Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/966 E. 2021/778 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO : 2019/966
KARAR NO : 2021/778
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/12/2018
NUMARASI : 2017/636 E., 2018/1349 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ 28/04/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili; davalı sigorta şirketine Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçesi ile sigortalı …. İhr. Ltd. Şti.’nin malik ve işleteni olduğu … plaka sayılı aracın 12/04/2017 tarihinde dava dışı … ait … plakalı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, davalıya sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu, aracın tamir bedeli olarak KDV dahil 11.119,51TL tespit edildiğini, davalı tarafın tamir bedelini ödemekten imtina ettiğini, müvekkil tarafından 250,00 TL ekspertiz ücreti ödendiğini, taraflarınca davalıya 15/05/2017 tarihinde başvuru yapıldığını, davalı tarafından başvuruya herhangi bir cevap verilmediği gibi müvekkile de bir ödeme yapılmadığını, dava dışı … davalı sigorta şirketinden alacağını hukuka uygun olarak alacağın temliki yoluyla müvekkiline devrettiğini beyanla şimdilik 3.300,00 TL hasar bedeli ve 100,00 TL değer kaybı alacağının davalı sigorta şirketinden 25/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, dava konusu değer kaybının tespiti için yapılan ekspertiz ücreti masrafı olarak 250,00-TL nin ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili bilahare yargılama sırasında 03/07/2018 tarihli dilekçesiyle 3.300,00 TL olarak talep ettiği hasar bedelini 7.760,01TL daha arttırılarak 11.060,01TL’ye, 100,00 TL olarak istediği değer kaybı bedelini ise 2.491,70 TL’ye yükseltmiştir.Davalı vekili; 12.04.2017 tarihinde … plakalı araca, müvekkil şirketçe KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile sigortalı olan … plakalı aracın çarpması sonucu kaza meydana geldiğini, davaya konu 387,00TL değer kaybı ve 4.045,37TL hasar bedeline ilişkin müvekkil sigorta şirketi tarafından 02/06/2017 tarihinde … plakalı aracın malikine ödeme yapıldığını, davadan önce ödeme yapıldığından davacının davasının kötü niyetli ve haksız olduğunu, davacının temlik alacağı sebebiyle aktif husumet ehliyetinin bulunduğunu ispat etmesi gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediklerini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonunda “Dava, meydana gelen trafik kazası neticesinde dava dışı … ait … plakalı araçta meydana gelen hasar bedelinin ve değer kaybının tazmini istemenine ilişkindir. Yapılan yargılama, toplanan deliller, bilirkişi raporu ile dosya kapsamındaki tüm belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde; dava dışı şahıslar arasında meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sonucu araç sahibi üçüncü kişi … alacağını davacı şirkete temlik ettiği, hasar bedeli ve değer kaybı ile alacağın temlik edildiğinin 15/05/2017 tarihinde davalı şirkete bildirildiği, davalı şirketçe ödeme yapılmadığı, bilirkişi incelemesi sonucu dava konusu … plakalı araçta oluşan hasar bedelinin 11.060,01TL ve değer kaybının 2.491,70TL olduğunun tespit edildiği, davalı sigorta şirketine sigortalanan aracın %100 kusurlu olduğu, ayrıca davacı tarafın talep edebileceği ekspertiz ücretinin 250,00TL olduğu, davacı tarafça davalı tarafa alacağın temlik edildiğinin bildirildiği ve davalı tarafça bu bildirimden sonra temlik edene ödeme yapıldığı için tespit edilen değerlerden mahsup edilemeyeceği anlaşıldığından ” gerekçesiyle “1-Davanın KABULÜ ile,11.060,01 TL hasar bedelinin davalı şirketin temerrüt tarihi olan 25/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, 2.491,70 TL değer kaybı bedelinin davalı şirketin temerrüt tarihi olan 25/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,” karar verilmiştir.İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı … Şirketi vekili tarafından süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı …Şirketi vekilinin istinaf nedenleri: Geçersiz temlik sözleşmesine dayalı davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan usulden gerektiğine; daha önce ödenen tutarların aynı zarara ilişkin olması nedeniyle tenzili gerektiğine; hükme esas alınan bilirkişi raporunda araçta meydana gelen hasar tutarınailişkin yapılan değerlendirmelerin denetime elverişli olmadığına, değer kaybına ilişkin taleplerin ve zararın miktarının da ZMMS Genel Şartları uyarınca değerlendirilmesi ve hesaplanması gerektiğine ve hasarların araç değer kaybına yol açmadığına ilişkindir.İstinaf edenin sıfatı ile istinaf neden ve kapsamıyla sınırlı olarak yapılan incelemede:Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasar bedeli ile araç değer zararının temliken tahsili isteğine ilişkindir.Davaya konu kazanın, davalıya ZMMS ile sigortalı ve dava dışı …. Ltd. Şti.’nin malik ve işleteni olduğu … plaka sayılı aracın 12/04/2017 tarihinde dava dışı … ait … plakalı araçla çarpışması ile oluştuğu; kazada … plakalı aracın hasarlandığı; hasarlanan araç maliki dava dışı … aracının hasarlanmasından doğan alacağını davacıya temlik ettiği; davacının da iş bu temliknameye dayanarak iş bu davayı açtığı anlaşılmaktadır. 1-Davacı tarafından dava dilekçesine ekli olarak sunulan 21/04/2017 tanzim tarihli alacağın temliki sözleşmesi TMK 183 vd. maddelerine uygun olarak düzenlenmiş olup, temlik eden tarafından iş bu dayanak sözleşmedeki imza konusunda olumsuz bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Dolayısı ile davacı, iş bu temlik sözleşmesine dayalı olarak davaya konu alacağı usulüne göre temlik almış olup, geçerli bir şekilde temlik aldığı alacak için dava takip yetkisine sahip bulunduğundan, davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazının reddi gerekmiştir.2- Davacı vekili davada başlangıçta 100,00 TL araç değer kaybı tazminatı istemiş; bilahare bu talebini 2.491,70 TL’ye yükseltmiş ve mahkemece de bu miktara hükmedilmiştir. Davalı vekili araç değer kaybına ilişkin hesaplamanın kaza tarihinde yürürlükte bulunan ZMMS Genel Şartları uyarınca değerlendirilmesi ve hesaplanması gerektiğine ve hasarların araç değer kaybına yol açmadığına ilişkin istinaf itirazında bulunmuştur.HMK.nun 341/2 madde hükmü uyarınca, miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Karar tarihi olan 2018 yılı itibariyle kesinlik sınırı 3.650,00 TL’ye yükseltilmiştir.Bu durumda değer kaybına ilişkin uyuşmazlığa konu ihtilafın 2.491,70 TL olduğu ve miktar itibariyle kesin olduğundan yasa yolu kapalı bulunmaktadır. HMK.nun 346/1 madde hükmü uyarınca, miktar itibariyle ret kararının mahkemesince verilmesi gerekli ise de; temyiz merciine de aynı yetkinin tanındığı 01/06/1990 gün ve 1989/03-1990/04 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı da gözetilmek suretiyle davalı … vekilinin hükmolunan bu miktar üzerinden kusur indirimi yapılmamasına ilişkin isninaf isteminin ve davalı sigorta şirketi vekilinin araç değer kaybı tazminatına yönelik istinaf itirazlarının HMK.nun 346/1 ve 352. maddeleri gereğince araç değer kaybına ilişkin kararın miktar itibariyle kesin olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.3-Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davaya konu aracın marka ve modeli, hasarlanan yerleri de değerlendirilmek suretiyle aracın onarımını yapan davacı şirketin araç onarımı için kestiği faturanın rayiç değerlere uygun ve kadri maruf bulunduğu bildirildiğine ve bu belirlemenin dosyadaki bilgi ve belgeler ile oluşa uygun ve denetlenebilir nitelikte bulunmasına, davalı tarafından alınan ekspertiz raporunda daha düşük değer tespit edilmesinin tek başına çelişki olarak kabul edilmesini gerektirmemesine göre, anılan netelikteki bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazının da reddi gerekmiştir.4-Davalı vekili cevap dilekçesinde dava konusu zarardan dolayı 02.06.2017 tarihinde dava dışı temlik edene 387,00TL değer kaybı ve 4.045,37TL hasar bedeli ödendiğini savunarak ilgili dekontları da cevap dilekçesine ekli olarak sunmuştur.Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda araçtaki hasar bedeli 11.060,01 TL olarak belirlendikten sonra, davalı tarafından yapılan toplam 4.432,37 TL ödeme tenzil edilerek bakiye hasar bedeli 6.627,64 TL olarak hesaplanmıştır. Mahkemece ” davacı tarafça davalı tarafa alacağın temlik edildiğinin bildirildiği ve davalı tarafça bu bildirimden sonra temlik edene ödeme yapıldığı için yapılan ödemelerin tespit edilen değerlerden mahsup edilemeyeceği” gerekçesiyle bilirkişi tarafından belirlenen hasar bedelinin tamamına hükmedilmiştir.Dava ve alacağın temliki tarihinde yürürlükte bulunan TBK.nun 186. maddesinde “Borçlu, alacağın devredildiği, devreden veya devralan tarafından kendisine bildirilmemişse, önceki alacaklıya; alacak birkaç kez devredilmişse, son devralan yerine önceki devralanlardan birine iyiniyetle ifada bulunarak borcundan kurtulur.” hükmü yer almaktadır.Eldeki davada davaya konu alacağın temlik alındığının davacı tarafından 15/05/2017 tarihinde davalıya bildirildiği, davacının ödeme yapılmaması üzerine 28/07/2017 tarihindeki davayı açtığı, davalı tarafından dava konusu alacağın bir kısmının 02/06/2017 tarihinde dava dışı temlik edene banka yolu ile ödendiği anlaşılmaktadır. TBK 183 vd. maddelerdeki hükümler dikkate alındığında temlik akdi yapılır yapılmaz, alacak temlik alana geçer ve artık borçlu alacağın temlikinin kendisine bildirilmesinden önce iyi niyetle yaptığı ödemeler dışında temellük alana ödeme yapmaksızın borcundan kurtulamaz. TBK’nun 186. maddesi ile aynı Yasa’nın 187/2 maddesi birlikte değerlendirildiğinde, temlik hususunun borçluya bildirilmesine rağmen borçlunun temlik alana değil de, temlik edene yapmış olduğu ödeme nedeniyle borcundan kurtulamayacağı, aynı sonucun, T M.K ‘nun 2. maddesi gereği de kabul edilmesi gerektiği açıktır. Somut davada davalı tarafından temlik edene yapılan ödemeler alacağın temlik edildiğinin temlik alan davacı tarafından davalı borçluya bildirilmesinden sonra yapılmasına göre, davalı borçlu TBK 186 ve 187/2 maddeleri gereğince temlik edene yaptığı ödemeler bakımından temlik alana karşı borcundan kurtulamayacağından, mahkemenin kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmaktadır. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazının da reddi gerekmiştir.Hal böyle olunca, dosyadaki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporu ve tüm delillere, mahkemenin dosya kapsımına uygun gerekçesine ve vardığı sonuç itibariyle usul ve yasaya herhangi bir aykırılık bulunmamasına göre, davalı vekilinin araç değer kaybına ilişkin istinaf itirazının yukarıda 2 nolu bentte açıklanan nedenle HMK.nun 346/1 ve 352. maddeleri gereğince, diğer tüm istinaf itirazlarının ise yukarıda 1,3 ve 4 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle HMK m.353/1-b/1 uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davalı …Şirketi vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda 2 nolu bentte açıklanan nedenle HMK m. 346/1 ve m. 352 uyarınca kısmen usulden REDDİNE, yukarıda 1,3 ve 4 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle ise HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince KISMEN ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalıdan karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca alınması gereken 925,72 TL istinaf karar ve ilam harcından, istinaf yasa yoluna başvuru sırasında peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 231,50 TL’nin düşümü ile kalan 694,22 TL’nin davalı …Şirketi’nden alınarak Hazine’ye gelir KAYDINA,3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde BIRAKILMASINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.28/04/2021