Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/711 E. 2021/825 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO : 2019/711
KARAR NO : 2021/825
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/12/2018
NUMARASI : 2016/1039 E. – 2018/1209 K.
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/05/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların ZMM sigortacısı, maliki ve sürücüsü bulunduğu, … plaka sayılı aracın okula giden küçük … çarpması neticesinde meydana gelen 20/11/2015 günlü trafik kazasında davacı küçük … ağır bir biçimde yaralanarak Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başhekimliğinden temin edilen sağlık kurulu raporundan da anlaşılacağı üzere %52 oranında sakat kaldığını, okula gidemediğini ve tedavi gideri yapılmak zorunda kalındığını belirterek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla davacı küçük … kaza sonucunda uğradığı maddi kayıplara karşılık olmak üzere 2.000,00-TL maddi tazminatın tüm davalılardan; ayrıca davacı küçük … için 100.000,00-TL, davacı anne ve babanın her biri için ayrı ayrı 50.000,00-TL ve davacı kardeşlerin her biri için de 20.000,00-TL ayrı ayrı olmak üzere toplam 240.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte sigorta dışında kalan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş; yargılama sırasında maddi tazminata ilişkin talepleri bakımından davalı sigorta ile anlaştıklarını açıklayarak, maddi tazminata ilişkin talepten feragat ettiklerini bildirmişlerdir.Davalı sigorta şirketi vekili cevabında özetle; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Diğer davalılar vekili ise cevap dilekçelerinde özetle; görev ve yetki itirazında bulunarak, olayla ilgili olarak Islahiye Asliye Ceza mahkemesinde görülen 2015/977 Esas sayılı ceza yargılamasına ilişkin dava dosyasının sonucunun beklenilmesini talep etmiştir.Mahkemece, toplanan deliller, taraf beyanları, bilirkişi raporları gözetilerek; davacı küçük … yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasının oluşumunda, davalı araç sürücüsü … %50 ve davacı küçük … da %50 oranında kusurlu olduğu,… kaza sonucunda %52 oranında beden gücü kaybına uğradığı ve Gaziantep Şahinbey Kaymakamlığı Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu’ndan alınan 16/10/2018 tarih ve 20018/179 sayılı karar ile… bireyselleştirilmiş eğitim programına tabi kılınmasına karar verildiği, .böyle bir durumda ağır bedensel zarara uğrayan … anne, baba ve kardeşleri olan davacıların manevi tazminat talep edebilecekleri benimsenmek suretiyle;”Feragat nedeniyle davanın maddi tazminat yönünden REDDİNE,Yargılama giderlerinin taraflar üzerlerinde bırakılmasına,Karar kesinleştiğinde artan miktarın yatırana iadesine, Talep nedeniyle maddi tazminat yönünden taraflar lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,Manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE Davacı … için 50.000,00 TL manevi tazminatın,Davacı … için 15.000,00 TL manevi tazminatın,Davacı … için 15.000,00 TL manevi tazminatın, Davacı … için 5.000,00 TL manevi tazminatın, Davacı … için 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 20/11/2015 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılar … alınarak davacılara verilmesine,” karar verilmiştir.Karara karşı davalılar … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; kusurun hatalı belirlendiği, ceza mahkemesi kararının kesinleşmesinin beklenilmesi gerektiği halde beklenilmediği ve hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının çok fazla olduğuna yöneliktir.İstinaf edenlerin sıfatına, istinafların kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.1-Davaya konu kazanın, davalılardan … ait diğer davalı … da sürücüsü bulunduğu … plaka sayılı aracın okula giden ve bu nedenle yolun karşısına geçmek isteyen … çarpması neticesinde meydana geldiği ve bu kaza sonucunda davacı küçüğün yaralandığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Kaza tespit tutanağında, olay anında 85 km hızla seyreden davalı araç sürücüsünün, yolun karşısına geçmek isteyen bir çocuğa çarptığı kazanın oluşumunda, araç sürücüsü … 2918 sayılı KTK’nun 52/1-a maddesindeki düzenlemeyi ihlal etmesi nedeniyle kusurlu olduğu, yaya … ise herhangi bir kusurunun olmadığının belirtildiği, olayla ilgili olarak Islahiye 1. