Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/4952 E. 2022/1920 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/4952
KARAR NO: 2022/1920
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/10/2019
NUMARASI: 2018/782 Esas – 2019/1217 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/12/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil edeni sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı bulunan … plaka sayılı araç ile davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı olan … plaka sayılı aracın karıştığı 30/07/2011 günlü trafik kazasında, …, … ve … isimli şahısların yaralandığını, adı geçen kazazedelerin sürekli sakatlığa uğradıklarını belirterek Samsun Asliye Ticaret Mahkemesinde müvekkili sigorta şirketi aleyhine açtıkları maddi tazminat talepli dava sonucunda verilen 2014/724 Esas – 2016/592 Karar ve 28/06/2016 günlü kararla; kazanın oluşumunda müvekkili şirketin sigortalı … plaka sayılı aracın %75 oranında, … plaka sayılı aracın ise %25 oranında kusurlu olduğu belirlenerek vekil edeni şirket tarafından davacılara tazminat ödenmesine karar verildiği, bu ilamın icra takibine konu yapılması neticesinde davacı sigorta şirketi tarafından üçüncü kişi hak sahiplerine uğrattıkları maddi zararlara karşılık olarak toplam 68.610,00-TL ödeme yapıldığını, ancak kazanın oluşumunda davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı bulunan … plaka sayılı araç sürücüsünün %25 oranında kusurlu olması nedeniyle yapılan ödemenin %25’lik kısmının tahsili amacıyla davalı sigorta şirketi aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibine geçildiğini, bu takibin itiraz üzerine durduğunu belirterek haksız itirazın iptaline ve davalının %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 30/01/2011 günlü trafik kazasına karıştığı ileri sürülen … plaka sayılı araç, vekil edeni sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı ise de davacı sigorta şirketi tarafından yapıldığı belirtilen ödemenin hangi yöntemle yapıldığı belli olmadığı gibi ödenmesi gereken gerçek bir meblağ olup olmadığının tespit edilemediğini, kaldı ki …’ın doğrudan müvekkili şirket nezdinde sigortalı olması ve sigortalı aracın işleteni bulunması nedeniyle bu kişiye yapılan bir ödemenin vekil edeni şirketten rücu edilemeyeceğini ve zaman aşımı süresini de geçirmiş bulunduğu ileri sürülerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece: iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu, icra takip dosyaları, Samsun Asliye Ticaret Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılan 2014/724 Esas sayılı dava dosyası ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek; Davacı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı olan … plaka sayılı araçla davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın karıştığı trafik kazasının oluşumunda davacı sigorta şirketince sigortalanan araç sürücüsünün %75 oranında, davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan araç sürücüsün ise %25 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, söz konusu bu kazada yaralanan şahısların Samsun Asliye Ticaret Mahkemesinde açtıkları dava sonucunda, davacı sigorta şirketince icra dosyasına ödenen meblağın davalı sigorta şirketince sigortalanan araç sürücüsünün %25’lik kısmına isabet eden tutarın tahsili için 2 yıllık yasal rücu süresinde açılan icra takibinde davalı borçlunun itiraz etmesi üzerine eldeki davanın açıldığının anlaşıldığı, böyle bir durumda dava dışı şahıslara ödenen meblağın, ödeme tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte (kusura isabet eden kısmının) davalı sigorta şirketince karşılanması gerektiği halde herhangi bir bilgi ve belge olmaksızın yapılan takibe itirazın kötü niyetli olduğu, davalılar lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği şeklindeki gerekçeyle; -DAVANIN KABULÜNE -Davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında davalı-borçlunun yaptığı tüm itirazların ayrı ayrı İPTALİNE, icra takibinin; 17.152,50-TL asıl alacak ve 1.522,58-TL işlemiş faiz üzerinden, asıl alacağa değişken oranlarda yasal faiz işletilmek üzere devamına, -Alacak tutarının %20’si üzerinden hesaplanan 3.735,01-TL icra inkar tazminatının, davalı-borçludan alınarak davacı-alacaklıya verilmesine, karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davalı vekilinin istinaf nedenleri; … vekil edeni şirket nezdinde ZMM sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın işleteni ve sigortalısı olması nedeniyle …’ın uğradığı zarar kapsamında müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığı, dolayısıyla da sorumluluk olmayan bir durumda davacı sigortacının rücu hakkı olmadığının gözetilmediği, zaman aşımı itirazlarının değerlendirilmediği ve kabule göre de yasal şartlar oluşmadan icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de isabetsiz bulunduğu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerektiğine yöneliktir. