Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/712 E. 2021/826 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO : 2019/712
KARAR NO : 2021/826
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/12/2018
NUMARASI : 2016/1034 E. – 2018/1219 K.
DAVA: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 20/05/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … nezdinde ZMM sigortalı bulunan ve sürücüsü tespit edilemeyen … plaka sayılı araç ile … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikletin çarpışması neticesinde meydana gelen 07/06/2016 günlü trafik kazasında vekil edenlerinin eşi, babası ve oğlu olan… hayatını kaybettiğini, kazanın oluşumunda … plaka sayılı sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için 250,00-TL olmak üzere toplam 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … şirketine yapılan başvuru tarihi olan 21/06/2016 tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş; 09/10/2018 günlü dilekçe ile, davacı anne … için olan istek miktarını 6.116,70-TL’ye, davacı baba … için olan istek miktarını 6.116,70-TL’ye, davacı eş … için olan istek miktarını 60.150,44-TL’ye ve davacı çocuk … için olan istek miktarını da 16.208,76-TL’ye çıkardıklarını açıklamıştır.Davalı … vekili cevabında özetle; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacıların desteğ … ölümü ile sonuçlanan trafik kazasının oluşumunda davalı araç sürücsününü %25 oranında, müteveffanın ise %75 oranında kusurlu olduğu benimsenmek suretiyle hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporu ve ıslah talebi doğrultusunda;Davanın KABULÜ ile, Davacı … için 6.116,70 TL , Davacı … için 6.116,70 TL, Davacı … için 60.444,37 TL, Davacı … için 16.208,76 TL’nin 01/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,” karar verilmiştir.Karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; kaza tespit tutanağında ve olayla ilgili olarak Aksaray 4. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen 2016/288 Esas sayılı ceza yargılaması sırasında ATK’dan alınan 29/09/2016 günlü kusur raporunda; kazanın oluşumunda müteveffanın tali, davalı araç sürücüsünün ise asli kusurlu olduğunun belirtildiği, görülmekte olan dosya kapsamında ki bilirkişi raporunda ise bu belirlemelerin tam tersine kazanın oluşumunda müteveffanın %75 oranında, davalı araç sürücüsünün ise %25 oranında kusurlu olduğu sonucuna varılarak; söz konusu bu rapordaki çelişkiler giderilmeden ve eksik araştırma sonucunda karar verilmesinin hatalı olduğuna ve hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporundaki hesaplama yönteminin de doğru olmadığına yöneliktir. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazası sonucunda meydana gelen ölüm olayına dayanılarak açılmış destekten yoksun kalma maddi tazminatı isteğine ilişkindir.Dosyada mevcut olan ve mahkemenin hükme esas kıldığı anlaşılan 15/01/2018 günlü bilirkişi raporundaki kazanın oluşumunda taraf kusurlarının ve oranlarının ne olduğuna ilişkin belirleme ve değerlendirmeler ile ceza yargılaması sırasında ATK Ankara Trafik İhtisas Daire Başkanlığınca düzenlenen 29/09/2016 günlü raporda ki belirleme ve değerlendirmeler çelişki içermekte olduğundan bahisle davacılar vekili tarafından 02/02/2018 günlü dilekçe ile yapılan itiraz ve bu çelişkinin giderilmesi için yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasına ilişkin talep, mahkemece 21/03/2018 günlü duruşma oturumunda reddedilmesi üzerine davacılar vekilince herhangi bir açıklamada bulunulmaksızın, bilirkişi raporu doğrultusunda talep arttırımında bulunulmuş ve 11/12/2018 günlü karar oturumunda da açıkça ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi istenilmiştir. Hükme esas alınan 15/01/2018 günlü bilirkişi raporundaki kusura ilişkin belirleme dışında kalan diğer hesaplama yöntem ve şekline yönelik olarak da herhangi bir itirazda bulunulmamıştır.Hal böyle olunca mahkemece, davacı tarafın talebi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gibi, 09/10/2018 günlü dilekçedeki açıklamalar ile son celsedeki beyan gözetildiğinde; mahkemece hükme esas alınan 15/01/2018 günlü bilirkişi raporundaki tüm belirleme ve değerlendirmeler, görülmekte olan dava bakımından, davalı taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturacağından davacılar vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Davacılar görülmekte olan davada ihtiyarı dava arkadaşı konumunda olduklarından istinaf yasa yoluna başvuran davacıların her birinden karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30’şer-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, istinafa başvuru sırasında her bir davacı tarafından ayrı ayrı peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 44,40′ ar-TL’nin düşümü ile kalan 14,90’ar TL harcın davacıların her birinden ayrı ayrı alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 20/05/2021