Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/844 E. 2021/1202 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/844
KARAR NO: 2021/1202
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/12/2018
NUMARASI: 2015/139 E., 2018/1298 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/07/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili 22/01/2015 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; 24.09.2014 günü Kadıköy … mahallesi … caddesinde davalılara ait … plakalı otobüsün davacıların murisi …’a çarparak ölümüne neden olduğunu, ölenin 68 yaşında ve emekli olduğunu, davalı şirkete ait otobüsün ZMMS sigortasının 268,000.00 TL teminat limitine sahip olduğunu, zararın poliçe kapsamında olduğunu, davalıya ihtarname gönderildiğini ancak 8 gün içinde cevap verilmediğini ve ödeme yapılmadığını, davacı …’ın eşinin desteğinden yoksun kaldığını, manevi acı çektiğini belirterek, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile zorunlu mali mesuliyet sigorta alacağına ilişkin olarak HMK.nun 107.maddesi gereğince şimdilik eşini kaybeden davacı … için 500 TL destekten yoksun kalma tazminatının 13/11/2014 temerrüt itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsiline, davacı … için 30.000,00 TL, diğer davacıların her biri için ayrı ayrı 15.000,00’er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte işleten ve sürücü olan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı İETT vekili cevap dilekçesinde özetle; olayda ölenin asli kusurlu olduğunu, duran aracın arkasından çok hızlı yola fırladığını, olayın meydana gelişinin kamera görüntüleriyle sabit olduğunu, yayaların karşıdan karşıya geçerken saygısızca davranmalarının yasak olduğunu, destekten yoksun kalma tazminatı bakımından davacının ekonomik ve sosyal durumunun araştırılması gerektiğini, herhangi bir kurumdan tazminat veya maaş bağlanıp bağlanmadığının araştırılması gerektiğini, manevi tazminatın zenginleşme aracı olmaması gerektiğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın davalı şirkete ZMMS poliçesiyle 20.03.2014/2015 vadeli sigortalı olduğunu, davadan önce müvekkili şirkete baş vurulduğunu, ancak gerekli belgeler tamamlanmadan evrak ikmali aşamasında dava açıldığını, kazanın meydana gelmesinde davacıların murisinin %100 oranında kusurlu olduğunu ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların murisinin kendisine kırmızı yanmasına rağmen sağını solunu kontrol etmeden karşıdan karşıya geçmeye çalıştığını, davacının murisinin olayda %100 kusurlu olduğunu, tutanakta kendisine hızlı seyrettiği için kusur yüklenmişse de olayda kusurlu olmadığını, yeşil ışık yandığında harekete geçtiğini, kamera görüntülerine göre de kusurunun olmadığını, olaya ilişkili CD ve diğer delillerin İstanbul Anadolu 63. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/1560 esas sayılı dosyasında olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; 1-18.309,04 TL destek tazminatının 13/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine,2-Davacı … için 15.00,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL manevi tazminatın 24/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve davalı İETT’den tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, verilen karar davalı …vekili, davalı … vekili ile davalı İETT vekili tarafından süresinde istinaf edilmiştir.Davalı … vekilinin istinaf sebepleri; müvekkilinin kusursuz olduğu, ceza mahkemesinde müvekkilinin kusursuz olması nedeniyle beraat ettiği, kusurla ilgili İTÜ heyetinin CD görüntülerini izlemeden rapor verdiği, bu nedenle bu raporun yeterli olmadığı, davacı eşin ve müteveffanın kaza esnasında emekli yaşında olduğu, emekli maaşı alıp almadığının araştırılmadığı, bakiye yaşam süresinin fazla hesaplandığı, davacının ıslahla talep ettiği kısmın zamanaşımına uğradığı, manevi tazminatın fahiş olduğu hususlarına ilişkindir. Davalı İETT vekilinin istinaf sebepleri; hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş, tazminatı cezaya dönüştürücü ve sebepsiz zenginleşmeye neden olacak nitelikte olduğu hususlarına ilişkindir. Davalı …vekilinin istinaf sebepleri; kısa karar ile gerekçeli kararın farklı ve hatalı olduğu, hükme esas alınan kusur oranlarının hatalı olduğu hususlarına ilişkindir.İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 24.09.2014 tarihinde davalı İETT’ye ait diğer davalı …ye ZMM Sigortası ile sigortalı, davalı …’nın sevk ve yönetimdeki … plakalı otobüsün davacıların murisi …’a çarparak ölümüne neden olduğu, davacı …’ın eşinin desteğinden yoksun kaldığı, manevi acı çektiği, ölenin 68 yaşında ve emekli olduğu, davalı … şirketine başvurulmasına rağmen ödeme yapılmadığı, davalı sürücünün birbirini teyit eden İTÜ heyetinin 28/04/2017 tarihli ve yine farklı İTÜ heyetinden; kaza tespit tutanağı, kazaya ait kamera kayıtları, tanık ifadeleri ve diğer bilirkişi raporlarının da değerlendirmeleri sonucu alınan 28/05/2018 tarihli kusurla ilgili raporundan davalı sürücü …’nın olayda %25 kusurlu olduğu anlaşılmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, kusur durumu, kazada ölenle davacıların olan yakınlıkları, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarları yerindedir. Neticede; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, davacının davadan önce yeterli belgeler ile davalıya başvurmuş bulunmasına, kazanın 24/09/2014 tarihinde meydana gelmiş olmasına, davanın zaman aşımı süresi içerisinde HMK 107.maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olarak açılmasına, daha sonra yargılama sırasında 13/06/2018 tarihinde bedel arttırımı yapılmasına, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen ve birbirini teyit eden uzman bilirkişi heyet raporlarındaki belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, tazminat miktarı yönünden kısa karar ile gerekçeli karardaki hüküm fıkrası arasındaki farklılığın mahkemece tashih edilmiş olmasına, manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre, davalı …vekili, davalı … vekili ile davalı İETT vekilinin istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü uyarınca esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/12/2018 tarih ve 2015/139 E., 2018/1298 K. sayılı kararına yönelik davalı … vekili, davalı … vekili ve davalı İETT vekilinin istinaf başvurularının HMK.nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Maddi tazminat yönünden davalı …’dan alınması gereken 6.831,00-TL harçtan davalı … tarafından yatırılan 769,00-TL harcın düşümü ile 6.062-TL harcın davalı …’dan alınarak Hazineye gelir kaydına, Davalı …’den alınması gereken1.250,69-TL harçtan peşin alınan 312,67-TL harcın düşümü ile bakiye 938,02-TL harcın davalı …’den alınarak Hazineye gelir kaydına, 3-Manevi tazminat yönünden alınması gereken 2.390,85-TL harçtan peşin yatan 768,50-TL harcın düşümü ile bakiye 1.622,35-TL harcın davalılar İETT ve …’dan alınarak Hazineye gelir kaydına, 4-Duruşma yapılmadığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Yasa yoluna başvuran taraflarca yapılan giderlerin kendi üzerilerinde bırakılmasına, HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.08/07/2021