Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/724 E. 2021/907 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/724
KARAR NO : 2021/907
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/09/2018
NUMARASI: 2016/771 E., 2018/948 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 03/06/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili 12/07/2016 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; dava dışı … Limited Şirketine ait … plakalı aracının davacı … A.Ş’nin kasko sigortası ile … plakalı aracının davalı …A.Ş’nin trafik sigortası teminatı altında olduğunu, 13.08.2015 tarihinde davalının trafik sigortası teminatı altındaki ve park halinde bulunan … plakalı mikser kamyonun kayarak davacının kasko teminatı altındaki ve yeni park edilen … plakalı mikser kamyona çarparak hasar görmesine neden olduğunu, … plakalı mikser kamyonunu park eden sürücünün kusurlu olduğunu, … plakalı mikser kamyonunun 57.331,40 TL hasar tutarının 04.02.2016 tarihinde ödendiğini, davalı trafik sigortacısına teminat limitine eşit 29.000 TL tazminatın ödenmesi için rücu mektubu gönderildiğini, ödenmemesi üzerine davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibin davalının haksız itirazı ile durduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalması kaydıyla İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile 21.04.2016 tarihinde başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile asıl alacağın ödeme tarihi olan 04.02.2016 tarihi itibariyle avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin kötü niyetli olarak icra takibi başlattığından davanın davanın reddi gerektiğini, müvekkilince icra dosyasına yapılan itirazın “alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşemeyeceği” gerekçesiyle yapıldığını, Mülga 818 sayılı BK.nun 110. maddesinde alacaklı ve borçlu sıfatının aynı kişide birleşmesi halinde borcun sona ereceğinin düzenlediğini, huzurdaki olayda dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti.’ye ait araçların yapmış olduğu kaza nedeniyle alacaklı ve borçlunun aynı kişide birleştiğini, bu nedenle borcun sona erdiğini, Yargıtay kararlarında da görüleceği üzere borç sona erdiğinden davanın reddedilmesi gerektiğini, ayrıca kazanın oluşumunda müvekkili şirket sigortalısının kusuru bulunmadığını, yapılacak bilirkişi incelemesi sonucu müvekkili şirket sigortalısının kazada bir kusuru olmadığı tespit edileceğinden davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, icra takibinde takip öncesi faizin ödeme tarihinden itibaren istendiğini belirterek, dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, davanın REDDİNE, kötüniyetli alacaklının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda;”İncelenen kayıtlardan ve taraflar arasındaki rücu ilişkisinden; kazaya karışmış transmikser kamyonun hasar tutarının KDV dahil 57.736,16 TL olduğu, bu miktarın davacı … tarafından 04.02.2016 tarihinde 57.119,00 TL ödendiği, davacı … A.Ş tarafından … plakalı çekicinin hasar tutarı karşılığı zorunlu mali sorumluluk sigortası teminat limitine eşit miktarda 29.000 TL tazminatın icra takip tarihi 21.04.2016 itibariyle avans faizi ile davalıdan talep edilebileceğine kanaat getirilmiştir. Davacının hükümde belirlenen miktar kadar davalı taraftan alacaklı olduğu, davalı tarafından davacıya herhangi bir ödemede bulunulmadığı, davacının davasını ispatladığı, aksi duruma ilişkin bilgi ve belgeye rastlanmadığı, alacağın hesaplanabilir likit, itirazın haksız olduğu bu nedenle davacı tarafın talebi gereğince de tazminata hükmolunması gerektiğine kanaat getirilmiştir.” gerekçesi ile;Davacının davasının 6100 sayılı HMK’nın 26. maddesi uyarınca kabulü ile; İstanbul …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında takibe yapılan itirazın iptaline, takibin 29.000,00 TL asıl alacak ve 21/04/2016 takip tarihinden ödeme tarihine dek işleyecek avans faizi üzerinden devamına, davacı lehine 5.800,00 TL icra inkar tazminatına hükmolunmasına, davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş, verilen karar süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekilinin istinaf sebepleri; ZMMS poliçesi gereğince tazminat ödenebilmesinin temel koşullarından birinin zarar görenin 3. şahıs olması gerektiği, dava konusu olayda aynı şahsa ait 2 aracın yaptığı bir kazanın söz konusu olduğunu, bu nedenle zarar gören 3.kişi olmadığından müvekkili şirketin de sorumluluğunun söz konusu olmadığını, kaza nedeniyle alacaklı ve borçlunun aynı kişide birleştiğini, BK.nun 116.maddesi gereğince borcun sona erdiğini, hasarın teminat dışı kalması nedeniyle davanın reddi gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, takip konusu alacak likit olmadığı halde müvekkili şirket aleyhine icra inkar tazminatına hükmedildiği, kararın bu nedenle de hukuka aykırı olduğu hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede: Dava dışı … Ltd. Şti’ne ait … plakalı aracın davacı … A.