Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/585 E. 2021/431 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO : 2019/585
KARAR NO : 2021/431
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/12/2018
NUMARASI: 2017/833 E., 2018/1289 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ 17/03/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; 16/08/2016 günü Arguvan ilçesi karayolu üzerinden dava dışı 3. Kişi olan … kullandığı … plakalı aracı ile tek taraflı trafik kazası yaptığını, müvekkilinin oğlu … da araçta yolcu olduğunu ve meydana gelen kaza nedeniyle hayatını kaybettiğini, kazanın meydana gelmesinde müteveffanın hiçbir şekilde kusurunun olmadığını, kazaya sebebiyet veren aracın sürücüsü dava dışı … %100 oranında kusurlu olup müvekkilinin desteği olan oğlu … vefat etmesi üzerine müvekkilinin destekten yoksun kaldığını, dava dışı aracın dava konusu kaza tarihinde sigortasız olduğunu, aracın sigortasız olması nedeniyle 07/07/2017 tarihli dilekçe ile davalı … Hesabına başvuruda bulunduklarını, başvuru üzerinden 15 gün geçmesine rağmen ödeme yapılmadığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100-TL destekten yoksun kalma zararına istinaden maddi tazminatın başvuru tarihi olan 07/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili bilahare 16/05/2018 tarihli dilekçesiyle tazminat miktarını 52.930,31 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı vekili; dava konusu kazanın meydana geldiği tarihte kazaya sebep olan … plakalı aracın … A.Ş tarafından tanzim edilmiş olan Zorunlu Mali Sorumluluk Trafik Sigortası bulunduğunun taraflarınca tespit edildiğini, bu sebeple öncelikle davanın müvekkili yönünden reddini gerektiğini, aksi halde, dava konusu kazaya karışan … plakalı araçta yolcu olarak bulunan … hatır için taşındığı dosyanın müderecatından anlaşıldığını, dava konusu trafik kazasında hatır taşıması söz konusu olduğundan davacı lehine tesis edilecek bir tazminat var ise indirim yapılmasının gerektiğini, her ne kadar dosya münderecatında kaza tespit tutanağı olsa da dosyada mevcut raporlarla aktüer hesabı yapılmasına karar verilmesinin açıkça usul ve yasaya aykırılık teşkil edeceğini, dosyada tarafların kusur oran ve aidiyetlerinin kesinleşmediğini, bu nedenlerle dava konusu kazaya sebebiyet veren tarafın tespiti ve oranlarının tespiti, olayla ilgili olası çelişkilerin giderilmesi ve konusunda uzman bir bilirkişiden oluşa uygun, denetime elverişli kusur raporunun temin edilmesine karar verilmesinin gerektiğini, sosyal güvenlik kurumunun ödemiş olduğu tazminat varsa tespit edilerek ödenecek tazminattan düşülmesinin gerektiğini, müvekkili …nın sorumluluğunun teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, yapılacak inceleme ile davacının gerçek zararının tespit edilmesinin gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine, aksi durumda kusur ve tazminat yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonunda “Dava Zorunlu mali mesuliyet sigorta güvencesi bulunmayan aracın karıştığı kazada desteğini kaybeden davacının açmış olduğu destekten yokun kalma tazminat istemidir. Yapılan yargılama, toplana deliller, bilirkişi raporu ile dosya kapsamındaki tüm belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde; Dava dışı sürücü … olayda %100 oranında asli kusurlu olduğu, yolcu … olayda atfı kabil kusuru olmadığı, aile bireylerinin taşınmasının hatır taşıması olarak kabul edilemeyeceği, mütevefanın yaşı nazara alınarak ayırtım kabiliyeti olmadığından müterafik kusur indirimi yapılamayacağı, davacının ıslah istemi de gözetilerek yasal faiz talep edilebileceği gözetilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle “1-Davanın KABULÜ ile 52.930,31-TL destekten yoksun kalma tazminatının 20/07/2017 temerrüt tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,” karar verilmiştir.İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı vekilinin istinaf nedenleri: Davadan önce başvurmaya ilişkin dava ön koşulunun gerçekleşmediğine, alkollü sürücünün aracına binilmesi nedeniyle mütefarik kusur indirimi yapılması gerektiğine, temerrüt tarihinin hatalı tespit edildiğine yöneliktir. İstinaf edenin sıfat ve istinaf neden ve kapsamıyla sınırlı olarak yapılan incelemede:Dava, trafik kazası nedeniyle maluliyet tazminatı talebine ilişkindir.Davaya konu kazanın, dava dışı … kullandığı … plakalı aracın 16/08/2016 tarihinde tek taraflı trafik kazası yaptığı; Kazada davacı …’ın oğlu olan …ın araçta yolcu konumunda bulunduğu ve meydana gelen trafik kazası nedeniyle hayatını kaybettiği; kaza yapan aracın kaza tarihi itibariyle ZMM sigortasının bulunmadığı anlaşılmaktadır.1-Davaya konu kaza 16/08/2016 tarihinde meydana gelmiş olup, eldeki dava 25/09/2017 tarihinde açılmıştır. Dolayısı ile yasal durumun bu tarihe göre değerlendirilmesi gerekmektedir.2918 sayılı KTK’nın 14/04/2016 tarih ve 6704 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değişik 97. maddesine göre; “zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içerisinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” Söz konusu madde ile dava açmadan önce zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketine başvuru yapılması dava şartı haline getirilmiştir.14/05/2015 tarihli 29355 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.2.maddesinin 3.paragrafı ile aynı genel şartların C.7.maddesi başlığı ile birlikte 02/08/2016 gün 29789 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğü giren düzenlemeyle değiştirilmiş ve genel şartların Ek 6.maddesinde de tazminat ödemesinde istenilecek