Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/542 E. 2021/662 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO : 2019/542
KARAR NO : 2021/662
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/07/2018
NUMARASI: 2015/995 E. – 2018/701 K.
DAVA: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/04/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … A.Ş. Nezdinde ZMM sigortalı, davalı … A.Ş nezdinde de kasko sigortalı olan, davalı … Limited Şirketi’nin maliki, diğer davalıların da sürücüsü bulunduğu … plaka sayılı araç ile … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikletin çarpışması neticesinde meydana gelen 09/05/2014 günlü trafik kazasında hayatını kaybeden … anne ve babası olan vekil edenlerinin müteveffanın desteğinden yoksun kaldıklarını belirterek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla davacı anne … ile davacı baba … her biri için ayrı ayrı 5.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan, ayrıca davacı anne ve babanın her biri için ayrı ayrı 200.000,00-TL ve davacı kardeş … için de 100.000,00-TL olmak üzere toplam 500.000,00-TL manevi tazminatın davalı … A.Ş dışında kalan diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş; 05/06/2018 günlü ıslah dilekçesi ile de davacı baba için olan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin istek miktarını 172.166,04-TL’ye, davacı anne için olan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin istek miktarını da 215.675,14-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karıştığı ileri sürülen … plaka sayılı aracın, vekil edeni şirket nezdinde 20/02/2014-20/02/2015 tarihleri arasını kapsar biçimde … Genişletilmiş Sigorta Poliçesi ile İhtiyari Mali Mesuliyet sigortalı olduğunu, ihtiyari mesuliyet teminatının maddi/bedeni ayrımı yapılmaksızın 50.000,00-TL ile sınırlı olduğunu ve manevi tazminata ilişkin olarak herhangi bir teminat içermediğini, bu durumda müvekkili sigorta şirketinin sadece maddi tazminata yönelik talepler bakımından ve zorunlu mali sorumluluk sigortası hadlerinin üzerinde kalan kısmına ilişkin olarak, poliçede belirtilen teminat miktarı ile sınırlı olmak kaydıyla sorumluluğu yoluna gidilebileceğini, ayrıca kusur oranlarının belirlenmesinin gerektiğini, davacının faiz talebinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalılar … Sanayi Ltd, Şti, … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı … yönünden husumet itirazları olduğunu, davalı sürücü müvekkilinin kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğuna ilişkin iddiayı kabul etmediklerini, kazanın dava dışı bir minübüsün sıkıştırması üzerine meydana geldiğini, dolayısıyla minübüs şoförününde kusurlu olduğunu, ayrıca istenen tazminat miktarlarının fahiş bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karıştığı ileri sürülen … plaka sayılı aracın vekil edeni şirket nezdinde ZZM sigortalı bulunduğunu, sigorta şirketinin sorumluluğunun araç sürücüsünün kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğundan kusur durumunun usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerektiği, ayrıca desteğin kaza anında kask takmaması nedeniyle oluşan müterafik kusur durumunun da tazminat miktarının belirlenmesinde gözetilmesini istediklerini, dava tarihinden önce sigorta şirketine yapılmış bir başvuru olmadığından faiz başlangıcının dava tarihinden başlatılması gerektiğini ve faiz cinsinin de yasal faiz olarak uygulanmasını istediklerini bildirmiştir.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları olayla ilgili olarak İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılan 2014/237 E.,2015/287 karar sayılı ceza yargılamasına ilişkin ceza dosyası ile tüm dosya kapsamı gözetilerek; davacıların desteği … ölümü ile sonuçlanan 096/05/2014 günlü trafik kazasının oluşumunda … plaka sayılı araç sürücüsü … tam kusurlu olduğu, kaza tarihinde müteveffa … isimli işyerini işlettiği ve 3.000,00-TL gelir elde ettiği benimsenmek suretiyle 30/04/2018 günlü ek aküter bilirkişi raporu doğrultusunda; “1-)Davanın maddi tazminat yönünden kabulü ile; davacı baba … için 172.166,04 TL ve davacı anne … için de 215.677,14 TL olmak üzere toplam 387.843,18 TL maddi tazminatın davalılardan (davalı sigorta şirketlerinin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı tutulmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, bu miktarlara davalı sigorta şirketleri yönünden dava tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden 09.05.2014 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine,2-)Davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile taktiren; davacı baba … için 45.000,00 TL, davacı anne … için 45.000,00 TL ve davacı kardeşi … içinde 30.000,00 TL olmak üzere toplam 120.