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen 2019/977 Esas sayılı ceza yargılamasına ilişkin dosya kapsamında polis memuru … tarafından düzenlenen 13/06/2016 günlü kusur raporunda; yaya .. . ..’in, asli kusurlu, araç sürücüsünün ise tali kusurlu olduğu yolunda değerlendirme yapıldığı, bu rapora itiraz üzerine ATK İstanbul Trafik ihtisas Dairesinden temin edilen 05/09/2016 günlü raporda; gerekçeleri açıklanmak üzere kazanın oluşumunda tarafların eşit kusurlu oldukları sonucuna varıldığı ve eldeki davanın yargılaması sırasında İTÜ Ulaştırma Ana Bilimdalı Karayolları ve Trafik Kürsüsünden emekli öğretim üyeleri ile aynı kürsüde araştırma görevlisi olarak çalışan bilirkişilerce düzenlendiği anlaşılan 21/03/2017 günlü heyet raporunda; ceza mahkemesi yargılaması sırasında alınan raporların da irdelenmesi ve değerlendirilmesi sonucunda; kazanın oluşumunda, taraf kusur oranlarına ilişkin 13/06/2016 günlü bilirkişi raporuna katılınmadığı, ATK İstanbul Traik İhtisas Dairesince düzenlenen 05/09/2017 tarihli rapordaki tespitlerin ise yerinde olduğunun açıklandığı, davalı tarafın itirazı üzerine alınan 18/01/2018 günlü ek raporda da gerekçeli bir biçimde kök rapordaki belirleme ve değerlendirimlerin değişmesini gerektirecek bir durumun olmadığının belirtildiği anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca, dosyaya, oluşa uygun, denetlenebilir gerekçeler içeren ve ceza yargılaması sırasında ATK ‘dan temin edilen bilirkişi raporu ile de örtüşen 21/03/2017 günlü ek ve 18/01/2018 günlü ek raporun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığına ve TBK’nun 74.madde hükmü gereğince Hakim, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleri ile beraat kararları ve kusura ilişkin belirlemelerle bağlı olmadığından, ceza mahkemesine ait dava dosyasının sonucunun beklenmemiş olmasında bir yanılgı tespit edilemediğini, kaldı ki UYAP sorgusundan da anlaşılacağı üzere söz konusu ceza yargılamasına ilişkin davanın … yolun sağ tarafından karşıya geçmeye çalışan yayaya çarparak yaralanmasına neden olduğu, tarafların eşit derecede kusurlu bulundukları kabul edilerek, mahkumiyeti cihetine gidildiği ve bu kararın kesinleştiği anlaşıldığından, davalılar vekilinin açıklanan hususlara yönelik istinaf itirazları yersizdir. 2-Davalılar vekilinin hüküm altına alınan manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf itirazına gelince; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı, adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda zararlandırıcı eylemin tarihi, olayın meydana geliş şekli, sonuçları, tarafların kusur oranları, davacı … meydana gelen yaralanmanın niteliği, tedavi süreci ve süresi, maluliyet oranı, paranın alım gücü, tarafların dosyaya yansıyan sosyo ekonomik durumları ile diğer davacıların mağdur küçükle yakınlık dereceleri dikkate alındığında, yaralanma ile sonuçlanan taksirli eylem nedeniyle hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı yukarıda açıklanan ilkeler ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanılmasına ilişkin kurala uygun bulunması nedeniyle davalılar vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazı da yerinde olmadığından reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davalılar …ve … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalılardan karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca alınması gereken 5.123,25-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, istinaf yasa yoluna başvuru sırasında peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 1.281,50-TL’nin düşümü ile kalan 3.841,75-TL harcın bu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine; 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalılarca yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 20/05/2021