Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/583 E. 2021/732 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/583
KARAR NO : 2021/732
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/12/2018
NUMARASI : 2014/1088 E. 2018/1264 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/04/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 29/04/2014 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, yolcu olarak bulunduğu sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın 22/11/2010 tarihinde tek taraflı trafik kazası yapması neticesinde daimi sakat kalacak şekilde yaralandığını, kazanın oluşumunda kusurlu olan … plakalı aracın geçerli bir sigorta poliçesi olmadığından …nın meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu, davadan önce davalıya başvurduklarını ve 120573 sayılı hasar dosyasının oluşturulduğunu, fakat herhangi bir ödeme yapılmadığını beyanla, fazlaya ilişkin hakları mahfuz kalmak üzere sürekli iş göremezlik nedeniyle şimdilik 200,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari veya yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, açılmış bir ceza davası ve şikayet olmadığından uzamış ceza zamanaşımının da uygulanmasının söz konusu olmadığını, davaya konu kazanın tek taraflı olarak meydana geldiğini, aracın sürücüsü davacının babası olup aynı adreste oturduklarını, davacının yaşı itibariyle de babasının desteğine muhtaç olduğunu, böyle bir halde müvekkilinin tazminat ödese dahi kusurlu araç sürücüsü olan davacının babasına rücu edeceğini, borçlu ve alacaklı sıfatlarının birleşmesi nedeniyle müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, dava dilekçesinde talep edilen faizi de kabul etmediklerini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Açılmış olan dava üzerine ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; Davacının yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın kaza tarihini de kapsayacak şekilde (23/07/2010-2011 tarihleri arasında) … Sigorta Şirketi nezdinde ZMMS poliçesinin bulunduğu, davalı …’nın Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca geçerli bir ZMMS poliçesi bulunmayan araç sürücülerinin kusuru ile üçüncü kişilere verdikleri zararlardan poliçe limiti dahilinde sorumlu olduğu, eldeki davada ise aracın ZMMS poliçesinin bulunduğu ve davalıya husumet yöneltilemeyeceği kanaatiyle, davacının davasının reddine karar verilmiş, verilen karara karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davacı vekilinin istinaf sebepleri; kazaya karışan aracın… Sigorta A.Ş. tarafından düzenlenen poliçesinin dosyaya ibraz edildiği ancak tramer sorgusunda 22/11/2010 tarihli kazada araca ait poliçe olmadığının bildirildiği Sigorta A.Ş tarafından düzenlenen poliçenin 20/08/2010 tarihinde en başından itibaren iptal edildiği ve davalının cevap dilekçesinde husumet itirazının da bulunmadığı dikkate alınarak davalının husumet itirazının reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün haksız ve hukuka aykırı olduğu, hususlarına ilişkindir.İstinaf edenin sıfatı, istinafın kapsam ve nedenleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Dosya içeriğinden; 22/11/2010 tarihinde davacının, sürücü …’ün sevk ve idaresindeki…plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunduğu, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybedip toprak yığınlarına çarpması sonucu meydana gelen tek taraflı trafik kazasında yaralandığı, bu yaralanması nedeniyle kaza yapan aracın kaza tarihini de kapsar şekilde geçerli bir ZMMS poliçesinin bulunmadığından bahisle davalı aleyhine elde ki davayı açtığı, ilk derece mahkemesi tarafından, kaza yapan aracın kaza tarihini de kapsar şekilde geçerli ZMMS poliçesi bulunduğu, bu suretle eldeki davanın davalı aleyhine açılamayacağı görüşünden hareketle davanın reddine karar verildiği, anlaşılmıştır.