Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/87 E. 2020/3795 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/87
KARAR NO : 2020/3795
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/04/2018
NUMARASI : 2016/482 E. – 2018/568 K.
DAVANIN KONUSU Tazminat (Rücuen Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/11/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından … numaralı no’lu kasko poliçesiyle sigortalanmış … plakalı aracın davalı şirketin sigorta teminatı altında olan … plakalı araçla 30/05/2014 tarihinde çarpıştığını ve hasar meydana geldiğini, davacı şirketçe ödenmiş olan 16.882,00-TL’nin davalıdan ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte tahsili yönünde huzurdaki davayı ikame etmiştir.Davalı davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; Davanın kısmen kabulü ile;16.130,00-TL’nin 22/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; 2918 sayılı KTK 97/1 maddesi uyarınca sigortacıya başvuru yapılmadığını, bu nedenle davanın HMK 115 maddesi uyarınca ön şart yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 30/05/2014 kaza tarihinde davacı tarafından kasko poliçesiyle sigortalanmış…. plakalı aracın davalı şirketin sigorta teminatı altında olan … plakalı araçla çarpıştığı ve hasar meydana geldiği, davacı şirketçe ödenmiş olan 16.882,00-TL’nin eldeki bu davada davalıdan rücuen ödenmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanunu’nun 5. maddesiyle değişik 97. maddesi ile zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceği belirtilmiştir.Yasal değişiklikle, zarar gören hak sahipleri ZMSS sigortacısına karşı artık doğrudan dava açamayacak olup yasa ile özel bir dava şartı getirilmiştir.Olayımızda, dava tarihi olan 02/05/2016 itibariyle 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlüktedir. Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. Bu amaçla, davacı vekiline yasada öngörülen başvuruya ilişkin eksikliği gidermesi için kesin süre verilmeli, sigorta şirketince 15 gün içinde cevap verilmemesi veya verilen cevabın talebi karşılamaması halinde bu yöndeki dava şartının yerine getirildiği kabul edilerek davanın esasına girip deliller toplanıp değerlendirilerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmeli, kesin süre içinde başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmemesi halinde ise bu kez dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmelidir.Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar doğrultusunda davacıya tamamlanabilir dava şartının yerine getirmesi için süre verilmeden, verdiği sürenin sonuçları beklenmeden ve oluşacak duruma göre bir karar verilmesi gerektiği düşünülmeden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi hali, HMK’nın 353/1-a/4 ile HMK’nın 353/1-a/6 hükmü kapsamındaki hali oluşturacağından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararlarının kaldırılması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-a/4 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan 275,46-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,HMK. m.353/1-a/4 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.26/11/2020