Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/867 E. 2021/77 K. 20.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/867
KARAR NO : 2021/77
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/09/2018
NUMARASI : 2014/318 E. – 2018/894 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/01/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; 27/06/2012 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında, …’a ait … plakalı kamyonun davacıların oğlu … yönetimindeyken frenin boşalması sonucu aracın hakimiyetini kaybettiğini ve dereye yuvarlanan araçta vefat ettiği, ve davacıların destekten yoksun kaldığını belirterek, , … plakalı aracı 23/03/2012 başlangıç tarihli Trafik sigortasının …tarafından sağlandığını, 24/03/2012 başlangıç tarihli zorunlu sigortasının ise … A.Ş tarafından sağlandığını beyan ederek çocuklarını yitiren davacıların 6100 Sayılı Yasanın 107. Maddesi uyarınca toplanacak delillere göre maddi destekten yoksun kalma ve maddi tazminat yönlerinden her biri için 7.000 TL olmak üzere toplan 14.000 TL’nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalılardan sigorta şirketleri için limit dahilinde kalmak üzere reeskont faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde ve özetle; … plakalı aracın … nolu ve 24/03/2012/2013 vadeli ZMMS poliçesinin kendilerince temin edildiğini, 225.000 TL poliçe limitiyle sorumlu olduklarını, davacıların davasının dayanaksız olduğunu, olaydaki kusurlu sürücünün anne ve babası olan davacıların talepte bulunamayacaklarını, kazanın alkollü içkinin etkisiyle meydana gelip gelmediğinin araştırılması gerektiğini, destekten yoksunluk hesabının uzman bilirkişi tarafından yapılması gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde ve özetle; … plakalı aracın 23/03/2012/2013 vadeli Birleşik Kasko Sigorta Poliçesini temin ettiklerini, İhtiyari Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesinin ZMMS poliçesinin limitinin üzerindeki durumlarda devreye girdiğini, genel şartların teminat dışında kalan haller bölümüne göre aracı sevk ve idare edenin uğrayacağı zararlar nedeniyle ileri sürülen taleplerin teminat dışı olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; ” Bir motorlu aracın işletilmesinin bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde araç işleteninin bu zarardan sorumlu olacağı düzenlendiğine göre, ilke olarak desteğin ölümünden veya desteğin sürücü olmaması ihtimalinde de işletenin kendi yasal sorumluluğu gereği bizzat işleten sıfatı ile sorumlu olduğu, dolayısıyla davacının yasal mirasçıları olarak ölen destek sürücüsünden talepte bulunma haklarının bulunmadığı, talepte bulunulması halinde bu talebin hukuken hayatın olağan akışına aykırı olacağı bunun sonucu davalıdan kendi desteklerinin sorumluluğu bulunduğu kaza nedeni ile talepte bulunamayacağı kabul edilmelidir. Yansıma yoluyla zarar görmüş olan destek tazminatı isteyenlerin, kendisine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olmaları mümkün değildir. Nitekim BK’nun 44/I. Maddesi ( TBK m. 55 sorumluluk hukuku), hiç kimse kendi kusurundan yararlanamaz ilkesine dayanmaktadır. Zararın artmasına veya doğmasına sebep olan kişi sonuçlarına da kendisi katlanmalıdır. Diğer bir deyişle, nasıl ki desteğin ölümü sebebiyle meydana gelen zararın yansıma yoluyla destek görenleri etkilediği kabul ediliyorsa, desteğin kusurlu davranışlarının da aynı şekilde destek görenlere yansıyacağının kabul edilmesi gerekir. Yine ha keza desteğin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu durumda da yansıma söz konusudur. Zira zarara uğramamak için gerekli özeni göstermeyen veya hatta zararın meydana gelmesini isteyen kimse, bu hareket tarzının sonuçlarına katlanmalı ve bu davranışının zararın meydana gelmesinde oynadığı role, etkisine ve derecesine göre zararı kısmen veya tamamen üzerine almalıdır. Çünkü kendi kusuruyla sebebiyet verdiği ya da artmasına neden olduğu ve ya kusursuz sorumlu olduğu zararın ödettirilmesini istemek Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenen doğruluk ve dürüstlük kurallarına aykırı olacaktır. O halde somut olayda objektif iyi niyet kurallarına (TMK m.2) göre; davacıların murisinin %100 tam kusurlu sayıldığı, kazaya ve zarara kendi kusuruyla sebebiyet verdiği zararın oluşumuna neden olduğu ve ölenin kendi sorumlu olduğu zararının ödettirilmesi meydana gelen kaza sonucu ölümü nedeni ile davacıların talep ettiği destekten yoksunluk tazminatından davalı kazaya karışan araç sigortalısı işletenin destek sürücünün tam kusurunun bulunması karşısında sorumlu olmadığı buna bağlı olarak da davalı … şirketlerinin sorumluluğunun bulunmadığı kabul edilmelidir. Tazminata hükmolunması için aranan yasal şartlar oluşmamıştır.” gerekçesi ile Davacıların davasının reddine, karar verilmiştir. Davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; zarar gören davacıların üçüncü kişi konumunda olduklarını ve taleplerinin kabulü yerine reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 27/06/2012 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında, davacıların desteği sürücünün kendi kusuru ile vefat ettiği, ve davacıların destekten yoksun kaldığı anlaşılmıştır.Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkin bulunmaktadır. 27/06/2012 olan kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken yasal mevzuat ve Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları dikkate alındığında; sürücü- işleten destek ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile ölmüş olsun, ölüm destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğuran bir sonuç olduğundan; desteğin kusurunun destekten yoksun kalanlara yansıtılamayacağı; araç sürücüsünün veya işleteninin tam kusurlu olması halinde dahi 3.kişi konumunda olan destekten yoksun kalan kişinin sigorta şirketinden tazminat isteme hakkına sahip olduğu konusunda duraksama bulunmadığına; bu durumda 3.kişi sıfatıyla dava açan destekten yoksun kalan kişi bakımından TBK’nun 135. maddesinde düzenlenen alacaklı-borçlu sıfatlarının birleşmesi durumunun da gerçekleşmemiş olmasına; kaza tarihinden çok sonra 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS genel şartlarının somut olayda uygulanma yerinin bulunmamasına göre, davacıların taleplerinin ZMMS ve İMMS sigorta poliçeleri teminatı kapsamında kaldığı, gözönünde tutulduğunda, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile kararın HMK 353/1-a/6 maddesi uyarınca kaldırılması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,HMK. m.353/1-a/6 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.20/01/2021