Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/791 E. 2021/833 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/791
KARAR NO : 2021/833
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/11/2018
NUMARASI : 2015/1030 E. – 2018/1042 K.
DAVA: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/05/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların ZMM sigortacısı, maliki ve sürücüsü bulunduğu … plaka sayılı kamyonun, geri manevra sırasında bisikleti ile seyir halindeki davacı küçük … çarpması neticesinde meydana gelen 21/02/2014 günlü trafik kazasında küçüğün yaralanarak sakat kaldığını, sigorta şirketine yapılan başvuru sonucunda 14.500,00-TL ödeme yapılmış ise de, bu ödemenin gerçek zararı karşılamaktan uzak kaldığını ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklık kalmak kaydıyla 5.000,00-TL iş göremezlik tazminatının kaza tarihinden işletilecek avans faiziyle birlikte tüm davalılardan, ayrıca davacı küçük … için 15.000,00-TL, davacı anne ve babanın her biri için ayrı ayrı 5.000,00-TL olmak üzere toplam 25.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte sigorta dışında kalan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş; 26/10/2018 günlü dilekçe ile de davalı … A.Ş ile aralarında düzenlenen sulh protokolü uyarınca maddi tazminata ilişkin zararlarının karşılandığını, bu nedenle davalı … yönelik davalarından feragat ettiklerini açıklamıştır. Davalı sigorta şirketi vekili cevabında özetle; davanın reddine karar verilmesini savunma, diğer davalılar vekili ise cevap dilekçesinde özetle; kazanın oluşumunda tüm kusurun davacı küçük … ait olduğunu, bu nedenle vekil edenlerinin sorumluluğu yoluna gidilemeyeceğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda; dava konusu trafik kazasının oluşumunda davalı araç sürücüsü … tam kusurlu olduğu, davacı küçük … yaralanmasına bağlı olarak %30 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği, iyileşme süresinin ise 6 aya kadar uzayabileceği benimsenmek ve maddi tazminata ilişkin davacı yanın 26/10/2018 günlü dilekçesinde beyanı gözetilmek suretiyle; “1- Maddi tazminata ilişkin davanın feragat nedeniyle reddine, 2-Manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile davacı … için 10.000 TL, davacı … için 5.000 TL, davacı … için 5.000 TL olmak üzere toplam 20.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21.07.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve … Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiştir.Karara karşı davalılar …. San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; davacı tarafın, maddi tazminata yönelik davalarından feragat nedeniyle reddedilmiş olsa da, olayla ilgili olarak Büyükçekmece 1. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen 2015/582 Esas sayılı ceza yargılamasına ilişkin dosya kapsamından alınan ATK Trafik ihtisas Dairesince düzenlenen 17/07/2018 günlü raporda; vekil edenlerinden … tali kusurlu olduğu belirtildiği halde, eldeki dava dosyasında yine aynı kurumdan alınan ve … tam kusurlu olduğunu belirtir rapor arasındaki çelişki giderilmeden ve kusur durumu netleştirilmeden 15/12/2017 günlü raporun hükme esas alınması sonucunda manevi tazminata ilişkin talebin kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğuna yöneliktir.İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.Somut olayda davacı taraf, kazanın meydana gelmesinde davalı tarafın tam kusurlu olduğunu ileri sürmüş, davalı taraf ise kazanın oluşumunda herhangi bir kusurlarının bulunmadığını, tüm kusurun davacı küçük … olduğunu savunmuştur. Görülmekte olan davanın yargılaması sırasında ATK Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen 15/12/2017 günlü raporda, tüm dosya kapsamı, beyanlar, kaza tespit tutanağı, kaza anı görüntü CD’si ve CD izleme tutanağı değerlendirilerek, kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, davacı küçüğün ise herhangi bir kusurunun bulunmadığı sonucuna varılmıştır.15/12/2017 günlü kusur raporuna karşı davalılar vekili tarafından 25/04/2018 günlü dilekçe ile itiraz edilerek, dosyanın kusur incelemesi yapılmak üzere ATK Genel Kuruluna gönderilmesi istemiş, mahkemece bu istek 26/04/2018 günlü duruşma oturumunda değerlendirilerek 15/05/2017 günlü kusur raporu ile ceza mahkemesinden alınan mevcut kusur raporları arasındaki çelişkilerin