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava; trafik kazası sonucunda meydana gelen cismani zarar nedeniyle üçüncü kişi hak sahiplerine ZMM sigorta poliçesi kapsamında yapılmak zorunda kalınan ödemelerin, diğer bir zarar sorumlusu olduğu ileri sürülen davalıdan rücuan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden … plaka sayılı araç ile … plaka sayılı aracın karıştığı 30/07/2013 günlü trafik kazasında yaralandıklarını ileri sürerek …, … ve … isimli kişilerce … plaka sayılı aracın sürücüsü işleteni ve ZMM sigortacısı (… Sigorta Şirketi) aleyhine teselsil hükümlerine dayanılarak açılan ve … sigortaya ihbarı sağlanan ve maddi ve manevi tazminat talepli dava sonucunda Samsun Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 2014/724 esas – 2016/592 Karar sayılı ilamla davacı … için 37.667,51-TL, davacı … için 2.020,78-TL ve davacı … için de 500,00-TL olmak üzere toplam 40.888,29-TL maddi tazminatın tüm davalılardan ve toplam 8.000,00-TL manevi tazminatın da davalı sigorta şirketi dışında kalan diğer davalılardan tahsiline karar verildiği, kazanın oluşumunda … Sigorta şirketi A.Ş nezdinde ZMM sigortalı bulunan … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın %75 oranında, … Sigorta A.Ş nezdinde ZMM sigortalı bulunan … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın ise %25 oranında kusurlu bulunduğu, …’ın … plaka sayılı aracın işleteni/ sürücüsü olduğu, Samsun Asliye Ticaret Mahkemesince verilen ilama dayalı olarak hak sahibi kişilerin başlattığı icra takibi neticesinde hüküm altına alınan ve toplam 40.188,29-TL olan maddi tazminat ile bu tazminata isabet eden dava tarihinden işletilen faiz, vekalet ücreti ve yargılama gideri toplamı bulunan 68.610,00-TL’nin davacı … Sigorta Şirketi tarafından ödendiği, ondan sonra … Sigorta Şirketi tarafından yapılan bu ödemenin %25’ine isabet eden 17.152,50-TL’si asıl alacak ve 1.522,58-TL’si de işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.675,08-TL bedel üzerinden … plaka sayılı aracın ZMM sigortacısı … Sigorta aleyhine 17/07/2018 tarihinde icra takibi başlatıldığı, takip borçlusunun süresi içerisinde borca faize ve tüm ferilerine itiraz edildiği, takibin durduğu ve takip alacaklısı sigorta şirketi tarafından yasal süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmış olup, bu konularda da taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık rücuan tazminat talebinin zaman aşımına uğrayıp uğramadığı ve rücu edilebilecek tazminat miktarının doğru şekilde belirlenip belirlenmediğine ilişkindir.Davacı sigortacının, icra takibine geçmeden önce davalı sigorta şirketine 14/11/2016 tarihinde başvuruda bulunarak 17.152,50-TL ödeme yapmasını istenildiği, bu talep üzerine davalı sigorta şirketi tarafından hasar dosyası açılarak 14.487,00-TL’nin (…’ın sigortalı olmaları nedeniyle hesaplama dışı bırakılarak) ödenmesinin uygun olduğuna karar verildiği davalı … Sigorta tarafından dosyaya sunulan hasar dosyası kapsamından anlaşılmaktadır. Davalı sigorta şirketince yargılama sırasında açıkça … isimli şahsın sigortalıları olması nedeniyle taleplerinin teminat dışı olduğunu ileri sürerek …’a yapılan ödeme nedeniyle kendilerine rücu hakkı bulunmadığı bildirilmiştir. … gerçekten de davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın işleteni ve sigorta ettirenidir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92. ve ZMM Sigortası Genel Şartlarının teminat dışında kalan haller başlıklı A.3 maddesi hükümleri uyarınca, ZMM sigortacısı motorlu bir aracın işletilmesi neticesinde meydana gelen zararlar bakımından sadece üçüncü kişilerin uğradıkları zararların karşılamakla hükümlü olup, işleten/ sigortalı tarafından ileri sürülen tazminat taleplerinin teminat dışı olduğu değerlendirilmelidir.Bu durumda … plaka sayılı aracın işleteni/ sigortalısı olan ve dolayısıyla üçüncü kişi konumunda bulunmayan …’ın kaza neticesinde uğradığı ileri sürülen maddi zararların giderilmesinden … plaka sayılı aracın ZMM sigortacısının sorumluluğu yoluna gidilemeyeceği ve böyle bir durumda … için yapılan bir ödemenin ZMM sigortacısından rücuan talep edilemeyeceği gözetilmelidir. Ne var ki mahkemece açıklanan tüm bu hususlar üzerinde durulmaksızın ve daha da önemlisi neden durulmadığı konusunda herhangi bir gerekçe oluşturulmaksızın davacı tarafın tüm taleplerinin kabul edilmesi isabetsiz olmuştur. Eksik inceleme ve değerlendirmeyle karar verilemez. O halde mahkemece yapılacak iş, davalı sigorta şirketinin … bakımından yapılan asıl alacak, faiz ve diğer tüm ferilerine ilişkin ödemeden sorumlu olup olmadığı değerlendirilerek, varılacak sonuca göre, davacı sigorta şirketince yapılan ödemeden düşülmesi gerekli miktar, gerekirse bir bilirkişi aracılığıyla tespit edilmesi ve ondan sonra varılacak sonuca göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın sonlandırılması gerekirken bunun yapılmamış olması HMK.m. 353/1-a/6 hükmü kapsamındaki hali oluşturacağından, davalı vekilinin bu yönü amaçlayan istinaf itirazının kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına ve kaldırma gerekçesi gözetildiğinde davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM/ Gerekçe uyarınca;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/10/2019 tarih ve 2018/782 Esas – 2019/1217 Karar sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem, araştırma ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 239,00-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde davalıya İADESİNE,4-İstinaf incelemesinin dosya üzerinden yapılması nedeniyle, avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından, istinaf aşamasında yapılan diğer yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek müteakip kararda dikkate alınmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a madde hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/12/2022