Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/547 E. 2020/3858 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/547
KARAR NO : 2020/3858
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/12/2018
NUMARASI : 2018/106 E. – 2018/1050 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/12/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 15/12/2014 tarihinde geçirmiş olduğu kazada yaralandığını, söz konusu kazada müvekkilinin yaralanmasına sebebiyet veren … plakalı araç sürücüsünün düzenlenen kaza tutanağında asli kusurlu bulunduğunu, müvekkiline herhangi bir kusur atfedilmediğini, bu nedenlerle sürekli iş göremezlik için ve sakat kaldığı için ayrı ayrı fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 500,00 TL maddi tazminatın, sürekli sakatlık teminatı ve tedavi giderleri teminatı olan 310.000,00 TL limiti ile sınırlı olmak üzere davalıdan kusuru oranında sigorta şirketine başvuru tarihi itibariyle işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketinin yargı çevresinde bulunduğu İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, yetki itirazında bulunduğu, yetki yönünden reddine karar verilmesini, aksi takdirde açılan davanın haksız olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; ” İncelenen tüm dosya kapsamında; Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının devam eden yargılaması sırasında davalı vekili mahkememize gönderdiği 15/08/2018 havale tarihli dilekçesinde davalı ile sulh olduklarını, vekalet ücreti ile masraf taleplerinin olmadığını beyan ettikleri görülmüştür.Sulh HMK mad. 313-315 maddelerinde düzenlenmiştir. Sulh görülmekte olan bir davada tarafların aralarındaki uyuşmazlığın kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla mahkeme huzurunda yaptıkları bir sözleşmedir. Sulh hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Sulh ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. 6100 sayılı HMK 313,314 ve 315 v.d. maddede düzenlenen sulhe ilişkin yasal hüküm de dikkate alınarak; taraflar arasındaki uyuşmazlığın son bulması ve davanın konusuz kalması nedeniyle; davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ” gerekçesi ile; Tarafların sulh olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan ibraname ile dava konusu tazminat kalemlerinin farklı olduğunu, maluliyet oranının zaman içerisinde değiştiğini, bu nedenle verilen kararın hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; Dava trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davasıdır.15/12/2014 kaza tarihinde davalının ZMMS sigortacısı olduğu … plaka sayılı aracın karıştığı kazada davacının yaralanarak malul kaldığı, 06/04/2016 tarihinde 44.065,00-TL tazminatın davacıya ödenmesi konusunda anlaşmaya varıldığı ve ibranamenin düzenlendiği konusunda ihtilaf bulunmamaktadır.Davacının 06/04/2016 ibraname tarihinden sonra maluliyetinin artıp artmadığı ve yeni gelişen bir durumun olup olmadığının usulüne uygun rapor ile tespiti gerekmektedir.ATK 3. İhtisas Kurulu’ndan, davacının kazadaki yaralanması ile sonraki tarihli muayene sonuçları ve dosya kapsamında alınan maluliyet raporları değerlendirilmek suretiyle, kazadaki yaralanmaya bağlı gelişen yeni durum olup olmadığının tespiti, gelişen yeni durum olduğunun saptanması halinde ise bu yeni durumun ne zaman ortaya çıktığı, tedavi sürecinin ne zamana kadar devam ettiği ayrıca davacının bakıcı ihtiyacı bulunup bulunmadığının var ise buna ilişkin bakıcı giderinin miktarı konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınması; belirlenen sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle, hüküm tesisi doğru görülmemiştir.Bu anlamda davacının delillerinin toplanmadığı anlaşıldığından HMK.353/1-a/6 maddesi uyarınca yukarıda belirilten işlemlerin yapılması için dosyanın mahkemeye iadesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde değerlendirme ve işlem yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40-TL karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,HMK. m.353/1-a/6 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.10/12/2020