giderilmesi için dosyanın Karayolları Fen Heyetine tevdi edilmesine karar verilmiş ve bu inceleme için gerekli giderin davalılar vekilince 3 hafta içerisinde karşılanması için kesin süre verilmiş ve ara karar gereği yerine getirilmediğinden 19/07/2018 günlü duruşma oturumunda ara kararın taraflara tebliğ edildiği, ancak bilirkişi ücretinin yatırılmadığı belirtilerek dosyanın hesap bilirkişisine tevdiine karar verilmiş, davalılar vekili bu defa 22/11/2018 günlü dilekçe ile Büyükçekmece 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/582 Esas sayılı dosyası kapsamında ATK Trafik Dairesince düzenlenen ve dilekçeye eklenen 17/07/2018 günlü kusur raporunda, vekil edeni … tali dereceden kusurlu olduğunun belirtildiği, bu durumda aynı trafik ihtisas dairesince düzenlenen iki farklı rapor olduğunu belirterek, bu raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi talebinde bulunmuş ve aynı günlü son duruşma oturumunda manevi tazminata ilişkin talebin reddine karar verilmesi istenilmiştir.Büyükçekmece 1. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen ceza yargılamasına ilişkin dosya kapsamında ATK Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen 17/07/2018 günlü raporda; kazanın meydana gelmesinde mağdur küçüğün asli, sanık araç sürücüsünün ise tali kusurlu olduğu sonucuna varılmış olduğu ve Büyükçekmece 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 13/11/2018 gün 2015/582 E,-2018/985 sayılı kararla sanık … taksirli eylem sonucunda küçük … yaralanmaya sebebiyet verdiği sonucuna varılarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve bu kararın itiraz edilmeksizin 26/11/2018 tarihinde kesinleştiği dosya kapsamından ve UYAP sorgusundan anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca, görülmekte olan dava sırasında ATK Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen ve hükme esas alındığı anlaşılan 15/12/2017 günlü kusur raporu ile ceza yargılaması sırasında temin edilen ve yine ATK Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen 17/07/2018 günlü kusur raporu arasında kazanın meydana gelmesinde taraf kusurlarının ne oranda bulunduğuna ilişkin değerlendirmelerde farklılık bulunmakta ise de; kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün kusurlu bulunduğu konusunda (az veya çok) bir çelişki mevcut değildir.Kaldı ki, TBK’nun 74. maddesi”Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.” hükmünü taşımakta olup bu açık düzenlemeden de anlaşılacağı üzere hukuk hakimi, ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporları ile bağlı değildir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı, adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Bu açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, davalı taraf yargılama sırasında kazanın meydana gelmesinde hiç kusurları olmadığını kanıtlayamadıklarına göre; zararlandırıcı eylemin tarihi, kazaya karışan araçın ticari araç niteliğinde oluşu, kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsü davalı … ( az veya çok) kusurlu bulunuşu, mağdurun yaşı, yaralanmasının niteliği, oluşan maluliyetin oranı, diğer davacıların mağdur küçükle yakınlık dereceleri, paranın alım gücü, tarafların dosyaya yansıyan sosyo ekonomik durumları dikkate alındığında, yaralanma ile sonuçlanan taksirli eylem nedeniyle manevi zarar gördükleri belirgin olan davacılar yararına yazılı biçim ve şekilde tazminata hükmedilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığına ve hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının da yukarıda açıklanan ilkelere ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanmasına ilişkin kurala uygun olmasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf itirazlarının reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davalılar …San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalılardan karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca alınması gereken 1.366,20-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, istinaf yasa yoluna başvuru sırasında peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 341,55-TL’nin düşümü ile kalan 1.024,65-TL harcın bu davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine; 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalılar … San. Ve Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 20/05/2021