca, … Şirketine devredildiğini ileri sürerek 10/04/2012 ve 10/08/2013 tarihli kira sözleşmeleri, araç teslim belgeleri ve kazaya neden olan …. plaka sayılı araç dahil toplam 10 adet aracın kiralama bedeline ilişkin olduğu ileri sürülen fatura ibraz edilmiştir.Ne var ki; Davalı araç malikinin dayanağını oluşturan kira sözleşmeleri nitelik itibariyle her zaman düzenlenebilecek belgelerden olmaları ve ibraz edilen fatura bedelinin ödenip ödenmediği de belirlenemediğinden, mahkemece; kira sözleşmelerinin ve kira bedelinin Maliye ve Vergi Dairelerine bildirilip bildirilmediği, kira bedelinin ödenip ödenmediği hususunun davalı ….Ltd.Şti ve kiralayan ….Ltd.Şti’nin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle tespiti yoluna gidilmeden, diğer bir ifade ile kiralama sözleşmelerinin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olup olmadığı araştırılıp belirlenmeden, yazılı biçim ve şekilde davalı ….Ltd.Şti’nin işleten sıfatının kalmadığı sonucuna varılması hali, HMK.m.353/1-a/6 hükmü kapsamındaki hali oluşturacağından; davacılar vekilinin bu yöndeki istinaf itirazlarının kabulü gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun gerekçede açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kaldırma- gönderme gerekçesi gözetildiğinde davacıların diğer istinaf itirazlarının bu aşamada değerlendirilmesine YER OLMADIĞINA,3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendilerine İADESİNE,4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,HMK.m.353/1-a/6 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.11/07/2019.