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … Ltd Şti, … ve …’dan (sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı tutulmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, bu miktarlara davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden ise 09.05.2014 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine,Fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin taktiren reddine,” karar verilmiş; davalı … A.Ş vekilinin 08/10/2018 günlü tavzih istemli dilekçesi değerlendirilerek;”Maddi Hatanın Düzeltilmesi Kararıdır” başlıklı 30/10/2018 günlü kararla;” Davalı … A.Ş. Vekilinin maddi hatanın düzeltilmesi talebinin kabulüne,1-)Mahkememizin 2015/995 Esas, 2018/701 Karar sayılı ve 05/07/2018 günlü kararın hüküm kısmının (maddi tazminata dair 1 numaralı bendinin; 1-a), 1-b) ve 1-c) bölümlerinin aşağıdaki şekilde düzeltilmesine; 1a-) Alınması gereken 26.493,56 TL harçtan peşin alınan 3.034,95 TL (peşin+ıslah) harcın mahsubu ile bakiye 23.458,61 TL harcın davalılardan (davalı sigorta şirketlerinden … A.Ş bu miktarın 18.307,08 TL’sinden davalı … A.Ş.’nin 380,6 TL’si ile sınırlı tutulmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,Davacıların peşin olarak yatırdığı 3.034,95 TL (peşin+ıslah) TL harç giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,1-b) Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 29.220,59 TL ücreti vekaletin davalılardan (davalı sigorta şirketlerinden … A.Ş bu miktarın 22.030,00 TL ile davalı … A.Ş. 5.850 TL’si ile sınırlı tutulmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,1-c) Davacının yaptığı ilk masraf 35,60 TL, bilirkişi ücreti 1.600,00 TL, posta gideri 366,10 TL olmak üzere toplam 2.001,70 TL’nin ( Davalı … A.Ş.’nin 258,1 TL ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,2-a-) Hüküm fıkrasının 2-) maddesinde manevi tazminat ile ilgili olarak davalı …. A.Ş.’nin bu maddeden tamamen çıkartılmasına, 2-b-) Hüküm fıkrası 2-a ve 2-b bentlerinin aşağıdaki şekilde düzeltilmesine:2-a-) Alınması gereken harç bölümünden aynı şekilde … A.Ş.’nin çıkartılarak, yerine alınması gereken 8.197,20 TL harcın davalılardan …. Ltd.Şti., … müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir yazılmasına.2-b) Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 12.350,00 TL ücreti vekaletin davalılardan … , … Ltd.Şti., …tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, 2-c-) Hüküm fıkrasının (2d) maddesinin hükümden tamamen çıkartılmasına,2-d-)Hüküm fıkrasının 2-e bendinin aşağıdaki şekilde düzeltilmesine;2-e)Davalılar … , … Ltd Şti, … kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 12.350,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile bu davalılara VERİLMESİNE,” karar verilmiştir. Mahkemece verilen 05/07/2018 günlü asıl karara yönelik olarak davalılar … Ltd. Şti. … ve … vekili ve davalı … A.Ş vekili tarafından; asıl karara ve 30/10/2018 günlü ek karara yönelik olarak da davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davalılar … Sanayi Ltd. Şti., … ve … vekilinin istinaf nedenleri; kararda açıkça … plaka sayılı araç sürücüsünün, davalı … olduğu kabul edildiği ve yargılama sırasında da davalı araç sürücüsünün … olduğu açıkça belirlendiği halde, davalı … yöneltilen davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu, müteveffanın gelirinin hatalı belirlendiği ve kabule göre de hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının çok fazla bulunduğuna ilişkindir.Davalı … A.Ş vekilinin istinaf nedenleri; afaki gelir bilgisine dayalı olarak hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu, ayrıca gelirin hatalı tespit edildiği, vekil edeni şirketin poliçe kapsamında sorumluluğu sadece 50.000,00-TL ile sınırlı olduğu halde, vekil edeninin vekalet ücretlerine ilişkin sorumluluğunun hatalı belirlendiğine ilişkindir.Davacılar vekilinin istinaf nedenleri ise; hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının yetersiz olduğu ve 30/10/2018 günlü ek kararla yapılan düzeltmelerin maddi hatayla bir ilgisi olmadığı, yeni bir karar niteliği taşıdığı, mahkemece, davadan el çekilmesinden sonra tarafların hak ve yükümlülüklerini yeniden belirleyecek şekilde karar veremeyeceği, bu nedenle de kaldırılması gerektiğine yöneliktir.