Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/843 E. 2021/1058 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/843
KARAR NO: 2021/1058
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/07/2018
NUMARASI: 2017/155 E. 2018/794 K.
DAVANIN KONUSU: Maddi Hasarlı Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/06/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 17/02/2017 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; davalıların işleteni ve ZMM sigortacısı olduğu … plaka sayılı aracın davalı …’ın sevk ve idaresindeyken, davacının malik ve sürücüsü olduğu … plakalı kamyonete tam kusurlu olarak arkadan çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazasının gerçekleştiğini, bu kaza neticesinde davacıya ait araçta 22.184,50-TL hasar ile değer kaybı meydana geldiğini beyanla, hasar bedeli ile 100,00-TL değer kaybının davalılardan müştereken ve müteselsilen kaza tarihinden itibaren itiraben işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, mümkün değilse müvekkilinin aracının zaten davalı … şirketi nezdinde kasko sigortalısı olması nedeniyle 22.184,50-TL hasar bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.Davalı … cevap dilekçesinde özetle; olay günü olan 10/11/2016 tarihinde kendi adına tescilli … plakalı aracın dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki iken tünel altında geldiğinde tahmini 20-25 km hızla giderken davacıya ait … plakalı aracın frene basması nedeniyle bu araca arkadan hafif şekilde çarptığını, davacı aracının kasa demirinde hafif bir hasar meydana geldiğini, bu hafif eğilme sebebiyle araç sürücülerinin tutanak dahi tutmaya gerek duymadıklarını, kendi aracında dahi bu temas nedeniyle 200,00-TL’lik bir hasar oluştuğunu, davacı aracında gözle görülür bir hasar oluşmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın ZMMS poliçesi kapsamında müracaatının dinlenilmeyeceğini, zira olayda kusurun net olmadığını, yapılan araştırmada arkadan çarpmanın davacının aracının kupasını ileri itecek şiddette olmadığının tespit edildiğini, davacı aracının kasko sigortasının müvekkili tarafından yapılmış olsa bile … A.Ş’nin rehin kaydı sebebiyle davacının dava ehliyeti olmadığını, meydana gelen hasarın çarpma ve kaza ile uyumlu olmadığını, kazadan sonra 2-3 km yol giderek hasarın büyümesine davacının sebep olduğunu, faizinde fahiş olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Açılmış olan dava üzerine ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davacıya ait araçta ki motor-mekanik hasarının trafik kazasından kaynaklanmadığı, bu nedenle davalı işleteninin ve ZMM sigortacısının sorumluluğunun doğmayacağı, trafik kazasından kaynaklanan davacının aracının arka kısmında ki hasarın, davalı anlatımlarından ve hasar fotoğraflarından, ayrıca kazaya ilişkin kaza tespit tutanağı tutulmamasından davacının bu hafif eğiklik sebebiyle olay anında bir talebinin olmayarak yoluna devam ettiği, kaza anında tutanak tutmayıp tarafların rızalı bir şekilde olay mahallinden ayrılarak yollarına devam ettikleri, bu davranışın davacının affı mahiyetinde olduğu, bu sebeple kaza neticesinde davacının aracından tespit edilen 250,00-TL’lik hasardan davalıların sorumlu olmayacağı, davacının aracında ki motor-mekanik hasarının, kazanın kasko sigortasının kapsadığı tarih aralığında meydana gelmesi kasko poliçesinin incelenmesinde araçta ani ve beklenmedik bir şekilde meydana gelen motor-mekanık hasarının kasko poliçesi kapsamı dışında sayılmasını gerektiren herhangi bir sözleşme maddesinin bulunmaması nedeniyle kasko sigorta poliçesi kapsamında davalı … şirketinin sorumlu olacağı kanaatiyle, -davanın davalı … yönünden reddine, -terditli davanın kasko sorumluluğu kapsamında davalı … Sigorta A.Ş yönünden kabulüne, -22.184,50-TL hasar tazminatının 30/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı ve davalı … şirketi vekili tarafından süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf sebepleri; davanın öncelikle Zorunlu Trafik Sigortası yönünden kabulü gerekirken kasko sigortası yönünden kabulünün hatalı olduğu, araç değer kaybı zararının giderilmediği, hasarın az görünmesinin çarpan aracın hızının düşük olduğunu göstermeyeceği, duran bir araca arkadan en az 50-60 km hızla çarpan bir başka aracın kasayı yerinden hareket ettiremeyeceğini söylemenin hatalı bir yaklaşım olduğu, hususlarına ilişkindir. Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf sebepleri; davacıya ait araçta meydana gelen motor-mekanik hasardan müvekkili sigorta şirketinin kasko poliçesi kapsamında bir sorumluluğunun bulunmadığı, Ticaret Kanunu ve Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları gereği sigortalı …’un zararın önlenmesi veyahut azaltılması amacıyla gerekli koruma önlemlerini alması gerekirken herhangi bir koruma tedbiri almaksızın yola devam etmesi nedeniyle oluşan hasar bakımından müvekkili şirketin bir sorumluluğunun bulunmadığı, müvekkili şirket tarafından yapılan araştırmada kaza yeri ile aracın stop ettiği yer arasında yaklaşık 2 km olduğunun tespit edildiği, bilirkişinin raporunda çarpmanın şiddetinin düşük olduğu, davacının aracının seyirine devam etmesi üzerine hasarın büyüdüğünü tespit edildiği, bu nedenle hasardan sorumlu olmadıkları, davacının avans faizi talep etmesinin hukuka aykırı olduğu, davacı yanın aktif dava ehliyeti bulunmadığı, … Finansman A.