Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/4877 E. 2022/1612 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/4877
KARAR NO: 2022/1612
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/06/2019
NUMARASI: 2019/140 Esas – 2019/604 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17.11.2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalıya ZMMS poliçesi ile sigortalı dava dışı …’nın sevk ve idaresindeki aracın 29.03.2017 tarihinde müvekkillerinin oğlu ve desteği yaya … ile dava dışı …’ye çarpması ile oluşan kazada müvekkillerinin oğlu …’un vefat ettiğini, dava dışı …’nin yaralandığını, trafik kaza tespit tutanağına göre sigortalı araç sürücünün kusurlu olduğunu, dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulmuş ise de ödeme yapılmadığını, kaza yapan aracın otobüs olması nedeniyle ticari faiz talebinde bulunduklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, Yargılama sırasında sunduğu 13/11/2018 tarihli dilekçesi ile; fazlaşa ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava değerini davacı … yönünden 20.875,11-TL’ye, davacı … yönünden 24.992,97-TL’ye çıkarttıklarını bildirmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; dava açılmadan önce davacı tarafça yapılan başvuru üzerine 15.06.2017 tarihinde 4.915,00-TL ödeme yapıldığını ve davacılar tarafından ibraneme verildiğini, davacı anne-babanın davaya konu olan kazanın oluşumuna etkin kusurundan dolayı sorumluluklarının bulunduklarını, hesaplamada yeni genel şartlarda belirtilen hesap yönetiminin uygulanması gerektiğini, müvekkilinin ancak yasal faizle sorumlu olabileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince; dosya kapsamına alınan bilirkişi raporuna göre davacıların desteği …’ün kusurunun bulunmadığı, desteğin yanında olan dava dışı yaya …’nin tali ve % 40, dava dışı araç sürücüsü …’nın asli ve % 60 oranında kusurlu olduğu, bilirkişi raporu ile belirlenen bakiye tazminat miktarından davacı … yönünden % 40 oranında kusur indirimi yapılması gerektiği kanaati ile, “1.Davanın … yönünden KABULÜ ile; 20.875,11 TL nin poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile davalının temerrüt tarihi olan 22/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, 2.Davanın … yönünden KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile; 14.995,02 TL nin poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile davalının temerrüt tarihi olan 22/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiş, karara karşı davacılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekilinin istinaf nedenleri; davacı … yönünden mahkemece takdiri indirim yapılmış olmasının hukuka aykırı olduğu gibi, yapılan indirim oranın fahiş olduğu, takdiri indirim yapılması için TBK m. 52’deki şartların oluşmasının gerektiği ancak davacı …’nin kazanın oluşmasında kusurunun bulunmadığı, TBK m. 55’e göre destekten yoksun kalma zararlarına ilişkin hesaplanan tazminat miktarlarında hakkaniyet düşüncesi ile artırım veya azaltım yapılamayacağı, bilirkişi raporuna göre kazanın meydana gelmesinde dava dışı … ile araç sürücüsünün kusurlu olduğunun tespit edildiği, davacı anneye yüklenen herhangi bir kusurun bulunmadığı, dava dışı …’nin kusuru oranında davacı annenin tazminat miktarından indirim yapılmasının hukuka aykırı olduğu gibi yapılan takdiri indirim nedeniyle karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği, davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunması nedeniyle her bir davacı lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği hususlarına ilişkindir. 