Öncelikle belirtilmelidir ki, ilk derece mahkemesinin davanın reddi kararı ile birlikte elde ki davada ki uyuşmazlık, davacının yolcu olarak bulunduğu …plakalı aracın kaza tarihini de kapsayacak şekilde geçerli ZMMS poliçesinin bulunup bulunmadığı, bu suretle elde ki davanın …na yöneltilip yöneltilemeyeceği, hususudur.Bilindiği üzere …, Sigortacılık Kanunu’nun 14.maddesi uyarınca kaza tarihini kapsayacak şekilde geçerli bir ZMMS poliçesi bulunmayan araçların kusurlu sevk ve idaresi ile üçüncü kişilere verdikleri zararlardan poliçe limiti dahilinde sorumludur. Açıklamalardan sonra somut olaya gelince, her ne kadar ilk derece mahkemesi tarafından davacının yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın kaza tarihini de kapsayacak şekilde, 23/07/2010-2011 tarihleri arasında geçerli olmak üzere… Sigorta Şirketi nezdinde ZMMS poliçesinin bulunduğu, geçerli ZMMS poliçesinin bulunması nedeniyle de … aleyhine açılan davada davalının pasif husumet ehliyetinin bulunmayacağı düşüncesinden hareketle davanın reddine karar verilmiş ise de, ilk derece mahkemesinin araştırma ve incelemesi hüküm vermeye yeterli değildir. Başka bir ifadeyle kaza tarihinde, kazayı yapan aracın geçerli bir ZMMS poliçesinin bulunup bulunmadığı tereddütsüz olarak tespit edilmeden istinafa konu kararın verilmesi isabetsiz olmuştur.O halde ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak iş, mevcut ise kaza yapan araç ile ilgili tüm sigorta poliçelerinin dosyaya temin edilmesi, ayrıca Tasfiye Halinde … Sigorta AŞ tarafından dosyaya sunulan cevabi yazıda, kaza yapan araç ile ilgili poliçenin 23/07/2010 tarihinde düzenlendiği, 03/08/2010 tarihinde başlangıcından itibaren iptal edildiği, yine 09/08/2010 tarihinde bir kez daha poliçe düzenlendiği, 20/08/2010 tarihinde başlangıcından itibaren iptal edildiği yönünde ki bildirimi de gözetilmek suretiyle, iptal edilmiş olsa dahi poliçelerin ekleri ile birlikte dosyaya temin edilmesi, poliçenin düzenlendiği tarihte primin tamamının ya da taksitle ödenmesi kararlaştırılmış ise ilk taksitinin ödenip ödenmediği de belirlenerek poliçenin/poliçelerin geçerli olup olmadıkları üzerinde de durularak … plakalı aracın kaza tarihini de kapsayacak şekilde geçerli ZMMS poliçesinin bulunup bulunmadığının tespiti ile hüküm tayin etmekten ibaret olup, yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan istinafa konu kararın verilmesi yerinde bulunmamıştır. Bundan ayrı dava devam ederken, taraflardan birinin ölümü halinde HMK’nın 28/1. maddesi uyarınca ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur. Bu durumda mirasçıları da ilgilendiren, mirasçıların mal varlığını da etkileyen davalar, tarafın ölümüyle konusuz kalmaz. Ölen tarafın mirasını reddetmeyen mirasçılarının davayı mecburi dava arkadaşı olarak hep birlikte takip etmeleri gerekir. Somut olaya dönüldüğünde; dosya kapsamından davacının dosya istinaf aşamasında iken vefat ettiği, anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca da ilk derece mahkemesi tarafından davacının mirasçılarının belirlenerek davaya devam edip etmeyecekleri yönünden beyanlarının alınması, bu suretle taraf teşkili sağlandıktan sonra mirasçıların davaya devam etmeleri halinde, (davacının muhtemel yaşayacağı ömür dikkate alınarak maluliyet tazminatı hesaplanmış olup) davacı vefat ettiğine göre bu yeni duruma göre davacının ölüm tarihi dikkate alınarak bilirkişiden ek rapor alınması ve bu suretle toplanan ve toplanacak delillere göre karar verilmesi gerekir.Netice de yukarıda açıklanan hususlarda gerekli inceleme ve araştırma yapılmadan karar verilmiş olması hali HMK’nın 353/1-a/6.maddesi hükmü kapsamındaki hali oluşturacağından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM : Gerekçe uyarınca;
1-)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1088 esas, 2018/1264 karar sayılı ve 19/12/2018 tarihli kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 353/1-a/6. maddesi hükmü uyarınca kaldırılmasına,
2-)Dosyanın açıklanan şekilde işlem ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine,
3-)Peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde iadesine,
4-)Duruşma yapılmadığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
5-)İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan diğer istinaf yargılama giderlerinin ise ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümde dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 353/1-a maddesi hükmü uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22/04/2021