belgelerin neler olduğu açıklanmıştır. Genel şartların B.2.maddesinin 3.paragrafındaki değişiklik “Sigortacı; hak sahibinin, kaza veya zararın tespit edilebilmesi için bu genel şartlar ekinde yer alan gerekli tüm belgeleri sigortacının merkez veya şubelerinden birine ilettiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı hak sahibine öder. Sigortacının kendisine iletilen belgelere haklı olarak itiraz etmesi veya kendisinin hak sahibinden ya da başka bir kurumdan haklı olarak yeni bir belge talep etmesi halinde söz konusu süre, yeni talep edilen belgenin sigortacının merkez veya şubelerinden birine iletilmesinden sonra başlar. Sigortacı, hak sahibinden münhasıran hak sahibinin tazminat hakkını etkileyen bilgi ve belgeleri talep edebilir. ” şeklindedir.Somut olaya dönüldüğünde, taraflar arasında dava açılmadan önce …na yazılı şekilde başvuruda bulunulduğu konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; başvuru sırasında bazı belgelerin ibraz edilmemiş olması halinde, başvurunun geçersiz olduğu diğer bir ifadeyle bu durumun başvuru şartının yerine getirilmemesi halini oluşturup oluşturmayacağına ilişkindir.Az yukarıda açıklanan KTK’nın 97.madde hükmü uyarınca, dava şartı haline getirilen husus dava açılmadan önce sigorta şirketine yazılı başvuruda bulunulması gereğidir. Anılan maddede, başvurunun yazılı olması dışında herhangi bir şart belirtilmediği gibi, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Trafik Sigortası Genel Şartlarının C.7.maddesinde 02/08/2016 tarihinde yapılan “Zarar görenin zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigortacıya yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigortacının başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, hak sahibi sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinde, kazanın meydana geldiği yer mahkemesinde ya da zarar görenin ikametgahının bulunduğu mahkemede dava açılabileceği gibi uyuşmazlığın çözümü için Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurulabilir. ” şeklindeki değişiklikte de başvurunun geçerli sayılabilmesi için yazılı olması koşulu dışında herhangi bir ekleme yapılmadığı açıktır.Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının B.2.maddesinin 3.paragrafında yapılan ve 02/08/2016 tarihinden itibaren geçerli olan değişiklik ise, yani tazminat ödemelerinde istenilecek belgelerin hangi belgeler olduğuna ilişkin değişiklik ise; esasen KTK’nın 99.maddesi hükmüne bağlı olarak getirilmiş bir düzenleme niteliğinde olup, dava şartı koşulu bakımından getirilmiş bir düzenleme niteliğinde bulunmadığından davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.2- 6098 sayılı TBK’nın 52.maddesi gereğince zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin kusurunun bulunması halinde müterafik kusur nedeniyle indirim yapılabilecektir. Davacının oğlu müteveffa …. dayısı olan sürücü … aracında yolculuk yapar iken davaya konu trafik kazasının meydana geldiği anlaşılmaktadır. Davacı baba, TMK 335 ve devamı maddeleri gereğince velayet hakkına sahiptir ve çocuğu üzerinde gözetim ve denetim görevi vardır. Bu nedenle sürücünün alkollü olduğunu bilmesi ve çocuğun araca binmesine rıza göstermiş olması, kendisi açısından mütefarik kusur olarak kabul edilebilir. Her ne kadar müteveffanın dayısı olan sürücünün kaza anında alkollü olduğu anlaşılmakta ise de davacının sürücünün alkollü olduğunu bilerek çocuğunun araca binmesine rıza gösterdiği ispatlanamadığı gibi, vefat edenin de kaza anında 10 yaşında olduğu ve ayırt etme gücünün bulunmadığı gözetildiğinde, sürücünün alkollü olduğunu bilinmesine rağmen araca binilmesine ilişkin mütefarik kusurdan söz edilemeyeceğinden, mahkemece bu hususta mütefarik kusur indirimi yapılmamasında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazının da reddi gerekmiştir.3- Mahkemece hükmolunan destekten yoksunluk tazminatına davalıya başvuru tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiştir. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereğince ihdas edilen Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 15. maddesi gereğince rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte ihbar edildiği tarihte …nın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Davalı …’nın sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü gerekli belgelerle birlikte …’na başvuru yapıldığı tarihte, böyle bir başvuru olmadığı takdirde ise dava tarihinde doğmaktadır. (Yargıtay 17. HD.sinin 10/07/2020 gün ve 2020/1836 E-2020/4711 K sayılı kararı) Davacı tarafından davalı …’na, davadan önce 07/07/2017 tarihinde başvuru yapıldığı anlaşılmakla davalı, bu tarih itibariyle zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılacağından, mahkemece bu başvuru tarihi esas alınarak 20/07/2017 temerrüt tarihi olarak kabul edilmesinde de davalı yönünden herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazının da reddi gerekmiştir.Hal böyle olunca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle HMK m. 353/1-b/1 uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK m.353/1-b/1 gereğince ESASTAN REDDİNE,2- Alınması gereken 3.615,66 TL harçtan peşin yatırılan 44,40 TL karar ilam harcının düşümü ile 3.571,26 TL bakiye nispi karar ve ilam harcının istinaf eden davalı … Hesabından tahsili ile Hazineye gelir KAYDINA,3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,4-Yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde BIRAKILMASINA,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.nun 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.17/03/2021