Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/548 E. 2020/3937 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/548
KARAR NO : 2020/3937
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/11/2018
NUMARASI : 2014/91 E. – 2018/1230 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/12/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dilekçesinde özetle ; 29/05/2010 tarihinde …’in sevk ve idaresindeki … Plaka sayılı aracın müvekkili …’a çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında ağır yaralandığını, malul kaldığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, müvekkili … için ayrıca 150.000 TL manevi tazminat, eşi … için 30.000 TL manevi tazminat, kızı … için 20.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında sunduğu 20/11/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile; davacı … için maddi tazminat talebini 244.713,44 TL olarak ıslah ettiklerini bildirmiştir. Davalı …. Tic. Ltd. Şti. ve … vekili cevap dilekçesi özetle ; …’a atfedilen kusur oranını ve ceza dosyasından alınan kusur raporunu kabul etmediklerini, davacı …’un motosikletle normal hız sınırının çok üstünde 110 KM ile hızda giderken dikkatsizce manevra yaparak sola geçmek istemesi sebebiyle olduğunu, kusur oranında yeniden rapor alınması gerektiğini, davanın niteliği gereği uygulanacak olan faizin yasal faiz olması gerektiğini, ticari faiz talebini kabul etmediklerini, talep edilen manevi tazminatın fahiş rakam olduğunu, davacıların iddialarını kabul etmediklerini, davanın tümden reddini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; 1-Davacı … tarafından açılan maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE, davacının geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin talebinin reddine,Davacının sürekli iş göremezliğine ilişkin talebinin kabulü ile 208.196,52 TL tazminatın davalı … bakımından 175.000 TL’si ile ve 20.12.2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile sınırlı olmak üzere davalılar … ve …. Ltd. Şti. Bakımından kaza tarihi olan 29/05/2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, Davacı … tarafından açılan manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile; 40.000 TL manevi tazminatın davalılar … ve …. Ltd. Şti. Bakımından kaza tarihi olan 29/05/2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, Davacı … tarafından açılan manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile; 5.000 TL manevi tazminatın davalılar … ve …. Ltd. Şti. Bakımından kaza tarihi olan 29/05/2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, Davacı … tarafından açılan manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile; 9.000 TL manevi tazminatın davalılar … …. Ltd. Şti. Bakımından kaza tarihi olan 29/05/2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, karar verilmiştir. Davalı …. Tic. Ltd. Şti vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı …. Tic. Ltd. Şti vekili istinaf dilekçesinde; davacının gerçek anlamda bir gelir kaybının olmadığını, TSK sorumlu bulunduğunu, maaşını almaya devam ettiğini, pasif dönem için gelir kaybı hesabı yapılmasının hatalı olduğunu, manevi tazminatın fahiş belirlendiğini, davacının ağır bedelsel zarar görmemesi nedeniyle eş ve çocuğu yönünden manevi tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 29/05/2010 kaza tarihinde davalı sürücü …’in sevk ve idaresindeki … Plaka sayılı aracın davacının sürücüsü olduğu … plaka sayılı motosiklete çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı, malul kaldığı anlaşılmıştır. Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. Ve 56/2 maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, kusur durumu, davacıda meydana gelen yaralanmanın niteliği, davacının yaşı, tarafların, dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; Mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı yerindedir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, davacının maluliyet oranının ATK raporu bile belirlenmesine, bu nedenle kazanç kaybına uğrayacağının açık olmasına, pasif dönem için de gelir kaybı hesaplanmasına usul ve yasaya aykırılık bulunmamasına, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf taleplerinin HMK 353/1-b/1 maddesi uyarınca esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan mahkeme kararına yönelik davalı …. Tic. Ltd. Şti vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,(HMK.m.353/1-b/1)2- Alınması gereken 17.910,64-TL harçtan peşin yatırılan 4.672,06-TL nispi karar ilam harcınınn düşümü ile 13.238,58TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK.m.361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.24/12/2020