Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/501 E. 2021/551 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO : 2019/501
KARAR NO : 2021/551
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/11/2018
NUMARASI: 2014/335 E. – 2018/1109 K.
DAVA TÜRÜ : Trafik Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/03/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların maliki, sürücüsü ve ZMM sigortacısı bulunduğu … plaka sayılı aracın, 20/04/2014 tarihinde vekil edenine ait ve seyir halinde bulunan … plaka sayılı araca arkadan çarpması suretiyle hasara uğrattığını, ayrıca değer kaybı ile kazanç kaybına neden olduğunu ileri sürerek 30.064,28-TL hasar bedeli ile 4.000,00-TL araç değer kaybı zararına karşılık olmak üzere toplam 34.064,28-TL maddi tazminatın tüm davalılardan, mahrum kalınan kira bedeli karşılığında da 684,00-TL tazminatın sigorta dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı sürücü … ve davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. Vekili ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçelerinde özetle; talep konusu kazanın meydana gelmesinde tüm kusurun davacı tarafa ait aracın sürücüsünde olduğunu, bu nedenle sorumlulukları yoluna gidilmeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır. Davalı … A.Ş vekili cevabında özetle; kazaya neden olduğu ileri sürülen … plakalı aracın vekil edeni şirket nezdinde 18.01.2014-2015 tarihleri arasını kapsar biçimde ZMM sigortalı olduğunu, ancak kaza ile ilgili davadan önce müvekkili şirkete müracaat edilmediğini ve herhangi bir hasar dosyası da açılmadığını, bu nedenle bahsi geçen sigorta teminatı altına alınan araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde bir kusurunun ve dolayısıyla müvekkili şirketin poliçeden kaynaklanan bir sorumluluğunun bulunup bulunmadığının tespiti gerektiğini, sorumlulukları yoluna gidilecek olur ise davacının gerçek zarar miktarının usulüne uygun şekilde belirlenmesini istediklerini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; ATK tarafından düzenlenen 25/05/2018 günlü raporu benimsenmek suretiyle; kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsünün herhangi bir kusurunun bulunmadığı, bu durum karşısında davalı tarafın sorumluluğu yoluna gidilemeyeceği görüşünden hareketle; davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; hükme esas alınan kusur raporundaki belirlemelerin hatalı olduğu ve kaza tespit tutanağındaki belirlemelerle çeliştiği hususuna yöneliktir.İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat isteğine ilişkindir. Dosya kapsamından davacı tarafa ait … ve davalı tarafa ait … plaka sayılı araç ile dava dışı … plaka sayılı aracın karıştığı 02/04/2014 günlü çok taraflı trafik kazası sonucunda; davacıya ait aracın hasarlandığı, kazanın oluşumunda tüm kusurun … plaka sayılı araçta olduğu ileri sürülerek görülmekte olan davanın … plaka sayılı aracın maliki, sürücüsü ve ZMM sigortacısına yönetildiği anlaşılmaktadır. Haksız bir fiil sonucu araç hasarı oluştuğu iddiasıyla bir talepte bulunulması halinde kazanın oluşumunda taraf kusurlarının ne olduğunun belirlenmesi esaslı unsurdur. Mahkemece görüşüne başvurulan Mak. Yük. Müh. … tarafından düzenlenen 03/07/2017 günlü raporda; dosyadaki tüm bilgi ve belgeler ile Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma sırasında beyanlarına başvurulan ve kazaya karıştığı belirlenen araç sürücülerinin vermiş olduğu ifadeler değerlendirilerek olayın meydana geliş şekli, “orta şeritte 75 km/saat hızla seyreden … plaka sayılı aracın önünde seyreden … plakalı aracı geçmek için kontrolsüzce sol şeride geçtiği anda sol şeritte 100km/sa hızla seyreden … plakalı aracın, … plakalı araca arkadan çarparak (Birinci Çarpışma) zincirleme kazayı başlattığı, … plakalı aracın arkadan aldığı darbenin etkisiyle kontrolden çıkarak geçmeye çalıştığı … plakalı araca arkadan çarptığı; (İkinci Çarpışma) … plakalı aracın arkadan aldığı darbenin etkisiyle kontrolden çıkarak takla attığı” şeklinde açıklanmış ve bu oluş şekline göre kazanın meydana gelmesinde davacıya ait … plaka sayılı araç sürücüsü Demirhan Demir’in tam kusurlu olduğu, buna karşılık davalı araç sürücüsü … ise herhangi bir kusuru bulunmadığı sonucuna varılmış ve varılan bu sonuç gerekçelendirilmiştir. Söz konusu bu rapora karşı davacı tarafça itiraz edilerek ATK ‘dan rapor alınmasının istenilmesi üzerine; ATK Trafik İhtisas Dairesince düzenlendiği anlaşılan 25/05/2018 günlü raporda da; ilk rapordaki belirlemelere katılınarak kusur durumu ve oranı bakımından aynı sonuca ulaşılmıştır. Bu durumda görülmekte olan dosya kapsamında temin edilen bilirkişi raporları arasında herhangi bir çelişki olmadığı ve her iki bilirkişi raporunda da kaza tespit tutanağında davalı araç sürücüsüne izafe edilen kusur durumunun yerinde bulunmadığı denetlenebilir gerekçelerle açıklandığına göre mahkemece ATK tarafından düzenlenen kusur bilirkişisi raporunun hükme esas alınmasında ve buna bağlı olarak da davanın reddine karar verilmiş olmasında, usul ve yasaya aykırı herhangi bir isabetsizlik tespit edilemediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf yasa yoluna başvuran davacıdan karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcından, peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 35,90-TL’nin düşümü ile 23,40-TL bakiye harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine; 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 25/03/2021