Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/79 E. 2020/3794 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/79
KARAR NO: 2020/3794
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/09/2018
NUMARASI: 2015/283 E. – 2018/932 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/11/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların oğlu …’nın 14/10/2013 tarihinde davalı …’ın hakimiyetindeki … plakalı araç ile seyir halinde iken tek taraflı trafik kazası sonucu hayatını kaybettiğini, davacıların destekten yoksun kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla davacı … lehine 7.500 TL, ( ıslah ile 31.936,76-TL) davacı … lehine 7.500 TL ( ıslah ile 31.936,76-TL) destekten yoksun kalma tazminatının davalı …Ş. açısından teminat limitleri dahilinde kalmak suretiyle haksız fiilin gerçekleştiği tarihden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte her üç davalıdan müştereken ve müteselsilen tazminine karar verilmesini talep ettiklerini, cenaze giderleri nedeniyle uğranılan 2.000 TL maddi tazminatın olayın vukuu bulduğu tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte her üç davalıdan müştereken ve müteselsilen tazminine karar
verilmesini talep ettiklerini, oğlunu kaybeden davacıların yaşadıkları elemin bir nebze olsun azaltılabilmesi ümidi ile davacı … adına 15.000 TL, davacı … adına 15.000 TL olmak üzere toplam 30.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar davanın reddini talep etmişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; ” 1-Davacı …’nın destekten yoksun kalma tazminatına yönelik talebinin KISMEN KABULÜ ile; 31.936,76 TL’nin davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 14/10/2013 tarihinden, davalı … yönünden dava tarihi olan 09/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte – tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla – müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya ödenmesine bu yöndeki fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Davacı …’nın destekten yoksun kalma tazminatına yönelik talebinin KISMEN KABULÜ ile; 31.936,76 TL’nin davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 14/10/2013 tarihinden, davalı … yönünden dava tarihi olan 09/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte – tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla – müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya ödenmesine bu yöndeki fazlaya ilişkin talebin reddine, 3-Davacıların cenaze ve defin giderine ilişkin taleplerinin kısmen kabulü ile 800,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte – tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla – davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, 4-Davacı …’nın manevi tazminatına yönelik talebinin KISMEN KABULÜ ile; 7.500,00 TL’nin kaza tarihi olan 14/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte – tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla – davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 5-Davacı …’nın manevi tazminatına yönelik talebinin KISMEN KABULÜ ile; 7.500,00 TL’nin kaza tarihi olan 14/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte – tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla – davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; davacıların ceza yargılaması sırasında tazminat taleplerinden feragat ettiklerini, destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyeceklerini, kazaya karışan aracın karışılıksız olarak emaneten üçüncü kişilere verildiğini, olayda hatır taşıması bulunduğunu, desteğin müterafik kusurlu olduğunu, olayda üçüncü kişinin kusurlu olduğunu, mahkemece hükmedilen manevi tazminatın ise fahiş olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 14/10/2013 kaza tarihinde davacıların desteğinin içinde yolcu olarak bulunduğu, davalı …’ın sürücüsü, davalı …’nın maliki, davalı …’nin ZMMS sigortacısı olduğu … plakalı aracın yaptığı tek taraflı trafik kazası sonucu davacıların desteğinin hayatını kaybettiği, davacıların destekten yoksun kaldığı anlaşılmıştır. Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, kusur durumu, davacıların desteğinin olayda ölmüş bulunması, desteğin yaşı, davacıların ölenle yakınlık durumu ve, dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; Mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı yerindedir. Davacıların ceza yargılaması sırasında açıkça maddi ve manevi tazminat haklarından feragat etmedikleri, ölenin anne ve babası olan davacıların herhalde destekten yoksun kaldıklarının kabulü gerekeceği, istinaf eden davalının araç maliki olup KTK 3.maddesi uyarınca işleten sıfatı ile doğan zarardan sorumlu bulunduğu, bu davalının işleten sıfatının bulunmadığına ilişkin iddiasını zarar gören üçüncü kişileri bağlayacak şekilde yazılı belgeler ile ispatlayamadığı, zarar gören davacıların müteselsil sorumluluk koşulları gereği sorumların bir kısımdan veya tümünden zararın tamamını talep edebileceği, aktüerya bilirkişi raporunda desteğin %10 müterafik kusuru gözetilerek indirim yapıldığı, mahkemece resen %20 oranında hatır taşıması indiriminin yapıldığı, gözönünde tutulduğunda davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talepleri yerinde değildir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, istinaf eden davalının istinaf talebinin HMK 353/1-b/1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan mahkeme kararına yönelik davalı … vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,(HMK.m.353/1-b/1) 2- Alınması gereken 5.442,49-TL harçtan peşin yatırılan 35,90-TL nispi karar ilam harcınınn düşümü ile 5.406,59-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 362/1-a mad. gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.26/11/2020