6100 sayılı HMK m. 355 gereğince istinaf edenin sıfatı, istinaf neden ve gerekçeleri ile kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan incelemede; Dava, trafik kazası nedeniyle doğan destek zararının tazmini talebine ilişkindir. Dosya kapsamına alınan 09/10/2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda; davacıların murisi …’ün kaza tarihi itibariyle trafik kurallarını idrak edecek yaşta olmaması sebebiyle 2918 sayılı KTK ve Yönetmelik maddelerine istinaden kendisine izafe edilebilecek herhangi bir kusur oranının bulunmadığı ve meydana gelen kazada tamamen kusursuz olduğu, kaza anında desteğin yanında bulunan dava dışı …’nin bakım ve gözetiminde bulunan … ile birlikte yaya olarak yolun karşısına geçişine başlamadan önce ışıklı kavşak var ise burayı kullanmaları yok ise üst geçit veya yaya geçidini kullanmaları eğer o da yoksa iki yönlü yol olması sebebiyle sağdan ve soldan gelen araç trafiğini kontrol ettikten sonra eğer araç yok ise geçişine başlaması gerekirken aksine hareketle karayolunu kontrol etmeden kendisine duramayacak kadar yaklaşmış aracın hızı ile kendisi arasındaki mesafeyi dikkate almadan kara yoluna çıktığı sırada seyreden … plakalı araç sürücüsü … yönetimindeki araca çarpılıp kendisinin yaralanması ve himayesindeki çocuk …’ün ölümüyle sonuçlanan trafik kazasının oluşumunda 2918 sayılı KTK nın 68/1 b3 maddesiyle yönetmeliğin 138. maddesine riayetsizliği sebebiyle tali ve % 40 oranında, davalıya sigortalı araç sürücüsünün ise seyir esnasında karayolunda bulunan davacıların murisleri …’e çarpıp çocuğu kapının arasına alıp bir müddet sürükledikten sonra duruşa geçmesiyle meydana gelen trafik kazasının oluşumunda 2918 sayılı KTK’nın 47/b, 52/b maddelerine riayetsizliği nedeniyle asli ve % 60 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, davacı …’ye yüklenen herhangi bir kusur bulunmadığı gibi davacıya takdir edilecek tazminat yönünden TBK m. 52 gereğince indirim yapılmasını gerektirir bir nedenin varlığının da iddia ve ispat edilmemesi karşısında davacı … için takdir edilen tazminattan kusur indirimi yapılması ve yapılan indirim nedeniyle reddedilen kısım üzerinden davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir. Ayrıca, davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu, bu nedenle her bir davacı lehine takdir edilen maddi tazminat miktarı üzerinden ayrı ayrı nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davacılar lehine takdir edilen tazminat miktarının tamamı üzerinden tek vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetli değildir.Bu nedenlerle, yerinde olan davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK m.353/1-b/2 gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM/ Gerekçe uyarınca;A) 1-İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/06/2019 tarih ve 2019/140 Esas 2019/604 Karar sayılı kararına karşı davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince KABULÜNE,2- İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından yatırılan nispi istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davacılara iadesine,3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin dosyanın esası hakkında verilecek kararda dikkate alınmasına,B) İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/06/2019 tarih ve 2019/140 Esas – 2019/604 Karar sayılı kararının HMK m.353/1-b/2 gereğince KALDIRILMASINA, kaldırılan hükmün yerine geçmek üzere 1-(a) Davanın … yönünden KABULÜ ile; 20.875,11-TL maddi tazminatın, davalının temerrüt tarihi olan 22/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, (b) Davanın … yönünden KABULÜ ile; 24.992,97-TL maddi tazminatın davalının temerrüt tarihi olan 22/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, 2- Alınması gereken karar ve ilam harcı 3.133,25-TL’den başlangıçta peşin olarak alınan 34,16-TL, 122,50-TL tamamlama harcı ile 122,50-TL ıslah harcının mahsubu ile eksik kalan 2.854,09-TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,3- Davacı tarafça bu dava için yapılan başvurma harcı 31,40-TL, peşin harç 34,16-TL, ıslah harcı 122,50-TL, tamamlama harcı 122,50-TL, istinaf kanun yoluna başvurma harcı 121,30-TL, tebligat ve posta gideri ile bilirkişi ücreti 1.630,20-TL’den ibaret toplam 2.062,06-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,4- (a) Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT m. 13/1 uyarınca 9.200,00-TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, (b) Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT m. 13/1 uyarınca 9.200,00-TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/11/2022