Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/551 E. 2019/399 K. 28.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/551
KARAR NO : 2019/399
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/09/2018
NUMARASI : 2017/198 E.-2018/964 K.
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/02/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde zorunlu trafik sigortalı….. plaka sayılı aracın sürücüsü olan ve vekil edeninin eşi bulunan …… tam kusuru neticesinde 10/08/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybettiğini, davalı sigorta şirketine yapılan başvurudan ise sonuç alınamadığını ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla 10.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı sigorta şirketi vekili cevabında özetle; zamanaşımı definde bulunarak, davacının desteği …. tam kusuru neticesinde meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybettiği, bu durumda; 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren …. sigortası genel şartları uyarınca, davacının destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin talebinin teminat dışı olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve bilirkişi raporları, olayla ilgili olarak görülen ceza yargılamasına esas dava dosyası ile tüm dosya kapsamı gözetilerek; 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.6-d uyarınca destek şahsın kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin poliçe kapsamı dışına çıkarıldığı, davanın konusunu oluşturan aracın trafik sigorta poliçesinin başlangıç tarihinin 03/07/2015 olduğu, kazanın da 10/08/2015 tarihinde meydana geldiği, kazanın oluşumunda destek sürücünün tam kusurlu bulunduğunun anlaşıldığı, bu durumda davacının eşi ve desteği konumundaki sürücünün kullandığı ve davalı sigorta şirketi nezdinde trafik sigortalı bulunan aracın neden olduğu trafik kazasında davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamının, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarındaki düzenlemelere göre belirlenmesi gerektiği; Genel Şartların A.6. maddesi (d) bendine göre destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber, destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin teminat kapsamı dışında tutulması nedeniyle, somut olayda %100 kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücü desteğin tam kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Poliçe tanzim tarihi ve kaza tarihlerinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanunu’nda sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin sigorta teminatı kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı, bu durumda davacının davalı sigorta şirketinden destek tazminatı talep etme hakkı bulunmadığı görüşünden hareketle, emsal Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/8399 Esas 2017/7030 K sayılı ilamı doğrultusunda davacının destek tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; poliçenin düzenlenme tarihinin, Karayolları Trafik Kanununu 90 ve devamı maddelerinde 6704 sayılı yasa ile 26/04/2016 tarihinde yapılan değişiklikten önce olması nedeniyle 01/06/2015 tarihinde Genel Şartlarda yapılan değişikliğin bağlayıcı olmadığının kabul edilmesi gerektiği, bu nedenle Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına aykırı bir şekilde davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu hususuna yöneliktir.İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan, inceleme ve değerlendirme sonucunda;Dava trafik kazası sonucunda meydana gelen ölüme dayalı olarak açılmış destekten yoksun kalma tazminatı isteğine ilişkindir.Dosya arasında bulunan kayıt ve belgeler, tarafların iddia ve savunmaları, itirazları, itirazların kapsamı değerlendirildiğinde; taraflar arasında, davalı sigorta şirketi nezdinde başlangıç tarihi 03/07/2015, bitiş tarihi ise 03/07/2016 bulunan ZMS sigorta poliçesi ile sigortalı olan ….. plaka sayılı aracın sürücüsü bulunan ….. tam kusuru neticesinde 10/08/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybettiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık bu durumda ölenin desteğinden yoksun kalan davacı eşin üçüncü kişi konumunda olup olmadığı ve desteğin kusurunun kendisine yansıtılıp yansıtılamayacağı, sonucu itibariyle de davacının destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunup bulunmadığına ilişkindir.01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları; yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibariyle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının kapsamı tüm taraflarca bilinmektedir. Genel şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepler bakımından sigortacının sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe kapsamında ve sigorta limitleri dahilinde üçüncü kişilerin uğradıkları zararları tazmin etmekte sınırlı bulunduğuna göre, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesine, Yargıtay Özel Dairesinin benzer konudaki içtihadları ile Dairemizin yerleşmiş uygulamaları da gözetildiğinde, herhangi bir isabetsizlik tespit edilemediğinden, davacı vekilinin istinaf isteğinin HMK.m.353/1-b/1 hükmü uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonicina varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Usûl ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca, istinaf yasa yoluna başvuran davacıdan alınması gereken 44,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, istinaf yasa yoluna başvurulurken peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 35,90-TL’nin düşümü ile kalan 8,50-TL istinaf karar ve ilam harcının davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,HMK.m.353/1-b/1 maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK.m.361/1 hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yoluna başvurma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 28/02/2019.