Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/902 E. 2021/954 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/902
KARAR NO: 2021/954
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/09/2018
NUMARASI: 2016/840 E.- 2018/900 K.
DAVA: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/06/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların ZMM sigortacısı, maliki ve sürücüsü bulunduğu … plaka sayılı aracın neden olduğu 17/04/2016 günlü trafik kazasında, kazaya karışan karşı araçta yolcu olarak bulunan …’un hayatını kaybettiğini, kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsü …’ın tam kusurlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla (belirsiz alacak), …’un ölümü ile desteğinden yoksun kalan davacı anne ve baba için 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 500,0-TL cenaze ve defin giderinin tüm davalılardan; davacı anne ve babanın her biri için 50.000,00-TL ve davacı kardeşlerin her biri için de ayrı ayrı 10.000,00-TL olmak üzere toplan 180.000,00-TL manevi tazminatın sigorta dışında kalan davalılardan, kaza tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen karar verilmesini talep etmiş; 08/08/2018 günlü bedel arttırım dilekçesi ile destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin istek miktarını 219.015,08-TL ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı … vekili cevabında özetle; davanın reddine karar verilmesini savunmuş, diğer davalılar ise yargılama oturumlarına katılmamış ve herhangi bir cevap sunmamışlardır. Davacılar vekili daha sonra dosyaya sunduğu 17/09/2018 günlü dilekçe ile; destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve defin giderlerine ilişkin taleplerinin, davalı … tarafından karşılandığını belirterek, maddi tazminata ilişkin olarak konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; maddi tazminata ilişkin davanın konusuz kaldığı, ancak “Davacıların yakını olan müteveffa …’un trafik kazasında vefat etmesi nedeniyle davacılarda oluşan elem ve üzüntünün derecesi, tarafların ekonomik sosyal durumları, paranın satın alma gücü, tazminata olay tarihinden itibaren faiz işletilecek olması, hukuka aykırılığın meydana geliş şekli, olaydaki tarafların kusur durumu, hükmedilecek tazminat miktarının manevi tazminat talep edenin zenginleşmesine sebebiyet vermemesi gerektiği gibi, tazminat ödeyecek kişinin de fakirleşmesine sebebiyet vermeyecek nitelikte olması gerektiğinden, istenilen manevi tazminat miktarının da fazla olduğu kanaati oluştuğu gerekçesiyle; “1-Maddi tazminat bakımından tarafların sulh olduğu anlaşılmakla karar verilmesine yer olmadığına, 2-Manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile; davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL ve davacı … için 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi 17/04/2016 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmek suretiyle davalı … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiştir. Kararın manevi tazminata ilişkin hüküm bölümüne karşı davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının son derece yetersiz olduğuna yöneliktir. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazası sonucunda meydana gelen ölüm olayına dayanılarak açılmış maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. Davacıların oğlu ve kardeşi olan …’un ölümü ile sonuçlanan 17/04/2016 günlü trafik kazasının oluşumunda, davalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, kazaya karışan karşı araçta yolcu olarak bulunan müteveffanın ve karşı araç sürücüsünün herhangi bir kusurunun bulunmadığı, talep konusu kazada … dışında iki kişinin daha hayatını kaybettiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı, adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda zararlandırıcı eylemin tarihi, olayın meydana geliş şekli, davacıların sayısı, aynı kazada birden çok kişinin hayatını kaybetmiş oluşu, kazada hayatını kaybeden diğer şahıslar nedeniyle de davalılar aleyhine dava açılmış olması, paranın alım gücü, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında, ölümle sonuçlanan taksirli eylem nedeniyle hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının yukarıda açıklanan ilkelere ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanmasına ilişkin kurala uygun bulunmasına göre; davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf itirazlarının reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar görülmekte olan davada ihtiyari dava arkadaşı konumunda olduklarından, karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca her birinden ayrı ayrı alınması gereken 59,30-‘şar TL maktu istinaf karar ve ilam harcının davacı … dışında kalan davacıların her birinden ayrı ayrı alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, – İstinaf yasa yoluna başvuru sırasında davacı … tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 44,40-TL’nin düşümü ile kalan 14,90-TL harcın da sözü edilen bu davacıdan davacı taraftan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine; 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından yapılan diğer giderlerin üzerlerinde bırakılmasına, HMK. m.353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.10/06/2021