İstinaf edenlerinin sıfatı ile istinafların kapsam ve nedenleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen düzeltilmesi gereken sebeplere göre yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazası sonucunda meydana gelen ölüm olayına dayanılarak açılmış maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. (Anayasa m.141/3). İlke, adil yargılanma hakkı kapsamında ve kamu düzenine ilişkin bulunmaktadır. (Anayasa m. 36/1 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi m.6). Mahkeme kararlarının gerekçe bölümünde; sav ve savunmaların özeti, çekişmeli ve çekişmesiz noktalar ile ret ve üstün tutulma nedenleri; sabit görülen olgulardan çıkarılan sonuçlar ile hukuki nedenin gösterilmesi gerekir. (HMK m. 297/1-c). Bundan ayrı, HMK’nun 297/2 madde hükmüne göre; hakim, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar etmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakları açıkça bildirmesi gerekir.Gerekçe, mahkemenin benimsediği olgular ile hüküm bölümü arasındaki yasal bağ niteliğinde olup; taraflar nezdinde ve yasa yolu incelemesi bakımından denetim olanağı sağlamalı ve hüküm bölümüyle de tam olarak örtüşmelidir.1-Somut olaya dönüldüğünde, davacılar, … plaka sayılı araç ile … sayılı motosikletin çarpışması neticesinde meydana gelen trafik kazasında , … plaka sayılı araç sürücüsü destek … hayatını kaybettiğini belirterek, … plaka sayılı karşı aracın maliki, sürücüsü (sürücüleri), ZMM Sigortacısı ve kasko sigortacısı olduğu ileri sürülen sigorta şirketlerine yönelik olarak görülmekte olan davayı açmışlardır. Dosya kapsamından kazaya neden olduğu ileri sürülen … plaka sayılı aracın, davalı … Ltd.Şti. Adına kayıtlı olduğu, davalı … A.Ş nezdinde ZMM sigortalı bulunduğu ve ayrıca davalı … A.Ş nezdinde de … Genişletilmiş Kasko Sigorta Paket poliçesi ile sigortalı bulunduğu anlaşılmakta ise de kaza anında … plaka sayılı araç sürücüsünün kim olduğu yolundaki bir takım duraksamalar nedeniyle araç sürücüsü olarak davalılar … ve davalı … davanın yöneltildiği görülmüştür.Mahkemece verilen kararın gerekçe bölümünde; kazanın oluşumunda araç sürücüsü … tam kusurlu olduğu belirtildiği, diğer bir ifadeyle … söz konusu aracın sürücüsü olduğu kabul edildiği halde, diğer davalı … hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminatlar bakımından neden sorumluluğu yoluna gidildiği konusunda herhangi bir açıklama ve değerlendirme yapılmış değildir.Yine karar yerinde … A.Ş’nin trafik sigorta limitinin 268.000,00-TL olduğu belirtilerek sorumluluğunun bu limitle sınırlı olduğu açıklandığı halde diğer davalı … Sigortanın sorumluluğunun kapsamı hakkında herhangi bir belirlemede bulunmaksızın, maddi ve manevi tazminatlar bakımından sorumluluğu yoluna gidilmiş ve yine … şirketinin sorumluluk nedeni, kapsamı ve miktarı açısından somut bir tespitte bulunulmaksızın sözü edilen sigorta şirketinin yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretine ilişkin olarak diğer davalılarla birlikte sorumlu olduğuna hükmedilmiştir.Davalı … A.Ş’nin talebi üzerine de 05/07/2018 günlü kararın hüküm fıkrasının bazı bölümlerinde yapılan hataların maddi hata kapsamında olduğu görüşünden hareketle verilen ek kararla düzeltilmesi yoluna gidilmiş ise de; HMK’nun Hükmün Tashihi Ve Tavzihi Başlıklı bölümdeki 304.madde hükmüne göre; tashih yolu ile düzeltebilecek maddi hatalar sadece yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar olup, önceki kararla tarafla yükletilen sorumlulukların değiştirilmesi, kaldırılması veya azaltılıp çoğaltılması mümkün değildir. HMK’nun 305.maddesinin 2. Fıkrasında da; “Hüküm yeterince açık değilse ve icrasına tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilirler” denilmekte ise de aynı maddenin 2.fıkrasında açıkça ” hüküm fıkrasının taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez” denilmektedir.Hal böyle olunca mahkemece verilen 05/07/2018 günlü esas kararın hüküm bölümünde yapıldığı kabul edilen yanılgılar, maddi hata kapsamında değerlendirilebilecek yanılgılar niteliğinde olmadığı belirgin olduğundan, 30/10/2018 günlü ek kararla yapılan düzelmenin usul ve yasaya aykırı olduğu, dolayısı ile de geçersiz bulunduğu açıktır.Bu durumda, az yukarıda açıklanan nedenlerle mahkemece verilen her iki karar da