Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/923 E. 2019/3878 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/923
KARAR NO : 2019/3878
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 27/11/2018
NUMARASI : 2016/1156 E.- 2018/1219 K.
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/11/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketi nezdinde trafik sigortalı bulunan ve … sevk ve idaresinde olan … plaka sayılı aracın, 04/07/2016 tarihinde öndeki araca arkadan çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında … plaka sayılı araç içerisinde seyahat etmekte olan … (…) ile …’ın hayatlarını kaybettiklerini ve geride anne ve babaları olan vekil edenlerini bıraktıklarını, sigorta şirketine yapılan başvurudan ise yeterli bir sonuç alınamadığını ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla, her bir davacı için ayrı ayrı 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı ile davacı … için ayrıca 500,00-TL cenaze giderinin olay tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiş, 02/02/2018 günlü ıslah dilekçesi ile de, davacı anne … için olan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin istek miktarını toplam 97.032,036-TL’ye (…’un ölümü nedeniyle 48.787,98-TL,…’ın ölümü nedeniyle de 48.244.08-TL) davacı baba … için olan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin istek miktarını toplam 69.545,79-TL’ye (…’un ölümü nedeniyle 34.359,90-TL,…’ın ölümü nedeniyle de 35.185,89-TL) ve davacı baba … için olan cenaze giderine ilişkin istek miktarını da 4.000,00-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır.Davalı … şirketi vekili cevabında özetle; davanın konusunu oluşturan kazaya karıştığı ileri sürülen … plaka sayılı aracın, 20/03/2016-20/03/2017 tarihleri arasını kapsar biçimde vekil edeni şirket nezdinde ZMM sigortalı bulunduğunu, sigorta şirketinin sorumluluğunun araç sürücüsünün kusuru ve poliçe limitiyle sınırlı olması nedeniyle, araç sürücüsünün kusur durumunun belirlenmesi gerektiğini, ayrıca ölenlerin müterafik kusurlarının olup olmadığının ve hatır taşıması indirimi yapılıp yapılmayacağının da dikkate alınmasını istediklerini, belgeye dayanmayan soyut cenaze gideri talebini de kabul etmediklerini belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı gözetilerek; davalı … şirketi nezdinde sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın, dava dışı … isimli kişinin yönetimindeki başka bir araca çarpması neticesinde 04/07/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasının oluşumunda, sigortalı araç sürücüsü … tam kusurlu olduğu, kazada hayatını kaybeden … ve …’un davacıların evlatları bulunduğu, destek …’un ölümü sırasında bekar ve çocuksuz olduğu, …’ın ise evli ve çocuklu olmasına rağmen aynı kazada eşi ve çocuğunun da ölmesi nedeniyle geride sadece davacı anne ve babanın hak sahibi olarak kaldığı, bu nedenle ölen kişilerin hesaplamaya dahil edilmelerine gerek olmadığı görüşünden hareketle, 02/07/2018 günlü aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda,” 1-Davanın kısmen kabulü ile; Müteveffa …’un ölümü nedeniyle annesi …’a 47.603,46-TL, babası …’a 31.460,51-TL,2-Müteveffa …(…) … ölümü nedeniyle annesi …’a 47.172,03-TL, babası …’a 32.561,79-TL toplamı 158.797,79-TL tazminatın ve 4.000,00-TL defin masrafının dava tarihi olan 17.10.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine,” karar verilmiştir.Karara karşı, davalı … şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; müteveffa …’ın kaza tarihinde evli ve 1 çocuklu olduğu ve kazada hem eşini, hem de çocuğunu kaybettiği gerekçesiyle pay hesaplamasında, eş ve çocuğuna pay ayrılmamasının usulsüz bulunduğu, esasen pay hesaplamasının … bekar ve çocuksuz olarak ölmüş gibi değerlendirilerek yapılması gerektiğini, yani bekar bir çocuğun vefatı karşısında anne ve babanın destek zararı hesaplanırken, ölenin ileride evleneceği ve çocuklarının olacağı da gözetilerek yapılması gerektiğini, ayrıca varsayıma dayalı olarak yapılan destekten yoksun kalma tazminatları bakımından, 20 yıl sonraki destekliğin peşinen ödeneceği dikkate alınarak, Yargıtay içtihadları doğrultusunda bir miktar iskonto yapılması yoluna gidilmemiş olmasında da isabet olmadığı ve davacıların yıllar sonra görebilecekleri bir destek için faiz uygulanmasının da hatalı bulunduğu hususlarına yöneliktir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve defin giderlerinin tahsili isteğine ilişkindir.İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda;Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde; usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, hükme esas alınan 02/07/2018 günlü bilirkişi raporundaki TRH 2010 Yaşam Tablosu ve 1.8 teknik faiz (iskonto) gözetilerek yapılan hesaplamada, davacıların destek payları belirlenirken, 23 yaşında çocuksuz dul olarak vefat eden … (…)’ın 4 yıl içinde tekrar evlenebileceği, 1 yıl içinde birinci çocuğu, daha sonra ikinci bir çocuğu da olabileceği varsayımından hareket ederek düzenlenen 10/07/2017 günlü kök ve 01/08/2018 günlü ek rapordaki pay oranlarının aynen yansıtıldığı, diğer bir ifadeyle …’ın ileride sahip olacağı eş ve çocuklara ayrılması gereken payların gözetildiği belirlendiğine, bu bakımdan hükme esas alınan raporda herhangi bir değişiklik yapılmadığı anlaşıldığına, dolayısıyla hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı taraf aleyhine yapılan herhangi bir uygulama bulunmadığına, mahkemenin gerekçesinde belirttiği “ölen kişilerin hesaplamaya dahil edilmelerinin gerek olmadığı” şeklindeki açıklamanın garameten paylaşım yapılmasının gerekmediğine ilişkin bir açıklama niteliğinde olduğunun kabul edilmesi gerektiğine ve ayrıca hükme esas alınan bilirkişi raporunda zaten bilinen dönem için iskontosuz, bilinmeyen dönem için ise iskontolu hesaplama yapılmış bulunmasına ve haksız bir fiil sonucunda meydana gelen ölüm olayına dayanılarak açılan bir davada, dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuruda bulunulmuş olduğu da gözetildiğinde, dava tarihinden işletilecek yasal faize hükmedilmiş olmasında da davalı taraf aleyhine bir durum bulunmamasına göre; davalı … şirketi vekilinin yerinde olmayan tüm istinaf itirazlarının esastan reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/11/2018 gün ve 2016/1156 esas ve 2018/1219 sayılı kararına karşı davalı … şirketi vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca, istinaf yasa yoluna başvuran davalıdan alınması gerekli 11.120,72-TL nispi istinaf karar ve ilam harcıdan peşin olarak yatırılmış olduğu anlaşılan 2.781,00-TL’nin düşümü ile kalan 8.339,72-TL harcın davalı … şirketinden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; görülmekte olan davada davacıların ihtiyari dava arkadaşı olmaları ve ölen iki ayrı kişi bakımından ayrı ayrı destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulundukları dikkate alındığında, kesinlik sınırının her bir davacı için ve her bir destek için ayrı ayrı gözetilmesi gerektiğinden, HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 14/11/2019.