Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/849 E. 2021/1203 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/849
KARAR NO: 2021/1203
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 27/12/2018
NUMARASI: 2017/1011 E., 2018/1310 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/07/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 08/02/2017 harç tarihli dava dilekçesinde; 15/11/2016 tarihinde davalı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı … plaklı aracın sürücüsü davalı …’nın kusuru nedeniyle yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, davacılardan …’nın bir ayağının kesilmesi suretiyle malül kaldığını, davacılardan … için 10.000 TL maddi tazminat ve … için 100.000 TL manevi, diğer davacıların her biri için ayrı ayrı 50.000’er TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların davadan evvel şirketlerine başvurmadıklarını, ZMMS poliçesine 01/06/2015 tarihinden sonra gerçekleşen kaza olduğundan 14/05/2015 tarihli genel şartların uygulanacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul etmediklerini, kusurun kendisinde bulunmadığını, … plakalı aracın kendi aracına çarpması sureti ile olayın vuku bulduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; MADDİ TAZMİNAT TALEBİ BAKIMINDAN dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ BAKIMINDAN, davanın kısmen kabulü ile 80.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 15/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacı …’ya VERİLMESİNE, -30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 15/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacı …’ya VERİLMESİNE, -30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 15/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacı …’ya VERİLMESİNE, -Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE karar verilmiş, verilen karar davalı … vekili tarafından süresinde istinaf edilmiştir. Davalı … vekilinin istinaf sebepleri; ceza mahkemesince verilen kararın müvekkili tarafından istinaf edilmesi nedeniyle henüz kesinleşmediğini, kusurun tamamının müvekkilinde olmadığını, hükmedilen manevi tazminatta mahkemenin müvekkilinin sosyal ve ekonomik durumunu dikkate almadığını ve hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğu hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen dikkate alınması gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 15/11/2016 tarihinde davalı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı … plaklı aracın malik ve sürücüsü olan davalı …’nın sevk ve idaresinde iken meydana gelen trafik kazasında, davacılardan …’nın yaralandığı, bir ayağının kesilmesi suretiyle malül kaldığı, olayda davalı sürücü …nın tam kusurlu olduğu, anlaşılmıştır. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir” şeklindedir. Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. TBK’nun 56/2. maddesinde, ağır bedensel zarara uğrayan kişinin yakınlarının uğradıkları zararlar düzenlenmiştir. Bu gibi kimselerin, yakınlarına duygusal bağları açısından, bir yakının bedensel bütünlüğünün ihlalinde, doğrudan doğruya kendi kişilik hakkı açısından saldırıya uğradığı ve bu nedenle manevi tazminat isteyebileceği kabul edilmiştir. Bir kimsenin cismani zarara maruz kalması durumunda onun (ana, baba, eşler, kardeş, nişanlı gibi) yakınlarından birinin aynı eylem nedeniyle hukuken korunan ruhi ve asabi sağlık bütünlüğü ağır bir şekilde haleldar olmuşsa, onlar da manevi tazminat talep edebilirler. Çünkü bu durumda onların zararları ile haksız eylem arasında illiyet bağı vardır ve zararlarının niteliği itibariyle onların da ihlal edilen normun (56. maddenin) koruma alanı içinde bulunduklarının ve hukuka aykırılık bağının gerçekleştiğinin ve manevi tazminat talep edebileceklerinin kabulü gerekir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Somut olayda davacı …’nın sağ diz altından bacağının kesilmesi nedeniyle organlarından birinin işlevini yitirdiği, bu surette başka birinin bakımına muhtaç olduğu, davacı anne ve babanın olay tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı TBK’nun 56/2. maddesi uyarınca çocuklarının ağır yaralanması nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunduğu, davaya konu olayın anne ve baba da manevi zarar doğuracağı açık olup davacı anne … ve baba … yararına manevi tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gibi, kazanın meydana geldiği tarih, kusur durumu, davacı …’ın raporu, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı yerindedir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle ATK Trafik İhtisas Dairesinin raporundaki kusur dağılımının oluşa uygun olması sebebiyle benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, manevi tazminatın takdirinde TBK.nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre, davalı … vekilinin istinaf sebeplerinin HMK.nun 353/1-b/1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/12/2018 tarih ve 2017/1011 E., 2018/1310 K. sayılı kararına yönelik davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 9.563,40-TL harçtan peşin yatırılan 2.390,00-TL nispi karar ilam harcının düşümü ile 7.173,40 nispi karar ilam harcının istinaf eden davalı …’dan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, HMK. nun 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. nun 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.08/07/2021