yasa yolu incelemesine olanak sağlayacak nitelikte olmadığından ve yasanın amir hükümlerine aykırı olarak düzenlendiklerinden istinaf edenlerin sıfatı ve istinaf nedenleriyle bağlı olunmaksızın, davalılar vekillerinin ve davacılar vekilinin istinaf itirazlarının kabulü gerekmiştir.2-Bundan ayrı kabule göre de dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkin bulunmaktadır. Destekten yoksun kalma tazminatının amacı, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Bu durumda desteğin gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru şekilde tespiti bakımından temel ögelerden biridir.Dosya kapsamından destek … kazanın meydana geldiği 09/05/2014 tarihi itibariyle İstanbul İli … İlçesi … Mahallesi … Meydanında bulunan ve faaliyet alanı olarak “Çay ocakları, kıraathaneler, kahvehaneler, kafeler, meyve suyu salonları ve çay bahçelerinde içecek sunum faaliyeti” olarak gösterilen bir iş yeri sahibi olduğu ve adına vergi levhası düzenlendiği anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan 30/04/2018 günlü hesap bilirkişi raporunda; önceki kök raporda destek … gelirinin asgari ücret düzeyinde olduğu kabul edilerek hesaplama yapılmış ise de mahkemenin ara kararı uyarınca İstanbul Umum Kıraathaneci, kahveci ve içkisiz gazinocular esnaf odasının 29/01/2018 gün 2018/86 sayılı yazısıyla bildirilen 3.000,00-5.000,00-TL kazanç arası kazanç unsuruna göre tazminat hesaplaması yapılacağı açıklandıktan sonra esnaf odası yazısında bildirilen kazançların hangi yıllara ait olduğu bildirilmeden, 2014 yılı için 3.000,00-TL, 2015 yılı için 3.500,00-TL, 2016 yılı için 4.000,00-TL, 2017 yılı için 4.500,00-TL ve 2018 yılı için de 5.000,00-TL gelir elde edilebileceği varsayımıyla bir hesaplama yapıldığı ve bu hesaplamanın hükme esas alındığı görülmüştür. Oysa ticari bir alanda çalışan kişinin tazminata esas alınacak geliri, işletmenin gelirine göre değil, kişinin kişisel yetenek ve emeğinin işletme gelirine katkısı belirlenerek,bu katkının parasal değeri üzerinden destekten yoksun kalma zararının tespit edilmesi gerekir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 16/05/2017 tarih ve 2015/17437 E., 2017/5520 K. Sayılı emsal içtihadı)Bu durumda mahkemece gerekirse taraflara yeni delil sunma imkanı verilerek, desteğin davaya konu trafik kazasından önce kişisel özellikleri nedeniyle işine bedensel katkısının ne oranda olduğu belirlenerek, bu işin yürütülmesi için desteğin yerinde başka birisinin ne kadar ücretle çalıştırılabileceği hususunda konusunda uzman bir bilirkişiden rapor alınarak desteğin kaza tarihindeki gelirinin usulüne uygun şekilde belirlenmesi ve ondan sonra belirlenen bu gelirlere göre davacıların destek tazminatı zararlarının hesaplanması yoluna gidilmesi gerekirken bunun yapılmamış olması da HMK.m.353/1-a/6 hükmü kapsamındaki hali oluşturacağından davalılar … Ltd. Şti., … ve … vekilinin ve davalı … A.Ş vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazlarının kabulü gerektiğinden ilk derece mahkemesince verilen kararın yukarıda bentler halinde gösterilen nedenlerle HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca kaldırılmasına, kaldırma gönderme gerekçesi gözetildiğinde, istinaf yasa yoluna başvuran davacıların ve davalıların diğer istinaf itirazlarının bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davacı vekili ile davalılar … Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti. … ve … vekili ve davalı … A.Ş vekili tarafından yapılan istinaf başvurularının yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/07/2018 tarih ve 2015/995 E. – 2018/701 K. sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,-Kaldırma-gönderme kararının gerekçesi gözetildiğinde tarafların öteki istinaf itirazlarının bu aşamada değerlendirilmesine YER OLMADIĞINA,2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem, araştırma ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf yasa yoluna başvuran taraflarca peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harçlarının istek halinde yatıran tarafa İADESİNE,4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,5-İstinaf yasa yoluna başvuran tüm taraflarca yapılan diğer istinaf yargılama giderlerinin ise ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümde dikkate alınmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 353/1-a/6 hükmü uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 16/04/2021