Ş’nin dain-i mürtehin olduğu, davaya açık, yazılı kayıtsız ve şartsız muvafakati olmamasına rağmen yargılamaya devam edilmesinin hukuka aykırı olduğu, müvekkili şirketin temerrütünün bulunmadığı, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleriyle kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme sonunda; Elde ki dava, trafik kazası nedeniyle araç maliki ile ZMM sigortacısından araç hasar bedeli ile değer kaybı tazminatı, terditli olarak kasko sigorta poliçesi kapsamında hasar tazminatı istemine ilişkindir. Dosya içeriğinden; davalı …’a ait … plaka sayılı aracın dava dışı …’ın sevk ve idaresinde seyir halinde iken, davacının malik ve sürücüsü olduğu … plakalı kamyonete arkadan çarpması neticesinde 10/11/2016 tarihinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, davalı … Sigorta A.Ş’nin davalıya ait aracın ZMM sigortacısı ve aynı zamanda davacıya ait aracın kasko sigortacısı olduğu, davacının ZMM sigorta poliçesi kapsamında kaza sonrası aracında oluşan hasar bedeli ile değer kaybının tahsilini davalılardan, olmadığı takdirde terditli olarak hasar bedelinin kendi kasko sigortası kapsamında davalı … şirketinden tahsilini talep ederek eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır. HMK’nın 281.maddesinde tarafların bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri, mahkeme bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için bilirkişiden ek rapor alabileceği, ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla tekrar inceleme yaptırabileceği, HMK’nın 282.maddesinde hakimin bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerledireceği düzenlenmiştir. Bilirkişi raporu kural olarak hakimi bağlamaz. Hakim raporu serbestçe takdir eder. Raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa veya bilirkişi raporu kendi içerisinde çelişkili ise hakim çelişkiyi gidermeden karar veremeyeceği gibi yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak ta karar veremez. Yine mahkemece bilirkişi raporlarından farklı bir kanaate ulaşılması ve bu kanaat gereğince karar verilmesi halinde de, ulaşılan sonucun gerekçesinin yürürlükte ki mevzuata ve bilimsel verilere göre açıklanması zorunludur. İlk derece mahkemesi tarafından görüşüne başvurulan bilirkişi İTÜ Makine Fakültesi Öğretim Üyesi Makine Mühendisi Doç.Dr. … tarafından; davalı sürücünün meydana gelen kazada tam kusurlu olduğu, davacıya ait araçta 250 TL hasar oluştuğu, değer kaybının bulunmadığı, davacıya ait kamyonet ile ilgili olarak teknik yetersizliğin söz konusu olduğu, çarpışmadan sonra araç kasasının şase üzerinde kayması sonucu gelişen mekanik hasarlardan davalıların sorumlu tutulamayacağı yönünde görüş açıklandığı, Sigorta Tahkim Hakemi bilirkişi … tarafından ise; davacıya ait … plakalı aracın motor kısmında oluşan hasarın, … plakalı aracın … plakalı araca arkadan hafifçe çarpmasından sonra araç kasasının ileri doğru kaymasından kaynaklandığı hususunun hem bilirkişi tarafından hem de yetkili servis uzmanlarınca belirlenmiş olması karşısında aracın motor ve yürüyen aksamında oluşan bu hasarın hem kasko hem de trafik sigortası kapsamında oldugu, olayda her iki sigorta açısından teminat dışı herhangi bir durum bulunmadığı, değer kaybının ancak trafik sigortası kapsamında istenebileceği, kasko sigortası kapsamına girmeyeceği yönünden görüş açıklandığı anlaşılmıştır. Açıklanan bilirkişi raporları çelişkili olduğundan, bu çelişki giderilmeden ve davacının aracında ki hasarın nasıl oluştuğu tam olarak tespit edilmeden istinafa konu kararın verilmesi yerinde olmamıştır. Bu suretle hasar tespiti konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetinden raporlar arasında ki çelişkiyi giderecek şekilde rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Hal böyle olunca da istinaf eden davacı ve davalı … şirketi vekilinin istinaf isteminin kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6.maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, diğer istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ilişkin aşağıda yazılı olduğu biçimde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-)Davacı vekili ve davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi hükmü uyarınca kaldırılmasına, 2-)Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine, 3-)Kaldırma/gönderme gerekçesi gözetildiğinde davacı vekili ile davalı … Sigorta A.Ş vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına, 4-)İstinaf yoluna başvuran davacı ve davalı … Sigorta A.Ş tarafından peşin yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde kendilerine iadesine, 5-)Duruşma yapılmadığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-)İstinaf yasa yoluna başvuran davacı ve davalı … Sigorta A.Ş tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, HMK’nın 353/1-a/6. maddesi hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 24/06/2021