Ş’nin kasko sigortası ile … plakalı aracın davalı … A.Ş’nin trafik sigortası ile teminat altında olduğu, 13.08.2015 tarihinde davalının trafik sigortası teminatı altındaki ve park halinde bulunan … plakalı mikser kamyonun kayarak davacının kasko teminatı altındaki ve yeni park edilen … plakalı mikser kamyona çarparak hasar görmesine neden olduğu, … plakalı mikser kamyonunun 57.331,40 TL hasar tutarının 04.02.2016 tarihinde davacı … tarafından sigortalısına ödendiği, davalı trafik sigortacısının teminat limitine eşit 29.000 TL tazminatın ödenmesi için rücu mektubu gönderildiği, ödenmemesi üzerine davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, takibin davalı şirket tarafından icra dosyasına yapılan itiraz üzerine durduğu ve davacının huzurdaki davayı açtığı anlaşılmıştır.Taraflar arasında ki uyuşmazlık, işleteni aynı olan iki aracın birbiriyle çarpışması sonucu araçlardan birinde meydana gelen maddi zarardan, diğer aracın zorunlu trafik sigortacısının sorumlu tutulup tutulmayacağı noktasında toplanmaktadır. Zorunlu Trafik Sigortasında sigortacı, işletenin 2918 sayılı KTK.nin 85/1 maddesinde yazılı hukuki sorumluluğunu aynı kanunun 91/1. maddesi uyarınca üstlenmiş olup, gerekse 85/1 maddesi hükmü ve gerekse Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının 1. maddesi hükmü, ölüm veya cismani zararlar yanında birşeyin zarara uğraması halinin teminat kapsamında olduğunu öngörülmüştür. Buna göre, ZMSS’in amacı, trafik kazaları sonucu 3. kişilere verilecek zararların güvence altına alınmasıdır.Somut olayda, davacı kasko sigorta şirketine sigortalı araç ile davalı ZMSS şirketine sigortalı aracın çarpışması sonucu araçta hasar meydana gelmiştir. Her iki aracın işleteni (maliki) … Limited Şirketi olup, araçların birisi kasko sigorta poliçesi ile … A.Ş. diğer araç ise ZMSS poliçesi ile … A.Ş. tarafından sigorta ettirilmiştir. Her iki aracın sigorta şirketleri farklıdır. Bu durumda, her iki aracın işleteni aynı kişi … Limited Şirketi olup, her iki araç bakımından da 3.kişi durumunda olmadığı gibi, BK.nun 116/1. (TBK 135/1) maddesindeki alacaklılık ve borçluluk sıfatı işleten… Limİted Şirketinde birleşmiştir. KTK’nun 85/1.maddeleri uyarınca, işleten olarak kendi sorumluluğunu üstlenen davalı zorunlu trafik sigortacısından tazminat talebinde bulunması mümkün değildir. Zira, ZMSS üçüncü kişilerin zararlarını karşılamakla yükümlü olup, işleten aynı zamanda üçüncü kişi olamaz. Bu nedenle dava konusu kazada oluşan hasarın tazmini noktasında alacaklı ve borçlu sıfatının davacı şirket sigortalısında birleştiği hususu göz önüne alınmaksızın davanın reddi yerine kabulü yönünde verilen ilk derece mahkemesinin kararı hukuka aykırı olduğundan, kabule göre de alacak likit olmadığı halde davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi de yerinde bulunmadığından, davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf sebeplerinin kabulüne, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HMK.nun 353/1-b/2 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/09/2018 tarih ve 2016771 E., 2018/948 K. sayılı kararına karşı davalı … A.Ş vekili tarafından yapılan istinaf talebinin HMK 353/1/b-2 maddesi uyarınca KABULÜNE, -İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 495,25-TL nispi karar ve ilam harcının istek halinde iadesine, -İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına,2-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/09/2018 tarih ve 2016771 E., 2018/948 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davalı … A.Ş yönünden açılan davanın REDDİNE, -Peşin yatırılan harçtan alınması gerekli 59,30-TL harcın mahsubu ile fazla yatan harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine, -Davacının yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, -Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 4.480,14 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınaracak davalıya verilmesine,-Davalı tarafından yapılan 31,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesineDosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 42 nci maddesi ile değişik HMK.nun 362/1-a madde hükmü gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 03/06/2021