Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/797 E. 2021/81 K. 20.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/797
KARAR NO: 2021/81
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/04/2018
NUMARASI: 2015/853 E. – 2018/427 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/01/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketine sigortalı … plaka nolu aracın 18/05/2013 tarihinde karıştığı kazada müvekkilinin sakat kaldığını, müvekkilinin … plaka nolu aracın sürücüsü olduğunu, müvekkilinin kaza sonucu hem geçici ve hemde kalıcı sakatlığı mevcut olduğundan bahisle doğan maddi zararının tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında dava dilekçesini tekrar etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesine özetle; … plaka nolu aracın müvekkili şirket nezdinde trafik sigortalı olduğunu, davacı tarafın sigortalı araç sürücüsü ile anlaştığından da va hakkı bulunmadığını ve davanın reddi gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün kazada kusurunun olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin trafik kazası nedeniyle doğan zararın tazmini talebi olduğu, davacı tarafça kaza neticesinde yaralandığından bahisle doğan maddi zararının tazmininin talep edildiği, davalı tarafça, davacının davadan önce dava dışı ara sürücüsü ile uzlaştığından bahisle davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. Kazaya ilişkin olarak Bucak Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yapılan soruşturma sırasında davacı ile dava dışı sigortalı araç sürücüsünün uzlaştıkları ve soruşturmanın uzlaşma ile sonuçlandığı, davacının araç sürücüsünden herhangi bir tazminat talebinde bulunmadığını beyan ettiği ve davalı … bakımından tazminat hakkını saklı tuttuğuna ilişkin herhangi bir beyanda bulunmadığı, ayrıca 5271 sayılı yasa hükmüne göre yapılan ve Cumhuriyet Savcısı tarafından onanan uzlaşmanın hukuki sonucu olarak davacının işlenen suç nedeniyle tazminat davası açamayacağı ve CMK’nın 253/19.maddesi dikkate alınarak davacının tazminat talep hakkı bulunmadığı ve davanın reddi gerektiği” gerekçesi ile; Davanın reddine, karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığını, zararının giderilmediğini, uzlaşma tutanağının geçersiz olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 18/05/2013 kaza tarihinde davalı … şirketine sigortalı … plaka nolu aracın karıştığı kazada davacının yaralanarak malul kaldığı anlaşılmıştır. Dava trafik kazası nedeniyle malûliyet talebi ile tazminatı isteğine ilişkin bulunmaktadır. Olaya ilişkin olarak açılan Bucak Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2013/1298 sayılı soruşturma dosyasında, savcılık tarafından, Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 253 üncü maddesi kapsamında, uzlaştırma faaliyetlerinde bulunulmuş, kazadaki yaralanma nedeniyle davacının herhangi bir maddi talebinin bulunmadığı konusunda tarafların uzlaştıklarına dair 20/07/2013 tarihli uzlaştırma raporu düzenlenmiş, Cumhuriyet Savcısınca uzlaştırma raporu onaylanmış ve Bucak Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 23/07/2013 tarihli kararıyla kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği anlaşılmış ise de, davalı tarafın dayanağını oluşturan 20/07/2013 tarihli uzlaşma raporu incelendiğinde, bu tarih itibariyle davacının maluliyet durumunu belirleyen bir raporun düzenlenmemiş olduğu, uzlaşmanın sonuçları hakkında da davacıya yeterli ve açık bir bilgi verilmediği, davacı ile telefon ile görüşüldüğü sadece “uzlaşmanın anlam ve sonuçları anlatıldı” şeklinde soyut bir ifade ile yetinildiği görülmektedir. Bu durumda, söz konusu uzlaşma raporunun yasanın aradığı anlam ve nitelikte bir uzlaşma kapsamında bulunmadığı, diğer bir ifadeyle davacının şartlarını ve sonuçlarını tam olarak kavrar bir biçimde özgür iradesiyle yaptığı bir anlaşma niteliği taşımadığı gibi, davacının uğramış olduğu maluliyet zararının giderilmesine ilişkin bir belge niteliğinde de bulunmamaktadır. Bu nedenle söz konusu uzlaşma tutanağına istinaden CMK 253/19. maddesi gereğince davacının tazminat talebinin reddine karar verilmesi hatalı bulunmaktadır. Bu itibarla davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerektiği, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HMK 353/1-b/2 maddesi uyarınca kararın kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulması sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1- İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/04/2018 tarih ve 2015/853 E., 2018/427 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin HMK 353/1/b-2 maddesi uyarınca KABULÜNE, 1/1- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 44,40-TL nispi karar ve ilam harcının istek halinde iadesine, 1/2- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 1/3- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına, 2- İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/04/2018 tarih ve 2015/853 E., 2018/427 Ksayılı kararının KALDIRILMASINA, 2/1-Davanın kabulü ile 38.339,46-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 2/2- Alınması gereken 2.618,96-TL harçtan peşin yatırılan 165,90-TL nispi karar ilam harcınınn düşümü ile 2.453,06-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 2/3-Davacı tarafından yapılan bilirkişi, tebligat ve tezkere gideri olarak 815,00-TL yargılama gideri ile 27.20-TL peşin harç ve 130,00-TL ıslah harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2/4-Davacı lehine davanın kabul edilen kısmı üzerinden AAÜT uyarınca taktir edilen 5.750,92- TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya
verilmesine, 2/5- Tarafların kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve istek halinde kendilerine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 42 nci maddesi ile değişik HMK.m.362/1-a hükmü gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.20/01/2021